DGM’lerde yargılananlar için AİHM ve AYM kararlarıyla açılan yeniden yargılama yolu, Hizbullah üyeleri için açık tutulurken, 29 yıl tutuklu kalan yazar Ruşen Tutku gibi PKK’li ve sol örgüt mensupları için kapatıldı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Ömer Çelik’in haberine göre, ulus devlet ideolojisi üzerine inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren oluşturulmaya çalışılan müesses nizamın tesis edilmeye çalışıldığı alanların başında yargı geliyor. Resmi ideolojisinin dışında kalan halklar, kimlikler ve inançlar ise kurulan İstiklal Mahkemelerinde yargılandı. İktidarı ele geçirenlerin rengine göre, kurulan bu mahkemelerin yerini yıllar içerisinde Sıkıyönetim Mahkemeleri, Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM), AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından sonra ise Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeler ve son olarak da İhtisas Mahkemeleri aldı.
AKP tarafından İslami cemaatlere teslim edilen yargı alanı, dün olduğu gibi bugün de muhalifler üzerinde adeta Demokles’in kılıcı olarak sallanıyor. Bu dönemi öncekilerden ayıran fark ise, yargısal çifte standart ile AKP’ye yakın ideoloji mensuplarının cezaevlerinden salıverilmesi, muhaliflerin ise cezaevinde tutulması oldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “adil yargılanma hakları”nın ihlal edildiğine ilişkin kararları üzerine askeri üyelerin yer aldığı DGM yargılananları için açılan yeniden yargılama yolu ile dışarı salıverilenlerin kimlikleri, bu durumu en somut biçimde gösteriyor.
AİHM’e başvurdu
Avrupa Birliği’ne başvuru süreciyle birlikte çıkarılan uyum yasaları çerçevesinde 2004 yılında DGM’lerin kaldırılması akabinde bu mahkemede yargılanıp, müebbet hapse mahkum edilmiş olan Abdullah Altun, bu mahkemelerde askeri üye bulunması nedeniyle AİHM’e başvurdu. AİHM, 2006 yılında açıkladığı kararında başvurucunun bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanmasına hükmetti. Bu kararla yeniden yargılanma talebiyle Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuran Altun, talebi reddedilince bu kez Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.
AYM kararı
AYM, “kararın adil yargılama hakkıyla bağdaşmadığı, AİHM kararının gereklerinin uygulanmaması nedeniyle yargılama hakkının ihlal edilmesi” kararı verilmesini istedi. AYM kararının içtihat niteliğinde olmasıyla yerel mahkemeler, ilgili dosyalarda yeniden yargılama yapmaya ve hükümlülerin infazlarının durdurulmasına karar verdi.
Hizbullah üyeleri salındı
Bu karar, DGM’de yargılananlar için umut ışığı doğdu. Yeniden yargılama yolunun açılması ile bugüne kadar yaklaşık 500 Hizbullah üyesinin cezaevlerinden tahliye edildiği tahmin ediliyor. Buna karşı müebbet hapse mahkum edilip, 20 yıldan fazladır cezaevinde olan PKK’li ve diğer sol örgütlerin mensuplarından ise sadece 14 kişi tahliye edildi. Bu tahliyelere rağmen yeniden yargılama yolu yerel mahkemelerce bir bir kapatılmaya girişildi.
Ruşen tutku
Yeniden yargılama yolu kapatılan isimlerden biri ise ömrünün 29 yılını hapiste geçirip, cezaevlerinde kitaplar kaleme alan yazar Ruşen Tutku. Urfa’nın Siverek ilçesi Karakoyun köyünde yaşayan Tutku, henüz 23 yaşında olduğu Kasım 1990 yılında çobanlık yaptığı sırada örgüte katıldı. Federe Kürdistan Bölgesi’ne geçerek siyasi, ideolojik ve askeri eğitim aldıktan birkaç ay sonra Türkiye’ye geri dönerek kırsal alanda faaliyet yürütmeye başlayan Tutku, hiçbir silahlı eylemde yer almadı. 19 Temmuz 1991’de geldiği Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi Söğütlü Köyü’nde, yolunu kaybedince bir gün sonra korucular tarafından yakalanıp askerlere teslim edildi. Gözaltında günlerce işkence gören Tutku, 14 Ağustos’ta çıkarıldığı Şırnak Sulh Ceza Hâkimliği’nce tutuklandı. Tutku’nun hiçbir aşamasında avukatının yer almadığı ifade, sorgu ve mahkeme işlemlerinin tümü aynı gün yapıldı. Öyle ki hazırlanan tutanaklarda saat bile yoktu.
