SEÇTİKLERİMİZ- Bülent Şık’ın Bianet’teki yazısı: “Son 2 yıl içinde klorpirifos ile ilgili 3 farklı soru önergesine altışar ay ara ile Bakanlığın verdiği yanıtlar: “Yasakladık ve topluyoruz”; “Yasaklamadık ve toplamadık sadece etiketleri düzenledik”; “Yasakladık ve topladık.”
BÜLENT ŞIK
Avrupa Birliği 2016 yılı Ocak ayında tarımsal üretimde klorpirifos kullanılmasını yasakladı. Bu karar ülkemiz için de bir emsal oldu ve Tarım Bakanlığı aldığı bir karar ile klorpirifos ithalini ve üretimini 08 Nisan 2016 tarihi itibariyle durdurdu. Ayrıca klorpirifos içerikli tarım zehirlerinin 31 Mayıs 2016 tarihine kadar piyasadan toplatılmasına ve satışının da sonlandırılmasına karar verdi. Yani ülkemizdeki meyve ve sebze ürünlerinde klorpirifos kullanımı yasaklandı ve piyasadaki klorpirifos stoklarının da toplatılmasına karar verildi.
Klorpirifos (Chlorpyrifos) bir pestisit. Pestisitler tarımsal üretimde kullanılan zehirli maddeler.
Klorpirifos tarımsal ürünlerin üretiminde böcekleri öldürmek için kullanılan ve organik fosfatlı olarak nitelenen kimyasal gruba ait bir zehir. Organik fosfatlı tarım zehirleri insanlar ve hayvanlarda nörolojik sisteme zarar veriyor. Yani beyin, omurilik, motor gelişim ve bilişsel yetenekler üzerinde olumsuz etkileri var. Olumsuz etkilere en duyarlı olanlar ise bebek ve çocuklar.
Klorpirifos kullanımı son bulmadı
Geçen yıl 7 Mart 2017 tarihinde yazdığım bir yazı ile 2016 yılı mayıs ayından itibaren, yani yasaklama ve toplatma kararından aşağı yukarı bir yıl sonra klorpirifos kullanımının geçmiş yıllara kıyasla kat kat daha fazla olduğunu tespit ettiğimi belirtmiştim. Okumak isteyenler için yazının linki burada Link1
Bu yazı üzerine Mecliste Tarım Bakanlığı’na 9 Mart 2017 tarihinde bir soru önergesi verildi. Soru önergesinde özetle Avrupa Birliği’ne ihraç edilen gıda ürünlerinde klorpirifos kalıntısının çok çıktığı, klorpirifos geçen yıl yasaklanmış ve piyasadan toplatılmış olmasına rağmen neden hala gıdalarda kalıntısının çıktığı soruluyordu. Yazılı ilk soru önergesinin tam metnini okumak isteyenler Link2’ye tıklayabilir. Link2
Bu soru önergeleri verildiğinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik idi. Bakanlığın verdiği 22 Haziran 2017 tarihli yanıtı okumak isteyenler Link3’e tıklayabilir. Link3
Bakanlığın verdiği yanıt metninde yer alan bir ifadeyi aşağıya kopyaladım. Yanıtta klorpirifos kullanımının 08 Nisan 2016 yılında yasaklandığı net bir şekilde ifade ediliyor. Bu ifade aklımızda kalsın. Yazı ilerledikçe klorpirifos ile ilgili olarak verilen başka soru önergelerine Bakanlığın verdiği diğer yanıtları da aktaracağım ve ne kadar çelişkili açıklamalar olduğunu göstermeye çalışacağım.
Klorpirifos sorunu 2017 yılı Mart ayından bu zamana sürekli gündeme geliyor. Gıdalarda klorpirifos kalıntıları çıkması ile ilgili sorun son 2 yıldan fazla süredir hiç çözülemedi. Aksine klorpirifos kalıntıları gıdalarda daha çok çıkmaya başladı. Bu konuda Bianet’te yer alan aşağıdaki yazılara bakılabilir:
Geçtiğimiz 2 yıl içinde Mecliste bu konuda verilen benim bildiğim 4 ya da 5 adet soru önergesi var. Ancak bu önergelerdeki sorulara Tarım Bakanlığı tarafından verilmiş tek bir doğru düzgün yanıt yok.
