‘İnternetin geleceği’ olarak görülen, gerçek ve sanal dünyanın bilim kurgu ile birleştiği bir ‘dijital dünya’ olarak tanımlanan ‘metaverse’ nedir?
Facebook, yeni oluşturacağı kolektif sanal paylaşım alanı olarak adlandırılan “Metaverse” bünyesinde önümüzdeki 5 yıl içinde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 10 bin kişiyi istihdam edeceğini açıkladı.
Ayrıca isim değişikliğine giden şirket yalnızca sosyal medya platformu olarak bilinmenin ötesinde sanal gerçeklik ve oyun alanlarında da atılım yapmaya hazırlanıyor. Bundan böyle Meta Platform adını taşıyacak olan şirketin bünyesinde Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi platformlar aynı isimle kalmaya devam edecek.
İnsanların metaverse’de hayal edebileceği her şeyi yapabileceğini söyleyen şirketin CEO’su Zuckerberg, “Bu gelecekte, işe gidip gelmeden ofise, arkadaşlarınızla bir konsere veya ebeveyninizin oturma odasına anında bir hologram olarak ışınlanabileceksiniz” diyor.
Metaverse ya da asıl adıyla Meta-universe nedir?
Meta-universe ifadesinin kısaltılmışı olarak kullanılan Metaverse, gerçek ve sanal dünyanın bilim kurgu ile birleştiği bir ‘dijital dünya’ olarak tanımlanabilir. Metaverse, birçok insanın kendi sanal temsilleri yani avatarları ile birbirleriyle ve dijital nesnelerle etkileşime girebildiği, sürekli açık olan sanal ortamlardan oluşan bir ağdır. Metaverse’ü; sürükleyici sanal gerçeklik, çok oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunu ve web’in bir kombinasyonu olarak düşünebilir.
Böyle bir ‘dünyada’ insanlar farklı elektronik aletlere geçiş yapabiliyor ve sanal ortamda iletişim kurabiliyor. Bu durumda bir bilgisayara bağlanmanıza gerek kalmıyor. Daha somut ifadesiyle Metaverse, artırılmış gerçeklik ürünlerine ve hizmetlere deniliyor.
Bu alana yatırım yapan Facebook’a göre Metaverse yaratıcı, sosyal ve ekonomik fırsatlara ulaşmayı mümkün hale getirme potansiyeli taşıyor. Metaverse konusuna öncülük eden teknoloji firmalarından biri Facebook. Facebook CEO’su Zuckerberg, Metaverse için “yeni nesil internet” tanımında bulunuyor.
Metaverse’in temeli, yazar Neal Stephenson’un 1992 yılında yazdığı Snow Cash kitabına dayanıyor.
Stephenson kitabında fizik, artırılmış gerçeklik ile sanal gerçekliğin bir internet ortamında paylaşıldığı teorisini işliyor.
Bazı oyun şirketleri hali hazırda Metaverse dünyasını kısmen uygulamaya geçmiş durumda. Örneğin bunlardan biri Roblox. Bu platform, çocuklar ve gençler tarafından yapılmış sayısız oyunlardan oluşuyor. Fortnite platformunda da, 350 milyon kişinin oynadığı bir hayatta kalma oyunu da yine Metaverse ile ilişkilendirilebilir.
Bu yılın nisan ayında sanal konserler veren rapçi Travis Scott bu konserlerde avatar olarak ortaya çıkmış ve 12 milyon kişi tarafından takibe alınmıştı.
Zuckerberg’in ‘teleportasyon’a benzettiği bu duruma göre ekranlar, hologramlar, artırılmış gerçeklik gözlükleri zamanla sanal bir evrende buluşarak, bir tür ‘hareketliliğin akışını’ mümkün hale getirecek.
Metaverse’ün Mantığı Nedir?
Metaverse’ün temel mantığı şu şekilde basitçe izah edilebilir: Amaç, 2 boyutlu internette barınan veya hayatlarımızda olup da dijitalleştirilebilecek olan her şeyi, 3 boyuta çevirip, dijital bir evrene aktarmaktır.
