Yüksel Aymaz’ın Margarethe von Trotta’nın aynı adlı filminden tiyatroya uyarladığı “Rosa Luxemburg” oyunu, yarın akşam İstanbul Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.
Ödüllü ışık ve dekor tasarımcısı Yüksel Aymaz’ın yazıp yönettiği “Rosa Luxemburg” oyunu izleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor. Margarethe von Trotta’nın aynı adlı filminin tiyatroya uyarlandığı oyun, 6 ve 8 Nisan tarihlerinde İstanbul Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.
Oğuzhan Güner’in yapımcılığını üstlendiği oyunda, sahnede Haris Simyonidis, Deniz Eylem Çubuk, Eray Karadeniz ve Aycan Bilginer (kontrbas) yer alacak. 6 ve 8 Nisan tarihlerinde saat 20:30’da İstanbul Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde sahnelenecek oyun, 26 Nisan Salı günü saat 20:30’da ise İzmir Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde izleyicilerle buluşacak.
Yönetmen Yüksel Aymaz oyunla ilgili, “Rosa Luxemburg, dünya barışı için hayatına mal olan büyük bir mücadele vermiştir. Günümüz dünyası hâlâ ciddi savaş tehdidi altındadır. Bu koşullarda, Marksizm ve sosyalizme ilişkin düşüncelerini savunmaktan geri durmayan bu onurlu kadının hayatını tiyatroya aktarmayı kendim için bir görev bildim. Bu oyunda, Margarethe von Trotta’nın 1986 yapımı aynı adlı filmini tiyatroya uyarladım” ifadelerini kullandı.
Oyunun sinopsisi şöyle:
Rosa Luxemburg, Leo Jogiches’den uzun süre haber alamayınca Varşova’daki gizli hücre evinde onu bulur ve karşısına çıkar. Berlin’den Rusya’daki devrime katılmak için Polonya’ya gelmiştir. Olaylar karışınca kendini Varşova Sitadil hapishanesinde bulur. Diğer bir tutuklu olan yan koğuşundaki kadın ile tanıdıklarının idam mangasına tanık olurlar.
Hapisten çıkınca ilk iş çok sevdiği arkadaşı Louise Kautsky’nin evine onu görmeye gider. Parti Başkanı August Bebel’in kefaretini ödediği için serbest bırakıldığını öğrenmesiyle çok sinirlenir ve özgürlüğü için dahi kimseye borçlu olmak istemediğini söyleyerek çıkar. Kendisinden yaşça büyük olan arkadaşı Clara Zetkin ile birlikte August Bebel’in evine ziyarete giderler. Durumları tartışırlar. Ardından Stuttgart’da, 2. Enternasyonel Sosyalistler Kongresi’nde Clara ve Rosa konuşma yapar. Clara Zetkin konuşmasında 8 Mart’ı Emekçi Kadınlar Günü ilan eder, Rosa da savaşın çıkması söz konusu ise ilgili ülkelerdeki işçilerin ve parlamenter temsilcilerinin savaşı engellemesi gerektiğini söyler. Savaş karşıtı propagandasını yapar ve evlerine dönerler.
Leo’ya olan aşkıyla da bilinen Rosa, aralarındaki soğukluğu telafi etmek adına ona yaklaşır fakat karşılık bulamaz. Üzerine gitmesiyle birlikte, yoldaşlardan biriyle aldatıldığını itiraf ettirir. Berlin’e geldiği zamanlarda evinde kalan Clara Zetkin’in oğlu, kendisinden yaşça küçük Kosta ile birlikteliklerine başlarlar.
Alman Sosyal Demokratik Partisi (SPD) ofisinde Karl Kautsky ile Rosa, politik duruşları ve iradeleriyle ilgili şiddetli bir kavgaya kapılırlar. Yakın arkadaşı olan Kautsky’nin eşi Louise ile de ardından araları bozulur. Rosa gittikçe yalnızlaşır. Fakat iradesini korumaktadır. Üstün amacı bir sosyal demokrat olarak halkını savaştan korumaya çalışmak, militarizme karşı gelmektir. Partiden sansür yiyecek olsa bile tüm engellere rağmen o halka seslenmeye devam eder. En sonunda Frankfurt Mahkemesi’nde savcıyla tartışır ve tutuklanma emri çıkar. Berlin Barnim sokağındaki Kadın Cezaevine kapatılır. Ardından Breslau Hapishanesi’ne nakledilir. Yazılarını görevli kadın Else sayesinde yoldaşı ve avukatı olan Karl Liebknecth’e ulaştırır. Birlikte Almanya Komünist Partisi/Spartakist Birliği’ni kurarlar. Fakat kısa bir süre sonra Rosa Eden otelinde subay tarafından öldürülür.