Görüntüler infial uyandırdı; üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman kurye olarak çalıştığı Balıkesir’de sokak ortasında defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Fail E.Ö. 17 yaşında suç sicilinde altı yaralama ve tehdit kaydına yedincisini “cinayet” olarak ekledi. Ata Emre Akman toprağa verildi, yasaların “suça sürüklenen çocuk” olarak nitelediği E.Ö. cezaevine gönderildi, vahşet unutulmaya yüz tuttu.
Yasalar E.Ö. için bir başka sıfat daha kullanıp “mükerrir” diyor. Tekrar eden, birden fazla suç işleyen! “Mükerrirler” suç buzdağının gözükmeyen o büyük kısmını oluşturuyor. İlk suçunu 12-13 yaşlarında genellikle küçük hırsızlık yaparak işleyen, kariyerini gasp, nitelikli yağma, cinayet gibi suçlarla ağır ceza mahkemelerine taşıyan, suçun insan kaynağını oluşturan bir buzdağı.
Hem çocuk, hem mükerrir denklemi karmaşık hale getiriyor. Türkiye’de 2020 yılında 10 binden fazla çocuk ceza ve infaz kurumlarına girdi, bu 100 bin çocuk nüfusta 135 çocuk demek. 2007 yılında bu rakam 11’di. Nüfus yüzde 15, rakamlar 14 kat arttı!
Son veriler 2022 yılında güvenlik birimlerine 200 binden fazla “suça sürüklenen çocuğun” geldiğini gösteriyor. 78 bini tıpkı E.Ö. gibi yaralama suçuna karışmış. Birden fazla kez bu suçu işleyenlerin oranı da en az yüzde 30. Mükerrer suçun öncüsü hırsızlık suçu ikinci sırada. Daha önemlisi, çocuk nüfus içinde (12-17 yaş) suça sürüklenen çocukların oranı 100 bin nüfusta 2 binin üzerinde seyrediyor. Türkiye genelinde 100 bin nüfusta 300 civarı hükümlü olduğu düşünülürse, çocuklarda beş katı daha fazla olan bu oran gelecekteki suç patlamasını müjdeliyor. 2009 yılından 2020 yılına kadar nüfus yüzde 15 artarken, hükümlü sayısı beş katına çıktı. Bu patlamanın öncü göstergelerini 2012 yılından sonra katlanarak artan suça sürüklenen çocuk sayısında görmek mümkün.
Bir “mükerrir” olarak E.Ö.’nün geçmişi 2015-2022 arasında güvenlik birimlerine gelen suça sürüklenen çocukların sadece “yaralama” başlığı altındaki 408 bin vakadan biri. Cinayet, gasp, hırsızlık gibi kalemler eklendiğinde milyonu aşan suç sayısıyla, suça sürüklenen çocuklar ordusu beliriyor.
Bu kalabalık, adli istatistiklerde de görünüyor. Geçen yıl savcılıklara 170 bin suça sürüklenen çocuk geldi. Önceki yıldan gelenlerle birlikte rakam 300 binin üzerinde. Savcılar 207 bin çocuk için karar verdi, bunların 78 bini için kamu davası açıldı, mahkemeler 98 bin çocuk için karar verdi, 40 bin mahkumiyetin 21 bini hapis cezasıydı. Sayıları her gün artan çocuk ağır ceza mahkemelerinde 6 bini yeni gelen 13 bin çocuk yargılandı. 2 bin 500 çocuğa hapis cezası verildi.
2023 yılında tüm ceza mahkemelerinde çocuklara verilen 71 bin mahkûmiyet kararının yüzde 58’i hapis cezasıydı, oysa 2012 yılında hapis cezalarının oranı yüzde 25 civarındaydı. Oysa ceza mahkemelerinin yetişkinler için verdiği hapis cezalarının ortalaması yüzde 26-29 aralığında. Hapis cezalarının oranı iki katına çıksa da çocuklar yüz binlerle ifade edilen rakamlarla suça sürüklenmeye devam ediyor.
Suç ve ceza, Dostoyevski okumuş herkesin üzerine konuştuğu, ama pek az kişinin bildiği, uçsuz bucaksız bir dünya. Kamuoyu öfkesi, “asacaksın bunları” ya da “kapatacaksın, gün yüzü görmesin” demekten öte bir ufka sahip değil. İnfaz yasası ya da af benzeri düzenlemeler yüzünden cezanın caydırıcılığını yitirdiği düşünülüyor.
Oysa “hapis” durumu tersine çevirebiliyor. Uzun ve sert hapis cezaları suç oranlarını hızla artırıyor. Çünkü suç adeta bir okul gibi hapiste öğreniliyor, nitelik kazanıyor ve tekrarlanıyor. Suç kariyeri önce ıslahevleri, ardından ceza ve infaz sistemiyle gelişiyor.
