Çeviri: Nurullah Yıldız
Yunanistan tarihinde yer alan tartışmalar, ekonomik buhranlar ve siyasi krizler geçmişi, 25 Ocak 2015 seçimlerine bakılınca aslında hiçte yeni değildir. Yunanistan, son seçim süreci kadar büyük bir bunalım yaşamadıysa da, tarihinde hep karmaşık bir iç politika hâkimdi. Son seçimler 25 Ocak günü gerçekleşti ve oyların %36’sını alan Syriza, Aleksis Tsipras liderliğinde, seçimlerden üç gün sonra sağcı Bağımsız Yunanlar Partisi (ANEL) ile koalisyon hükümeti kurdu. Tek başına iktidar olmayı yalnızca 3 sandalye ile kaçıran Syriza, zor günlerden çıkma yollarını hala aramakta. Üç ay hayal kırıklıkları, mücadele ve umutla geçti.
Avrupa Birliği ile varılan anlaşmalar ve zor bir dönemeçten sonra ülke hangi konumda bulunuyor? Syriza Hükümeti ve alacaklı devletler arasında henüz tam ve net bir anlaşma imzalanamadığı için, Syriza’nın vaatleri ve gelinen nokta üzerine ne bir muzaffer galibiyetten, ne de ezici bir mağlubiyetten söz edilemiyor. Fakat bir gerçek var ki, o da AB ülkeleri içinde ilk kez radikal bir sol partinin iktidarı aldı.
İç politikada, hükümet yalnızca gözaltı kamplarını kapatmak, oradaki gözaltıları serbest bırakmak ve göçmenlere destek konusunda bir yasa çıkartmayı başarabildi. Uluslararası tecrübeye sahip uzmanlardan oluşan bir komite kuruldu ve bu komiteye borçları denetleme yetkisi verilerek, devlete olan borçlarda vadelerin 100 aya kadar çıkabileceği karara bağlandı. İkinci önemli gelişme olarak Mart ayı vergilerinin beklenenden daha yüksek olması örnek verilebilir.
Para politikalarını çözmeyi umut eden hükümet, Yolsuzlukla Mücadele Bakanlığı kurdu. Yeni Bakan Panagiotis Nikoloudis vergi kaçakçılarının üzerine giderek borç sıkıntısı çeken hükümetin kasasına 2.5 milyar euro (2.8 milyar dolar) civarında paranın geri döndürülmesi ile görevlendirildi. Bu konuda atılan adımların ilki, ülkenin en zengin ailesi olan Yunanistan’ın en büyük inşaat şirketine sahibi Yeorgos Bobolas ve ailesi ailesine karşı gerçekleşti. Atina vergi müfettişliğinin Atina savcılığı ile birlikte yürüttüğü araştırmalar sonucunda 87 yaşındaki Yeorgos Bobolas’ın iki oğlundan biri olan Leonidas Bobolas, yurt ışına 4 milyon euro kaçırdığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Leonidas Bobolas, Atina savcılığının, aleyhinde kovuşturma açılmadan önce 1 milyon 800 milyon euro vergi ödemesi ile ilgili teklifini kabul edince, serbest bırakıldı. Bu durumda Leonidas Bobolas’ın “ödemesi gereken vergiyi ödediği gerekçesiyle” aleyhinde kovuşturma açılmayacağı belirtildi. Fakat bu gözaltı süreci de gösterdi ki, hükümet yolsuzlukla mücadeleyi savaş harbine dönüştürmeye kararlı.
Halkın beklentisi ise daha kapsamlı politikalar ve her alanda ilerleme. Bu nedenle Syriza hükümetinin başı epey ağrımakta. Hükümet sözcüsü, Mayıs ayı içerisinde belli başlı alanlarda yasa teklifleri vererek ülkeyi rahatlatmanın yollarını aradıklarını belirtiyor. Meclise gelmesi beklenen yasalar arasında 2010 yılında başlatılan devlet kurumlarındaki işten çıkartmaların hepsinin iptali de var.
Aslında hükümetin beklentisi, küçük çaplı bir devrim niteliği kazanacak olan kemer sıkma politikalarından kurtulmak. AB ülkelerinden alınan borçların bir türlü ödenememesi, yeni borçların kapıda oluşu ve asgari yaşam koşullarının hala normal seviyelere çekilememesine rağmen, hükümet AB’nin kemer sıkma önerilerini imzalamış değil. Syriza’nın AB gözlemini kabul eden mektubu ve bu mektup arkasından uygulanamayan şartlar hala öncelikli sorun.
Tsipras hükümetinin alacaklı ülkelerle mücadelede başarılı olacağına uluslar arası arenada güven tam. Zira Atina yönetimi geçtiğimiz günlerde bir ilke imza atarak, Nazi döneminde gerçekleşen yağma ve vahşet karşılığı Almanya’nın Yunanistan’a ödemesi gerektiğini iddia ettiği borcu hesapladı ve bu borcun ödenmesini istedi. Almanya bu öneriyi komik bulsa da, borcun ödendiğini savunarak konuyu kapatmak istedi. Fakat Yunan Hükümeti bu girişimle Almanya’nın ahlaki açıdan utandırılmasını bile önemli sayıyor.
Bu ve bunun gibi ufak çıkışlar Alexis Tsipras’ın desteğini biraz arttırsa da, seçim öncesi popülaritesi %90’larda olan Syriza liderine sempati giderek azalıyor. Muhalif liderlerin halan önünde olan Tsipras, kamuoyu yoklamalarında hala birinci fakat büyük bir düşüşle.
Tsipras’ın geçtiğimiz günlerde AB ve IMF görüşme heyetinden aldığı Maliye Bakanı Varoufakis’in vakaları ise hükümeti zor durumda bırakıyor. Özel hayatından sıklıkla bahsedilen bakan, ülkede istenmeyen biri haline geldi.
Geçtiğimiz günlerde Star TV’de bir programa katılan Tsipras, Mayıs ayı ortasına doğru bir paket üzerine anlaşabileceklerini söyledi. Seçim öncesi vaatlerinden vazgeçmediklerini belirten Syriza lideri, hedeflerinin sadece paketin bir kısmını kabul etmek olduğunu, yaptırım ya da kemer sıkma politikalarını hiçbir şekilde kabul etmeyeceklerini yineledi.
İç politikada yalnızca birkaç adım atabilen, AB ve IMF ile tam bir anlaşma sağlayamayan, muhalefete söz yetiştiremeyen konumda olan Syriza’nın 100 günü aslında çok hızlı ilerlemedi. İşleri zor olsa da, ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Kaynak: L’Humanité