DGM müebbet hapis verdi
Tutku hakkında, “devletin hakimiyeti altında olan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak” fiilini düzenleyen o dönemde yürürlükte olan TCK’nin 125’inci maddesi uyarınca Diyarbakır 2 Nolu DGM’de dava açıldı. Yapılan yargılama sonucunda, daha önce herhangi bir çatışmada yer aldığı tespit edilememesine ve kendisiyle birlikte ele geçirilen silah ve mühimmatların hiçbir çatışmada kullanılmadığına dair ekspertiz raporu hazırlanmasına rağmen, iki korunun beyanları doğrultusunda ölüm cezasına çarptırılıp, bu cezası müebbet hapse çevrildi.
Yargıtay’a iki kez gitti
Mahkemenin verdiği bu cezaya karşı itiraz edilen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, soruşturma sürecinde müdafisi olmaksınız ifadesinin alınması ve silahlı çatışmaya girdiğine dair somut delil bulunmaması nedeniyle Tutku’ya ilişkin kararı bozdu. Bunun üzerine yeniden görülen davada, savcı talebinde direndi, mahkeme ise, aynı cezayı verdi. Yargıtay’a ikinci kez itiraz edilse de sonuç değişmedi.
Yasadan faydalandırılmadı
2000 yılında “23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı şartlı salıverilme, dava ve cezaların ertelenmesine dair” 4616 sayılı yasa yürürlüğe girdi. Fakat PKK’li ve diğer sol örgüt mensupları, 10 yıl indirim getiren şartlı salıverme yasasının dışında bırakıldı. Yasanın Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle 2 Nolu DGM’ye başvuran Tutku’nun başvurusu, diğer binlerce siyasi tutuklu gibi reddedildi.
Yıllar sonra AİHM ve AYM’nin DGM’lere dair kararı sonrası Tutku’nun kendisi de 1 Nisan2019’da yeniden yargılama talebiyle Diyarbakır 5. ACM’ye başvurdu. Mahkeme, 8 Temmuz’da açıkladığı kararında talebini reddine karar verdi. Yapılan itiraz üzerine 6. Ağır Ceza Mahkemesi, usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kararı bozunca yeniden yargılama talebini değerlendirmek üzere mahkeme yeniden görüldü.
Cezaevinden 29 yıl sonra çıktı
10 Ekim 2019’da görülen ilk duruşmaya Tutku, tutuklu bulunduğu Van F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS aracılığı ile katıldı. Tutku, tercüman aracılığıyla Kürtçe yaptığı savunmasında, “İşkence altında alınan ilk ifadesinde o gün herhangi bir çatışma yaşanmadığı ve öncesinde de hiçbir çatışmada girmediğini” söyleyerek beraatini istedi. Heyet üyelerinden biri karşı oy kullansa da mahkemenin infazı durdurup tahliyesine karar verdiği Tutku, 29 yıl sonra özgürlüğüne yeniden kavuştu. Cumhuriyet Savcısı, usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle aynı gün karara itiraz etti.
Mahkeme çatışmayı sordu
Davanın 3 Mart 2020 günü görülen duruşmasında mahkeme, Şırnak Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı’na yazı yazarak Söğütlü Köyü’nde 19 Temmuz 1991 gecesi PKK’liler ile korucular arasında çatışma çıkıp çıkmadığı, buna bağlı olarak oluşturulan kolluk tutanağı bulunup bulunmadığının araştırılmasını istedi.
Gelen yanıt
Beytüşşebap İlçe Jandarma Komutanlığı’ndan gönderilen yanıtta, 19 Temmuz 1991 tarihinde herhangi bir olay kaydının bulunmadığı, ancak 20 Temmuz 1991 tarihinde Beytüşşebap ilçesi Söğütlü Köyü’nde “Rüstem” kod adlı Ruşen Tutku isimli örgüt üyesinin silahı ile birlikte köy korucularına teslim olduğu olaya ait kaydın bulunduğu, bu olayda da çatışma yaşandığına dair bilgi bulunmadığı, olaya ait raporun tutanakla imza altına alındığı belirtildi.
Yeniden yargılamaya ret
Buna rağmen iddia makamı, hazırladığı mütalaasında Tutku’nun daha önce suçlandığı yasa maddelerinden cezalandırılmasını talep etti. Avukatının herhangi bir çatışmaya girmemiş olmasından ötürü “örgüt üyeliği”nden yargılaması, bu cezayı fazlasıyla yatmış olması nedeniyle beraatını istediği Tutku’ya ilişkin kararını geçtiğimiz 26 Ekim’de görülen duruşmada açıklayan mahkeme, yeniden yargılama talebinin esastan reddine karar verip, DGM’nin verdiği cezayı onayladı.
Verilen bu kararla, normal şartlarda 12 Temmuz 2021 günü cezasını tamamlayıp, şartlı tahliye edilmesi gereken Tutku’ya yönelik 29 yıldır süren hukuksuzluk halinin devamında karar kılındı.
(Ömer ÇELİK/MA)