57 ilde 125 mağazası bulunan Tekzen, çalışanlarının ocak ayı maaşlarını hâlâ yatırmadı. Konuya dair bir açıklama yapmayan Tekzen, işçilerden gelen tepkiler üzerine bazı mağazalarda sadece asgari ücretin çeyreği kadar ödeme yaptı.
Tekfen Holding’e bağlı 57 ilde 125 mağazası bulunan Tekzen, çalışanlarının ocak ayı maaşlarını hâlâ yatırmadı. Maaş gecikmeleriyle ilgili açıklama yapmayan Tekzen, çalışanlardan gelen tepkiler üzerine bazı mağazalarda sadece asgari ücretin çeyreği kadar ödeme yaptı.
Tekzen çalışanları ise duruma oldukça tepkili. Son aldıkları ücretin aralık maaşı olan 2 bin 825 lira olduğunu belirten emekçiler ellerindeki paranın çoktan bittiğini üstüne borçlarının arttığını aktarıyor. Birçok mağazadan emekçiler seslerini sosyal medyadan duyurmaya çalışıyor.
BirGün’den Rıfat Kırcı’nın haberine göre İş Hukukçusu Avukat Dr. Murat Özveri işçi alacaklarına yönelik işleyen yasal mekanizmalara değindi. İşçilerin alacaklarını koruyan 3 farklı mekanizma olduğunu aktaran Özveri bunları şöyle anlattı: “
“Gecikme 20 günü geçmişse işi durdurabilirler. İşi durdurma toplu olarak yapılsa bile yasa dışı bir grev olarak kabul edilmez. Çalışmama haklarını kullanabilirler. İşçi çalışmama hakkını kullandığı için sözleşmesi feshedilemez. İşten kaçınan işçinin yaptığı işi işveren bir başkasına yaptıramaz. Çalışmama hakkını kullandıkları dönemde ücret işler mi konusu ise biraz tartışmalı. Yargıtay’ın bu konuda aleyhte kararı var. Ancak çok güçlü itirazlar da var.”
“İkinci mekanizma doğrudan işçiyi korumuyor. Bu 3 aylık alacaklarına yönelik işyerindeki malların haczine yönelik bir işlem. Burada da icra memuru işçinin alacağı kadar tutarı diğer mallardan ayırması gerekiyor.”
“Son olarak da işçiler icra takibi ya da mahkemeye başvurup alacaklarının tahsilini ister. Ücretin ödenmemesini fesih nedeni yaparlar. İhbar tazminatı alamazlar, kıdem tazminatı talebiyle sözleşmesini sonlandırırlar. Güvence hükümleri bunlarla sınırlı. Özveri işçi alacaklarına yönelik yasaları şöyle değerlendirdi: “Bu süreçler uzun oluyor. Türkiye’de işçilerin alacaklı olduğu herhangi bir süreç ortalama 3 yılda bitiyor. İşverenin herhangi bir mal varlığı yoksa, ipotekli alacakları varsa işçi alacağını hiç alamıyorlar. 15 yıldır alacağını alamayan işçiler var. İşverenin devlete, bankalara olan borcu işçinin alacağından öncelikli sayılıyor.”
“İşçi alacakları kadar mal varlığının iflas kapsamı dışında olması gerekiyor”
İşçi alacaklarına yönelik güvence olmadığını belirten Özveri yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “İşçinin elindeki tek şey haciz iflas halinde İşsizlik Sigortası’ndan geriye dönük 3 aylık ücretlerini İŞKUR’dan istemek oluyor. Ama işçi alacakları, devlet alacakları dahil tüm alacaklılardan önce sıraya konulması gerekiyor. En önemli ipotekli alacaklardan dahi öncelikli olmalılar. İşçi alacakları derken sadece ücret değil kıdem, ihbar tazminatlarına yönelik de ödemeler yapılmalı. İşveren iflas sürecine başlamışsa işçi alacakları kadar mal varlığının iflas kapsamı dışında olması gerekiyor.”