Mark Zuckerberg, Facebook Connect 2021’deki 1 küsür saatlik konuşmasında, şöyle bir gelecek çizmiştir:[5] Mesela en yukarıda verdiğimiz YouTube videomuzu izleyecek olursanız siz, o videoyla 2 boyutta etkileşecektiniz. Ekranınızda bir video oynayacaktı ve siz, dışarıdan onu izleyecektiniz. Ama bu video, “YouTube metaverse”ünde veya Metaverse’ün YouTube segmentinde olsaydı, biz, o Evren’de Evrim Ağacı için tasarladığımız özel bir dijital sahnede size bu konuyu anlatıyor olacaktık, siz de evinizden, sanal gerçeklik gözlükleriniz sayesinde, burada, bizim yanımızda olacaktınız. Hem bizimle hem de diğer izleyenlerle dijital olarak etkileşebilecektiniz. Videonun sonunda bize doğrudan soru sorabilecektiniz, takıldığınız bir yer olursa yorum yazıp beklemek yerine, sunumu o anda dinleyen diğer kişiler sanki karşınızdaymış gibi sohbet edebilecektiniz. Ama mesela istersek, bu soru-cevap seansını Mars’ın dijital bir kopyası içinde tasarlanmış Evrim Ağacı Cafe’de yapabilecektik.
Modern dünya bize akıl almaz düzeyde teknik bilgi sunuyor. Yine de sağlık hizmetleri, devlet yönetimi, hukuk ve finans alanlarında, örgütlü etkinliklerin hemen hepsinde yapılan önlenebilir hataların acısını çekmeye devam ediyoruz. Ve bunun nedeni son derece basit: artık sahip olduğumuz bilgi hacmi ve karmaşıklık düzeyi, bireyler olarak bu bilgiyi uygun yoldan, tutarlı, doğru ve güvenli biçimde iletme becerimizi aşmış durumda. Daha uzun süre eğitim görüyor, daha fazla uzmanlaşıyor, daha ileri teknoloji kullanıyor ama yine de hata yapıyoruz.
Geniş bir okur kitlesine sahip yazar ve cerrah Atul Gawande, daha iyisini başarabileceğimiz görüşünü savunuyor ve çözüm olarak, olabilecek en mütevazı yolu gösteriyor bize: kendi halinde bir kontrol listesi. Gawande, kontrol listelerinin, uçakları uçurmaktan akıl almaz derecede incelikli teknik gerektiren gökdelenler inşa etmeye dek, yaptığımız en zor işlerden bazılarını nasıl altından kalkılabilir hale getirdiğini açıklıyor. Kendi deneyimine dayanarak, bu düşüncenin cerrahinin son derece karmaşık ve çeşitlilik gösteren dünyasında hayata geçirilmesiyle hazırlanan doksan saniyelik bir kontrol listesinin, dünyanın dört bir yanındaki sekiz hastanede, hemen bütün cerrahi girişim türlerinde, ölümleri ve komplikasyonları, ek maliyet getirmeksizin, üçte biri aşan oranda azaltmayı nasıl başarabildiğini gözler önüne seriyor.
Gawande, anlattığı sürükleyici öykülerle bizi, acil durum kontrol listesinin, suyun altında yarım saat kalan bir boğulma vakasında kurbanın kurtulmasını sağladığı Avusturya’dan, yoğun bakım birimlerinde kullanılan temizlik kontrol listesinin ölümcül bir hastane enfeksiyonu türünü ortadan kaldırdığı Michigan’a, ardında da düşmek üzere olan bir uçağın kokpitine götürüyor. Bu yolculuk sırasında, kontrol listelerinin neler yapıp neler yapamadığını, yalnız tıp alanında değil, ulusal güvenlikten yatırım bankacılığına, her çeşit meslek grubu ve iş alanında sağlayabileceği çarpıcı ilerlemeleri ortaya koyuyor.
