KORKUT AKIN yazdı: “Reha Yalnızcık, artık daha çok kullanıyor rengi, biliyor ki, kimseler yaşamda göremeyecek bundan sonrasında… Reha Yalnızcık, iflah olmaz bir İstanbul aşığı olarak yok edilen o rengarenk güzellikleri, görmek istemeyenlerin önüne seriyor.”
KORKUT AKIN
Yıllarca payitahtlık etmiş birçok devlete… Roma’dan Bizans’a, Bizans’tan Osmanlı’ya… Her gelen bir öncekinin mirasını temel edinmiş kendi uygarlığını koymuş üstüne… Cumhuriyet ile birlikte yıkmalar başlamış. Parmakla gösterilen Boğaz ve yeşillik gri, beton yığınına dönüşmüş, bu son yüzyılda. Olanları yok etmek yetmemiş, bir de yok edilenleri de yok etmişiz… daha da edeceğimizden başka.
Gördüklerini işleyen, titiz ve bir o kadar da çalışkan sanatçılar olmasa şu görüp göreceklerimiz de kalmayacak… Reha Yalnızcık, ressam. Renkçi bir ressam. İstanbul aşığı bir ressam. Airbrush ile yapıyor resimlerini. Önce kuruyor, kurduklarını tasarlıyor (ikisi aynı anlama geliyor diye düşünmeyin, arada ince bir ayrım var, verilen emeğin aşamaları birbirini takip eden). Tuvalinin başına geçince en ince detayına kadar titizlikle işliyor. Kimi zaman gözleri yaşarıyor, çünkü düşlerinde yaşattığı o rengahenk İstanbul yok artık. Kimi zaman sinirlenip bir tekme savuruyor tuvalini dayadığı üçayağa, kim bilir ne küfürlerle. Çoğunlukla seviniyor. Çokça seviniyor hem de, çünkü gelecek kuşaklara kalacak bu düşlerinde yaşattığı İstanbul.
Renkçi ressam…
Fazla renk kullanmak değil, rengi yerinde ve zamanında kullanmaktır renkçi olmak. Az ama öz renk kullanan da renkçi ressam sayılır. Reha Yalnızcık, artık daha çok kullanıyor rengi, biliyor ki, kimseler yaşamda göremeyecek bundan sonrasında… Taksim Meydanını alın ele… Gri, silik soluk bir meydan, beton yığını. Ne rengi kaldı ne cıvıltısı. Kentin dört bir yanında, olur olmaz yerde göğü delen binalar yaptılar, yeşillikleri yok ederek. Seçim dönemi diye göz yumdukları gecekondular artık birer apartman, sıvaları bile olmayan.
Reha Yalnızcık, iflah olmaz bir İstanbul aşığı olarak yok edilen o rengarenk güzellikleri, görmek istemeyenlerin önüne seriyor.
Yaşanabilir bir kent için…
Doku Sanat Galerisi’nde açılan son sergisinde, izleyenlerin gözlerindeki o hüzün biraz sonra coşkuya dönüşüyor, çünkü sizi içine çeken resimlerde yeni bir dünya buluyorsunuz. O uyumluluğun içine girdiğinizde aşkiya bir dünya kuruyorsunuz kendinize… Ben, mesela, söz verdim kendimce, yaşanabilir bir ülke, bir kent, İstanbul için daha bir kararlı göstereceğim gücümü. Yaşamın her anında, her alanında, benden geçmiş bile olsa, gelecek kuşaklar için çabalayacağım. Reha Yalnızcık’ın duyarlılığının izinde…
Reha Yalnızcık Resim Sergisi, 14 Aralık-2 Ocak 2018, Doku Sanat Galerisi, A. Süreyya Ağaoğlu Sok. 10/10-D Teşvikiye