Araştırmalar bütün dünyada hapis cezalarının yaygınlığı ve süresiyle, mükerrer suçlar ve suç oranları arasında doğru ilişki kuruyor. Güncel rakamlarla 1.8 milyon hapishane nüfusuna sahip ABD’de 100 bin kişiye 531 mahkûm düşüyor (Bu rakam 2018’de 750’ydi, bu gerilemiş hali). Buna karşın, ABD’de hapisten çıkan mahkumların beş yıl içinde yeniden suç işleme oranı yüzde 70.
Dünyada en yüksek mahkûm oranına yüz bin nüfusta 1086 ile organize suça savaş açan Naib Bukele’nin yönettiği El Salvador sahip. 100 bin nüfusta Küba 794, Ruanda 637, Türkmenistan 576 mahkûmla ABD’nin hemen önünde sıralanıyor. Avrupa Konseyi’nin geçen hafta yayınlanan ve pek de dikkat çekmeyen araştırmasında Türkiye 100 bin nüfusa düşen 408 mahkûmla 47 ülke arasında ilk sırada.
Peki ya mükerrer suç?
Türkiye’de rakamlara ulaşmak mümkün değil. Çünkü hem Adalet Bakanlığı Adli İstatistik Genel Müdürlüğü hem de Ceza ve Tevkif Evleri Müdürlüğü kamuoyuna bilgi vermeyi, suç istatistikleriyle ilgili verileri paylaşmayı sevmiyor. Her yıl yayınlanan Adalet İstatistikleri’nde verilerin kapsamı daraltılıyor, sistematiği değişiyor. Bu yüzden de mükerrer suçla ilgili verilere ulaşmak mümkün değil. TÜİK sitesinde eski TCK çevresinde infaz rejimiyle ilgili işe yaramayan zayıf istatistikler var, o kadar.
Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü de yapan Mustafa Tören Yücel’in verdiği bilgiye göre 1 Haziran 2000 tarihinde yapılan veritabanı taramasında 1994 yılında hakkında ceza fişi oluşturulan 480 bin hükümlüden yüzde 19,5’inin yani yaklaşık 95 bin kişinin sonraki beş yılda birden çok suç işlediği ve ortalama suç sayısının 2 olduğu saptanmış.
Bu konuda ipucu veren akademik çalışmalar da var. Hafize Alkan’ın Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü’ndeki “Suça itilmiş çocuklar ve mükerrer çocuk suçluluğu ile ilişkili değişkenlerin incelenmesi” başlığını taşıyan yüksek lisans tezi bu araştırmalardan biri. Alkan, TÜİK verilerine dayanarak 2008-2017 arasında “Güvenlik birimlerine birden fazla kere gelen suça sürüklenen çocuklara” ilişkin bir istatistiğe yer veriyor. Tablo, suç niteliği ve sayısı gibi detaylara sahip olmasa da suça sürüklenen çocuklar arasında “mükerrer suçun” yüzde 40-50 gibi rakamlara ulaştığını gösteriyor. Tekrarlayan suç, hırsızlık kaleminde yüzde 70’lerin üzerinde, yaralamada ise yüzde 40’ı aşıyor. Alkan’ın tezi 10 farklı araştırmaya dayanarak mükerrer çocuk suçluluğunun eğitim, aile çevresi, arkadaş çevresi ya da uyuşturucu gibi dinamiklerini açıklıyor.
Fatih Kışan’ın Sıtkı Koçman Üniversitesi’ndeki yüksek lisans tezi ise Bergama ve çevresinde mükerrer suçlara odaklanmış. 187 katılımcı ile yapılan araştırmada hapisten çıktıktan sonra beş yıl içinde tekrar suç işleme oranı yüzde 68. Katılımcıların yüzde 60’tan fazlası cezaevinde yeni suçlar öğrendiğini söylüyor. Kışan suça ilişkin eğitimi yarım bırakma, yoksul aileler gibi unsurlara vurgu yaparken, mükerrer suçla ilgili en etkili faktör “cezaevlerine” dikkat çekiyor.
Mükerrer suçlulukla ilgili ilk ve kapsamlı araştırmaları yapan Profesör Zahir Kızmaz’ın “Cezaevi Müdavimleri; İnatçı Suçlular” başlıklı çalışmasını da hatırlatmak gerek. Elazığ’da 2003 yılında 40 hükümlü üzerinde yaptığı çalışma mükerrer suça ilişkin önemli tespitlere sahip. Yarısı ilk kez 15 yaşından küçükken cezaevine girmiş, yüzde 90’ı üç veya daha fazla kez cezaevine girmiş, yüzde 65’inin ilk suçu hırsızlık.