Yani metaverse veya alt metaverseçükler, Dünya’nın gerçek bir kopyası olmak zorunda da değildir; hayal dünyalarından veya sanatsal tasarımlardan da oluşabilir: Farklı gezegenler, hayali dünyalar, Jurassic Park, Matrix, aklınıza ne gelirse… Bunu biraz da insanların Zoom görüşmelerinde sanal arka planlar kullanmalarına benzetebiliriz: Metaverse’te o arka plan, “mekan” olacak ve insanlar, avatarlarıyla o mekanın içinde bulunabilecekler, mekanla ve birbirleriyle fiziksel olarak etkileşebilecekler, birbirlerini karşı karşıyaymışçasına görecekler; jestlerini, mimiklerini ve yüz ifadelerini ayırt edebilecekler.
Anlayacağınız, metaverse sayesinde interneti, 2 boyutlu bir ekrandan çıkarıp, 3 boyutlu dijital bir evrene taşımış olacağız. Hatta bunun bir sonraki adımı da daha önceki yazılarımızda anlattığımız Neuralink tarzı beyin çipleri ile görsel, işitsel, kokuya dayalı ve dokunsal süreçleri, yani duyusal deneyimi daha da zenginleştirmek olacak; çünkü etkileşimler, beyninize direkt sinyal olarak gönderilebilecek.
Görebileceğiniz gibi metaverse, günümüzün kısıtlayıcı sanal gerçeklik deneyimlerinden oldukça farklı olacaktır. Günümüz sanal gerçekliğinden farklı olarak metaverse, sanal gerçekliği ve arttırılmış gerçekliği birleştiren, avatarların platformdaki sanal alanlar arasında sorunsuz bir şekilde geçiş yapmasını sağlayan, yüz milyonlarca katılımcının eş zamanlı olarak dahil olabileceği ve üç boyutlu olarak fiziksel etkileşimde bulunabileceği devasa bir ortak sanal alan olacaktır.
İnsanlar bu sanal evrende, gerçekte yapabileceği birçok eylemi gerçekleştirebilir; çalışmalar yapabilir, eğitim alabilir, iş sahibi olabilir, alışveriş yapabilir, spor yapabilir, oyunlar oynayabilir, bir şeyler izleyebilir veya okuyabilir, çeşitli etkinliklere katılarak sosyalleşebilir, kendi macera ve dünyalarını oluşturabilir, Star Wars gibi kurgusal evrenlere katılabilir. Basit bir örnek vermek gerekirse, dünyanın farklı yerlerinde yaşayan insanlar, çeşitli sanal dünyaları barındıran bu sanal evrende bir araya gelerek birlikte eğlenebilir veya projelerde çalışabilir. İnternetten farklı olarak metaverse, sanal bir evren içinde kişilerin, birbirleriyle üç boyutlu bir fiziksel etkileşimde bulunmasına imkan verir. Metaverse ile insanlar, çok uzakta bulunmalarına rağmen istedikleri her zaman birbirleriyle aynı yerdeymiş gibi fiziksel etkileşimde bulunabilirler.
Yani metaverse; herhangi bir yer ve zamanda yeni bağlantı, cihaz ve teknolojilerle üç boyutlu deneyimlenebilecek mekânsal bir internettir. Aynı zamanda metaverse, ekran ve klavye gibi aygıtlara gerek kalmaksızın, bir oyunu üç boyutlu olarak deneyimlemek şeklinde de ifade edilebilir. Örnek olarak Minecraft, Roblox, PUBG ve Fortnite gibi üç boyutlu video oyunlarının içine girdiğinizi ve o sanal dünyayı sanki gerçekmiş gibi fiziki olarak deneyimleyebildiğinizi hayal edin. Basitçe metaverse, bakmak yerine içinde var olduğunuz, gelişmiş bir internettir.
(Evrim Ağacı – Euronews)