Bir yola çıkarsınız, aklınızda bir hedef vardır muhakkak, bir amaçla çıkmışsınızdır zaten… Kimi zaman birileri olur yanınızda kimi zaman yalnızlığın gizemiyle tek başınıza.
Doğum ile ölüm arasındaki görece yaşamı renklendirmek sizin elinizde. Siz yaptıklarınızla, kattıklarınızla renklendirirsiniz, daha bir yaşanır kılarsınız. Kuşkusuz karar sizindir, kuşkusuz elinde fırça ile tuvalin karşısına geçen sizsinizdir. Duygunuz neyse o yansır tuvale. Şöyle bir dönüp eski resimlere (yaşanmışlıklara), küçük bir fırça darbesiyle geçmişten geleceğe rehberiniz olmasını sağlayabilirsiniz. O da sizin elinizde…
Sevgi Soylu Koyuncu gelincik ressamı olarak tanınır, öğrencileri için bir ummandır, sorularını yanıtlar, onları daha geniş düşünmeleri için zorlar, geliştirir… Peki, kendisi gelişir mi? Kuşkusuz! Tabii ki…
Sevgi Soylu Koyuncu, 28 Mayıs’tan başlayarak iki hafta boyunca Ortaköy Kültür Merkezinde yeni dönem resimlerini sergileyecek. Hem aşırı sıcaklardan hem seçim ve şampiyonluk gürültülerinden kurtulmak istiyorsanız… Sanatçıyla yeni bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız… Renkler arasından geçerek yeni bir dünya kurmak istiyorsanız… Renkler dünyasına yeni yorumlar eklemek istiyorsanız…
Renkler dünyasının sonu yok. Sanatçı, sizi, kendince oluşturduğu renkler arasından geçirir. Kırmızı hep kırmızıdır, sarı da hep sarı, kuşkusuz diğer renkler de öyle… Ama sizinle birlikte bir araya geldikçe yeniden boyanır o renkler, yeniden biçimlenir ve güçlenir.
Gelincik ressamı demiştik ya… Sevgi Soylu Koyuncu, gelincikleri de yorumluyor bu yeni yolculuğunda. Renkleri farklı, duruşları, formları farklı, bir araya gelişleri farklı… O farklılıklar içinden sizin kendi renklerinizi süzmeniz, düşlerinizle yeni resimler yapmanız için…
Sahi, resim hep aynı mıdır? Değişmez mi?
Duvara astığınız bir tablo, ilk bakışta aynıdır, ama duygunuza, düşüncenize, o anki ruhunuza, amaç ve hedeflerinize göre daha bir anlamlanır, daha bir renklenir ve daha bir sarıp sarmalar sizi. Onun içindir ki resim, sizin en yakın arkadaşınız, sırdaşınızdır karşılık beklemeyen, ‘kumpas’ kurmayan.
Siz o resme bakmaya başladığınız anda, alıp duvarınıza astığınız anda ne sanatçının rengi kalmıştır ne de deseni. Sizindir artık. Sizin düşlerinizle renkten renge girer, sizin duygularınızla anlam yüklenir, sizin dünyanızı şekillendirir, güçlendirir. Aynı çerçevenin içindeki aynı resim her gün, her saat, her dakika iyi, güzel ve doğruya taşır izleyicisini. Onun içindir ki resim olmalıdır duvarınızda. Onunla güçlenir yaşamınız.
Bugün gözünüze gelincik olarak gözüken resim yarın umut olarak güç verecektir size. Bugün küçük bir fırça darbesiyle lüzumsuz gözüken o renk yarın heyecandan heyecana taşıyacaktır sizi. Bugün bir bütün olarak sizi sarıp sarmalayan resim aşka taşıyacak en güçlü dayanağınız olacaktır, muhakkak.