SEÇTİKLERİMİZ – Hülya OSMANAĞAOĞLU Yeni Yaşam Kadın için yazdı: Tıpkı yargısız infazda ya da faili meçhul cinayetlerde ölenlerin devlete başkaldıranlar olmasının tolere edilebilir devlet şiddeti olarak kabul görmesi gibi aileye ve erkeklere başkaldıran kadınların bir kısmının öldürülmesi de tolere edilebilir erkek şiddeti olarak görülüyor.
Pazar sabahları haber okumak daha ilginç bir hale geldi. Evet, hepimiz Sedat Peker’in anlattıklarından haberdarız ama yine de ilgiyle takip ediyoruz. Özellikle Süleyman Soylu’nun televizyona çıkıp kendisini aklamaya çalışmasından sonra Sedat Peker videolarına ilgi daha da arttı. Televizyon şovunda kendilerini muhalif addeden iki gazetecinin (ki bir tanesinin uzun bir sosyalist hareket geçmişi de var), Soylu’nun kendi döneminde faili meçhul cinayet olmadığına ilişkin iddiasına karşılık Tahir Elçi’yi sormamaları kuşkusuz çoğumuzun dikkatini çekti. Soylu’ya bağlı emniyetin hangi polisinin Berkin Elvan’ı gaz fişeği ile öldürdüğünün sorulmaması gibi. Kendini muhalif olarak tanımlayan bu gazeteciler için faili meçhul cinayet Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Necip Hablemitoğlu gibi müesses nizama doğrudan karşı çıkmayanlarla sınırlıydı. Keza yargısız infazların da hiç gündeme gelmediği programda Dilek Doğan’ın ya da Van’da helikopterden atılan köylülerin gündem olması da mümkün değildi. Çok belli ki Berkin Elvan, Tahir Elçi, Kemal Kurkut ve Dilek Doğan devletin tolere edilebilir şiddeti kapsamında değerlendiriliyorlar ve ölümlerinin gündemde tutularak devletin yıpratılması tercih edilmiyor.
Eş zamanlı olarak Aile Bakanı Derya Yanık, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin tolere edilebilir boyutta olduğunu söyleyiverdi ve aslında “tolere edilebilir şiddet” kavramını siyasi literatüre dâhil etti. Özet olarak pandeminin ilk şokuyla artan erkek şiddetini, erkeklerin hayatta kalma stresine bağlayarak adeta anlayışla karşılanması gerektiğini söylerken Kenya’da şiddete uğrayan kadın oranı yüzde 23’ken Türkiye’de bu oranın yüzde 8 olmasında belli ki bir başarı hikâyesi görüyordu. 2020’de 300 kadının öldürülmüş olması 171 kadının ölümünün ise “şüpheli” olması belli ki Aile Bakanı için tolere edilebilir bir durum. Keza 2021’in ilk dört ayında 106 kadının öldürülmüş olması da… Tıpkı yargısız infazda ya da faili meçhul cinayetlerde ölenlerin devlete başkaldıranlar olmasının tolere edilebilir devlet şiddeti olarak kabul görmesi gibi aileye ve erkeklere başkaldıran kadınların bir kısmının öldürülmesi de tolere edilebilir erkek şiddeti olarak görülüyor.
…Hülya Osmanağaoğlu’nun Yeni Yaşam Kadın’daki yazısının tamamı için TIKLAYIN