Konunun TBMM’deki takipçilerinden biri olan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan gıdalardaki klorpirifos zehri kalıntıları sorununu Faruk Çelik’ten sonra Tarım Bakanı olan Ahmet Eşref Fakıbaba’ya da sormuştu. 16 Kasım 2017 tarihli soru önergesini ve verilen yanıtı okumak isteyenler Link4’e bakabilir. Link4
Soru önergesine Bakanın verdiği yanıt kısa olduğu için bütünüyle aşağıya alıyorum.
16 Kasım 2017 tarihli bu yanıtın önemi şurada: Bakanlık geçen bir buçuk yıl içinde klorpirifos kullanıldığını kabul ettiği gibi, piyasadan toplatmadığını da dile getirmiş oluyor. Bu süre zarfında sadece etiket düzeltmeleri yapılmış!
Avrupa Birliği ülkelerinde çok az sayıda meyve çeşiti ile birkaç tane tahıl ürünü dışarda bırakılırsa gıda ürünlerinde özellikle de sebze ve meyvelerde klorpirifos kullanımı hala yasak. Bakanlık Avrupa Birliği ülkelerinde klorpirifos kullanımı devam ediyormuş gibi bir izlenim veriyor ama bu hiç de doğru değil. Yalan.
Klorpirifos konusu geçtiğimiz Mart ayında tekrar gündeme gelmişti. Bir soru önergesi daha verildi ve bütün metni okumak isteyenler için Bakanlığın 13 Haziran 2018 tarihli yanıtı da burada: Link5
Bakanlığın verdiği 13 Haziran tarihli cevap metninden aldığım paragraf ise aşağıda:
16 Kasım 2017 tarihinde verdiği yanıtta klorpirifos satışını ve kullanılmasını yasaklamadığını, klorpirifos içeren tarım zehirlerini piyasadan toplatmadığını söyleyen bakanlık bu kez tam aksini dile getiriyor.
2017 yılı Mart ayından günümüze klorpirifos ile ilgili 3 farklı soru önergesine altışar ay aralar ile Bakanlığın verdiği yanıtların özeti: “Yasakladık ve topluyoruz”; “Yasaklamadık ve toplamadık sadece etiketleri düzenledik”; "Yasakladık ve topladık.”
Devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan, pespaye açıklamalar. Hangisine inanılır. Hiçbirine.
Biz tüketiciler için ciddiye alınması gereken asıl gösterge piyasada satılan gıda ürünlerinde özellikle yeşil biber, taze biber, kırmızı biber ve dolmalık biber gibi ürünlerde klorpirifos kalıntılarının hala çıkıyor olmasıdır. Ülkemizden Avrupa Birliği’ne ihraç edilen gıda ürünlerinde kalıntısı en çok tespit edilen pestisitlerin başında klorpirifos geliyor son 2 yıldır.
Gıdalardaki pestisit kalıntılarını bütünüyle gidermenin bir yolu yok. Bazı pestisitler yüzeye sıkılıyor ve gıdayı iyice yıkayarak ve kabuğunu soyarak bu tip pestisitleri bir ölçüde uzaklaştırmak mümkün. Bazı pestisitler ise bitkinin kökleri vasıtasıyla alınıyor ve yenilen ürünlerin bünyesine girdiği için gidermenin bir yolu yok.
Klorpirifos konusu basite alınmamalı. Ülkemizde tarımsal üretimde kullanılan 350 civarında pestisit var ve klorpirifos bunlardan sadece biri. Sakıncalı olduğu bilinen, yasaklanmış bir pestisitin kullanılması, üstelik, Mecliste bu kadar gündeme getirilmesine rağmen engellenemiyorsa gıdalardaki pestisit kalıntıları konusundaki genel durumun kaygı verici boyutta olduğunu söyleyebilirim.
Yazıyı kötü bir tespit ile bitirmek istemem. Bu gibi durumlarda en çok sorulan ve ilk anda akla gelen soru “Ne yapacağız?” sorusu oluyor doğal olarak. Bu konuda bana gelen okur sorularına da yanıt vermeye çabaladığım ayrıntılı bir yazı yazmaya çalışıyorum. Henüz bitiremedim.