Korkut Akın, Yitik Kuşlar filmi için yazdı:
Resmi tarih bazı gerçekleri saklıyor. Her ne kadar kulaktan kulağa yayılıyor, öğreniliyorsa da alabildiğine eksik kalıyor. Bazı gerçekler bu nedenle pek de dillendirilemiyor. Aradan geçen yüz yılda ucundan kıyısından da olsa Ermeni tehciri, kırımı anlatılabiliyor artık. Bu konuda romanlar yazılıyor (Bitti, Bitti Bitmedi, Vedat Türkali), filmler çekiliyor (The Cut/Kesik, Fatih Akın), belgeseller yapılıyor (Dersim’in Kayıp Kızları, Nezahat-Kazım Gündoğan), daha da yapılacağından, yazılacağından başka…
İnsanlık dramı
Egemen erk istediği kadar küçümsesin, olmadı desin, üzerini örtsün, hatta küfür niyetine dillendirsin, yüz yıl önce yaşanan bu büyük dramı ve etkilerini silemez. Aren Perdeci ve Ela Alyamaç, Kültür Bakanlığından destek de alarak, siyasi hiçbir tarafa dokunmadan insani bir öyküyü, bir dramı aktarmışlar filme. Başarılı bir film; özellikle renkler ve ışık (Ali Salim Yaşar’ın başarılı çalışması, görüntü yönetmeninin düzgün çerçeveleri filmin görselliğini ve beğenilirliğini arttırıyor). Dekor ve kostümün başarısını da unutmamalı, bir de mekanların güzelliğini…
Maryam ile Bedo, iki kardeş, bütün çocuklar gibi biraz hayal dünyasında yaşıyor, biraz yaramazlık yapıyor, biraz heyecan duyuyorlar. Çocukların aileleri de, bütün aileler gibi mutlu olmak, huzurlu yaşamak, yoksunluk ve yoksulluk çekmemek dileğinde… Bir gün, çocuklar yaralı buldukları kuşu iyileştirmek, daha çok da oynamak için koşuştururlarken köyde kim var kim yoksa sürgüne gönderilir. Sonra… Sonrası filmde. Sonrası çocukların yaşamı. Sonrası ister Anadolu’da bir köyde, isterse dünyanın bir başka köşesinde geçsin, insanlık dramı zaten.
İnsani duygular…
Çocukluğun art niyetsiz, önyargısız ve kaygısız dünyası ile büyüklerinki çoğunlukla çakışmıyor, çelişiyor. Savaş vardır ve baba askerdir. Bütün beklenti onun sağ salim dönmesi ve ailenin yeniden tamamlanmasıdır. Çocuklar, annelerinin bütün engellemesine rağmen kanadı yaralı kuşu eve alırlar ve dedeyle birlikte sağaltırlar. Mutluluk ve huzuru kimin niye ve nasıl bozduğunu görmüyoruz, görmemiz de gerekmiyor zaten. Film, ‘dikensiz gül bahçesi’ yapmak uğruna bu toprakları kana buladığımızı anlatıyor şiddeti hiç göstermeden. Bu topraklarda Ermenilerin de yaşadığını kabul etmemiz bu filmin temel hedefi. Başarısıysa alabildiğine insancıl ve sakin bir dille, yapaylığa izin vermeden anlatması. Bir yerde, sonlara doğru, köyün papazı, çocukları görünce, tanıdığı halde hiç yakınlık göstermiyor. Siz, hayatından ümidini kestiğiniz birilerini görünce sarılıp sevgi gösterisi yapmaz mısınız, hangi koşullar altında olursanız olun…
Oscar adayı olmak çok önemsenecek bir şey değil, aslına bakarsanız… Ama sadece film değil ülke tanıtımına da yardımcı olacaktır. Bu yıl, -tam da zamanıydı, tam da yıldönümü dolayısıyla gündemdeydi- neden Yitik Kuşlar gönderilmedi? Bu kasap çengeli örneği kocaman bir soru işareti… Kuşkusuz yanıtlayanlar olacaktır, beş-on yıl sonra da olsa…
Yitik Kuşlar, Yönetmen Aren Perdeci & Ela Alyamaç, Oyuncular Heros Agopyan & Dila Uluca, Takuhi Bahar, Ahmet Uz, Arto Arsenyan, Sarkis Acemoğlu, Anahit Variş, Hovsep Karagözyan, tarihi drama, 1 Nisan’dan itibaren sinemalarda
Filmden kareler