Çocukların erken yaşta ve uzun süre hapiste tutulmaları eğitime erişmelerini engelliyor, ebeveyn kaybı, parçalanmış aile ya da yoksulluk gibi dezavantajla başladıkları hayatta yaşıtlarının gerisinde kalmalarını sağlıyor. Suçla etiketlenmek iş bulma olasılıklarını azaltıyor. Geriye cezaevinde tanıştıkları suç ağları ya da kriminal girişimciler kalıyor.
Dünyada mükerrer suç konusuna farklı yaklaşan ülkeler de var. Norveç 1990’larda yüzde 70’lere varan mükerrer suçla Avrupa’nın en belalı ülkelerinden biriydi. Şimdi 100 bin nüfusta 55 mahkumla huzuru yaşıyor. Mükerrer suç oranı yüzde 20’lere gerilemiş. Norveç’in formülü suçluları cezalandırmayı değil, rehabilite etmeyi odağına alan bir ceza infaz politikası izlemek. Mahkumlara hapishanede aileleriyle birlikte yemek yapma, oyun oynama gibi olanakların tanınması, izinli olarak dışarı çıkabilmeleri, en önemlisi de hükümlülere “saygı” gösterilmesi.
Suçun işlendiği Balıkesir, suça sürüklenen çocukların nüfusa oranla sıralamasında ilk beş il arasında yer alıyor. Balıkesir’de 2020 rakamlarıyla yüz bin çocuk nüfusta ceza infaz kurumlarına gelen çocuk oranı 214. Karaman ve Elazığ da dikkat çekiyor.
Adalet İstatistikleri’nde cinayetin işlendiği Balıkesir’de yetişkin nüfusta cinayet hükümlüsü oranı 14 yıllık ortalamalarla 100 binde 18, Uşak ve Afyon’un ardından Türkiye’de üçüncü sırada yer alıyor. Balıkesir E.Ö.’nün suç kayıtlarını oluşturan yaralama suçlarında da yine yetişkin nüfusta 100 binde 63 hükümlüyle beşinci sırada. Bunlar 2020 yılına ait istatistiklerle yapılan hesaplamalar.
Üzerinde durulmayan önemli bir nokta fiziksel, duygusal ya da cinsel suç mağduru olan çocukların, yaşadıkları psikolojik sorunlar yüzünden, bir süre sonra suça sürüklenen çocuklar içinde yer almaları olasılığı.
Bu koşullarda suça sürüklenen çocukların hızla büyüyen kayıtları, altı – yedi yıl sonrasının yetişkin suç oranlarındaki ivmeyi haber veriyor. Bir başka deyişle 2020 yılında hırsızlıkla kayıtlara giren 50 bin çocuktan, en az yüzde 30’u 2028 yılından itibaren yetişkinlerin suç kayıtlarında boy gösterecek.
Uyuşturucu, gasp, haraç, cinayet derken bu tekil suçların hep birlikte büyük bir havuz oluşturduğu, organize suçu beslediği, organize suçun da giderek bürokrasiye, yargıya ve siyasete nüfuz ettiğini hatırlatmak gerek. Mükerrer suç, toplumu saran şiddet sarmalının anahtarlarından biri. Organize suç soruşturmalarında suç geçmişi olmayan sanık bulmak neredeyse imkânsız. Küçük yaşta işlenen mala karşı suçlar, gelecekteki profesyonel suçluluğun emarelerinden biri.
Mükerrirlerin ardında böyle bir gerçek yatıyor.
Meraklısına notlar
Tablolar TÜİK’in veri tabanları ve Adalet Bakanlığı istatistiklerinden derlenmiştir. Her ikisinde de dosya, suç sayısı ve şüpheli sayılarının kullanılmasından dolayı çelişkili durumlar mevcut.
Zahir Kızmaz, Cezaevi Müdavimleri, İnatçı Suçlular, Orion Yayınları Ankara
Hafize Alkan, “Suça İtilmiş Çocuklar ve Mükerrer Çocuk Suçluluğu ile İlişkili Değişkenlerin İncelenmesi” T.C. Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, Suç Araştırmaları Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. 2021.
Fatih Kışan “Bergama Ceza İnfaz Kurumu Bağlamında Suç İşleme ve Yeniden Suç İşlemenin Toplumsal Nedenleri” T.C. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyoloji Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 2018
Council of Europe´s Annual Penal Statistics for 2023 (SPACE I)
Madalyn Hayden, “Recidivism Rates in the United States versus Europe: How and Why are they Different?” Western Michigan University 2023