Tutuklu ve hükümlü oranına göre Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülke arasında ilk sırada yer alan Türkiye’de kamu kaynakları, ciddi bir şekilde hapishane inşaatlarına aktarılıyor. Mevcut iktidar tarafından cezaevleri, “yatırım” olarak görülüyor.
Tutuklu ve hükümlü oranına göre Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülke arasında ilk sırada yer alan Türkiye’de kamu kaynakları, çok ciddi bir şekilde hapishane inşaatlarına aktarılıyor.
Cezaevlerinde hak ihlalleri ile ilgili başvurular her geçen gün artarken, mahpus sayısı bakımından tarihin en yoğun dönemi yaşanırken, Türkiye’de cezaevi inşaatları hız kesmeden sürüyor. Tutuklu ve hükümlülerin insan haklarına uygun bir şekilde, hak ve hukuk temelinde inşa edilmesi gereken cezaevleri, mevcut iktidar tarafından “yatırım” olarak görülüyor. Yapılan cezaevleri, iktidara yakın medyada, istihdam ve ekonomik canlanma açısından haber konusu oluyor.
İhaleleri iki şirket aldı
2020 yılında sözleşmeleri imzalanan Siirt, Tunceli ve Giresun cezaevi ihalelerini Nurpa Enerji ve Rast Madencilik şirketleri aldı.
Mardin merkezli Nurpa Enerji’nin adı, daha önce Mardin kayyum yönetiminden pazarlık usulüyle aldığı ihaleler nedeniyle tartışma konusu olmuştu.
Ramazan Azboy tarafından kurulan Rast Madencilik ise üç cezaevi ile kamudan şimdiye kadarki en büyük ihaleleri aldı. Ekim 2020’ye dek Hak Sanayici ve İş Adamları Derneği başkanlığını yürüten Ramazan Azboy, en son Azboy Mühendislik şirketi üzerinden Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı için Ocak 2020’de düzenlenen 9,8 milyon liralık ihaleyi kazanan iki şirketten biri olmuştu.
Şirketin, Nurpa Enerji ile 2021 yılında aldığı üç cezaevi ihalesinin toplam bedeli ise 257,2 milyon lirayı buldu.
Kapasitenin üstünde hükümlü ve tutuklu var, Türkiye nüfusunun yüzde 1’i cezaevinde
Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesi 251 bin 88 kişi. Temmuz 2021 sonu itibariyle cezaevlerinde 287 bin 716 kişi bulunuyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre, bu kişilerin 251 bin 180’i hükümlü, 36 bin 536’sı tutuklu. Cezaevi nüfusunun 274 bini 816’sı erkeklerden, 11 bin 720’si kadınlardan, bin 630’su ise çocuklardan oluşuyor.
Avrupa Konseyi verilerine göre, Ocak 2020 itibariyle Türkiye’de nüfusun yüzde 1’i cezaevinde ya da denetimli serbestlik altında. Bu oran Avrupa ortalamasının üç katından fazla.
Lozan Üniversitesi’nin Avrupa Konseyi için yürüttüğü SPACE 1 adlı çalışmanın sonucuna göre Rusya’dan sonra cezaevlerinde en fazla kişinin bulunduğu Konsey üyesi ülke Türkiye.
Türkiye denetimli serbestlik sıralamasında Polonya’dan sonra ikinci sırada.
Tutukluluğun alternatifi olarak uygulanan tedbirler arasında, elektronik gözetim, kamu hizmeti, ev hapsi, şartlı salıverilme gibi uygulamalar var.
Fabrikalaşan cezaevleri
İşkence ve kötü muamelenin yanı sıra mahkumların ucuz iş gücü olarak çalıştırılması da cezaevlerine ilişkin bir başka sorun.
Büyük kapasiteli cezaevleri içerisinde çalışma alanlarıyla birlikte inşa ediliyor. Cezaevleri kocaman birer fabrikaya dönüşürken mahkûmlar ucuz emek gücü olarak devlete hizmet ediyor.
Hapiste çalışma Adalet Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan İşyurtları Kurumu Daire Başkanlığı tarafından yürütülürken, başkanlığın 2016 faaliyet raporuna göre göre 258 farklı işkolunda, 50 binin üzerinde mahkûm çalışıyor. Mahkûmların günlük çalışma ücreti ise 6 lira ile 13 lira arasında değişiyor.
İşyurtlarında işçi mahkûmlar değişik risk gruplarında çalışırken pek çok mahpus yüksek kaza riski taşıyan işlerde çalıştırılıyor.