Vakıf Üniversitesi Emekçileri Dayanışma Ağı, birçok üniversitenin, öğrenci bulunmayan üniversitelere personel çağırdığını, aksi durumda personele yıllık izin dayatmasında bulunduğunu açıkladı.
Vakıf Üniversitesi Emekçileri Dayanışma Ağı, korona virüsü (Covid-19) salgının ortaya çıktığı 2020 Mart ayından itibaren vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin uğradığı mobbing’e ve hak kayıplarına ilişkin açıklama yaptı.
Korona virüsü tedbirleri kapsamında uygulamaya konulan “tam kapanma” sürecinin ilan edilmesiyle akademisyen üzerinde yeni baskı mekanizmaları oluşturulduğu ifade edilen açıklamada, “Bu süreçte uzaktan eğitimi, üniversiteye gelerek ofislerinde sürdürmeye ve dersler dışında da mesai saatlerinde okulda bulunmaya zorlanan akademisyenler ve her gün üniversitede bulunma dayatmasıyla karşılaşan idari personel, tam kapanmayla bu tarihlerde yeni baskı mekanizmalarıyla karşı karşıya” denildi.
“Maaşlarla ilgili kanun uygulanmıyor”
Pandemi sürecinde başta hamile ve kronik hastalar olmak üzere akademisyenleri ücretsiz izine zorlandığı belirtilen açıklama şöyle devam etti:
“Vakıf üniversitelerinin çoğu, bu süreçte küçülme adı altında işten çıkarmaları da artırmıştı. 17 Nisan 2020’de Resmî Gazete’de ‘Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ yayımlandı. Bu kanunun öngördüğü vakıf üniversiteleri, devlet üniversiteleri ücretlerinin altında maaş veremeyecek ancak bu durum hiçbir vakıf üniversitesinde tam anlamıyla uygulanmış değil. Bu süreçte birçok vakıf üniversitesindeki net maaş ücreti, devlet üniversitelerindeki maaşın altında olduğu gibi, eski maaşların bu yenilikle birlikte daha da azaldığı görülmektedir.”
“Bazı üniversiteler personele ‘yıllık izin’ kullanma baskısı yapıyor”
Salgının başından bu yana bazı üniversitelerde “kâr amacı” gözetildiğine ve personellerin hak kayıpları yaşadığına işaret edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“2020 yaz döneminde akademisyenlerini yüz yüze tanıtım faaliyetlerinde görev almaya zorlayan, 2021 yılının başından beri de yüz yüze eğitime geçmenin fırsatını kollayan bazı üniversite yönetimleri, bu sefer de emekçi sınıflar için ‘tam açılma’ olarak işleyen tam kapanmayla akademik ve idari personel üzerinde farklı bir baskı uygulamaktadır. Öğrencilerin bulunmadığı üniversitelere, akademik ve idari personelini çağıran veya ücretsiz izne zorlayan birçok vakıf üniversitesi, aksi durumda personeline yıllık izin dayatmasında bulunmaktadır. ‘Tam kapanma’ sürecinin tartışıldığı bir dönemde vakıf üniversitesi çalışanları, kademeli/dönüşümlü biçimde üniversiteye çağrılmaktadır. Diğer taraftan izin kullanmadan tüm mesai günlerinde üniversiteye geleceğini beyan eden personel ise ‘bunun mümkün olmadığı’ cevabını almaktadır. Üniversitelerin istedikleri tek şey, diğer birçok sektörde olduğu gibi onları idari izinli saymayarak yıllık izinlerini kullanmaya zorlamak olarak görülmektedir.”
“Yıllık izin kullanmak istemeyen personel, nöbet tutmaya zorlanıyor”
Açıklamada, ilgili üniversitelerin bu süreçte “idari ve eğitim hizmetlerine azaltılmış idari ve akademik personelle devam edeceği” duyurusunda bulunduğu aktarıldı:
“Yazıda, kapanma sürecinde ‘işlerin aksamaması adına hizmetine ihtiyaç duyulan personelin görev başında olacağı günlerin belirtildiği nöbet listelerinin hazırlanması istendi. Ayrıca aynı yazıda, ‘hizmetine ihtiyaç duyulmayan personelin ise bu sürede re’sen senelik izinlerini kullanmış olarak kabul edileceği’ ibaresi yer almıştır. Bu süreçte yıllık izninin hukuksuzca gasp edileceği kaygısını taşıyan çalışanlar, zorunlu olarak ismini nöbet listelerine yazdırmış ve ‘Kamu Personeli Görev Bildirim Belgesi’ almayı beklemektedir. Hatta öğrenci işleri gibi kimi birimlerde görev yapanlar, nöbet sisteminin de dışında tutularak her gün ofiste çalıştırılmak istenmektedir. Benzer şekilde, izin/maaş kesintisi tehdidiyle işe gelmeye zorlanan temizlik emekçileri de kampüse ulaşmak adına yol ücretlerini ödemek durumundadır. Toplu taşımanın yoğun kullanıldığı bugünlerde çalışanların enfekte olması olasıdır.”
“Tam kapanma koşullarında reva görülen muameleye itiraz ediyoruz”
“Vakıf üniversiteleri emekçileri olarak bizler, genelgeye aykırı biçimde ‘tam kapanmadan muaf tutulmayı kabul etmiyoruz” denilen açıklamada, şu talepler yer aldı:
“Çalışma halihazırda uzaktan eğitim yöntemiyle sürdürüldüğü halde akademisyenlerin ofislerde bulunmaya zorlanmasını reddediyoruz. ‘Tam kapanma’ koşullarında bize reva görülen muameleye itiraz ediyoruz. Tam kapanma suiistimal edilmemeli ve üniversitenin tüm birimlerinde personel arasında hiçbir ayrım yapılmadan uygulanmalıdır. Çalışanlar bu esnada hiçbir hak veya ücret kaybına uğratılmamalıdır. Aşılamanın derhal yapılması için girişimde bulunulmalıdır. Dönüşümlü, seyreltilmiş ve kısaltılmış mesai uygulaması hayata geçirilmelidir. Yıllık izin hakkına el sürülmemelidir. Üniversite insanı, emeği, aklı ve bilimi önceleyen bir anlayışla yönetilmeli, işletmelerin çıkarından önce emekçilerin sağlığı gözetilmelidir.”
(Gazete Duvar)