Müzakere ve Demokratik Çözüm Sürecini destekliyor,
AKP’ye inanmıyor ve güvenmiyoruz!
Hükümet yetkilileri ve müzakere heyetinin gerçekleştirdiği ortak basın toplantısıyla müzakere sürecinin yeni bir aşamaya kapı araladığı tartışmasız. Bugüne kadarki görüşmeleri kamuoyuyla paylaşmaktan, siyasi sorumluluğunu üstlenmekten kaçınan AKP hükümeti artık bu sorumluluktan daha fazla kaçamamış ve müzakere heyetiyle birlikte kamuoyuna ortak bir açıklama yapmak zorunda kalmıştır.
Tüm arka planından bağımsız olarak müzakere sürecinde gelinen yeni durumu olumlu buluyor ve bu adımın bir an önce yasal statüye kavuşması için TBMM’de karar haline getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
AKP’nin demokratik bir açılım yapabileceğine, halklarımızın lehine gelişmelerin önünü açabileceğine zerrece güvenmememize rağmen, Kürt sorununun demokratik yollarla çözüme kavuşması için ortaya konulacak her türlü iradenin arkasında duracağımızı bir kez daha belirtiyoruz.
Hala müzakereler başlamadı!
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve HDP Müzakere heyetinin görüşmelerin gidişatına ilişkin ortak basın toplantısı düzenlemesi müzakere sürecinin başladığı anlamına gelmiyor. AKP hükümeti bugüne kadar Sayın Öcalan’la devlet görevlileri aracılığıyla sürdürdüğü görüşmeleri açıklıkla üstlenmeyip, görüşmede konuşulan meseleleri çarpıtılmış bir şekilde kamuoyuna yansıtarak kazanmaya çalıştığı zamanı, şimdi de “ortak açıklama yaptık” demagojisiyle kazanmak istiyor.
Nitekim hem kukla başbakan Davutoğlu’nun, hem her şeye bakan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dönem dönem dillendirdiği “müzakere falan yok kardeşim” söylemleri aslında gerçeği yansıtıyor.
Evet, ortak bir açıklama yapılması, Türkiye kamuoyu gözü önünde konuşulanların paylaşılması olumlu bir adımdır. Ancak süreci asıl ilerletecek olan bir an önce resmi müzakerelerin başlatılmasıdır. Kaldı ki müzakerelerin başlaması dahi sorunun çözüldüğü anlamına gelmeyecektir.
Bu konuda hem İmralı’nın hem Kandil’in yaklaşımları gayet açık: sadece Kürt Halkı için değil, tüm Türkiye için demokratikleşme sürecinin önünü açılması.
Ölü gözünden yaş beklemiyoruz!
12 yıllık iktidarında yaptıkları yetmiyormuş gibi şimdi kan pahasına meclisten geçirmeye çalıştığı diktatörlük yasasıyla AKP’den demokratik bir açılımı elbette beklemiyoruz.
AKP’nin bugüne kadar yaptıkları, bundan sonraki yapacaklarının garantisidir!
Muhaliflerine reva gördüğü muameleyi bir yana bırakın, ortaklarına, yol arkadaşlarına yaptıkları Tayyip Erdoğan ve AKP zihniyetinin kodlarını çözmek için yeterlidir. Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın açıklaması içerisine serpiştirilmiş “yeni anayasa”, “bölgesel güç” kodlamaları bu oyalama sürecinin hedeflerini de açık ediyor.
AKP içeride diktatörlüğün, bölgede kutuplaşmanın ve çatışmanın önünü açmak istiyor. O yüzden de MGK toplantısında büyük savaş hazırlığı kararı almasına rağmen tiyatro oynamaya devam ediyor.
İşçiye, kadına, gence, Alevi’ye, ateiste, Ermeni’ye, Arap’a düşman olan Kürt’e dost olmaz, olamaz!
AKP’ye hem üzerine bina olduğu ideolojisi, hem bu güne kadarki pratiği hem de bundan sonrasına ilişkin perspektifi dolayısıyla demokratik bir sürecin önünü açabileceği konusunda inanmıyoruz, güvenmiyoruz.
“Süreç” önemlidir!
Tüm bu söylediklerimize rağmen Kürt Halk Önderi Öcalan’ın önünü açmaya çalıştığı müzakereleri ve başlattığı “süreci”i önemli görüyoruz. Bu süreç Türkiye halklarına AKP hükümetinin gerçek yüzünü ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin barışta ısrar ve samimiyetini tüm açılığıyla göstermiştir.
Halklarımız arasında eşit, adil, özgür ve barış içerisinde bir yaşam AKP’nin oyalamalarından değil Kürt Özgürlük Hareketi’nin ülkenin tüm demokrasi dinamikleriyle birlikte mücadeleyi yükseltme iradesinden çıkacaktır.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi olarak AKP’yi ve diğer düzen partilerini, genel olarak devlet güçlerini Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü yönünde tutum geliştirmeleri için zorlamaya devam edecek, bu yönde atılacak her olumlu adımın arkasında olacağız.
Ancak asıl görevimizin düzen güçlerinden talep eden değil, hakkını, barışını, özgürlüğünü örgütlü gücü, iradesi ve cesaretiyle kopartıp alan bir pratik sergilemek olduğunun bilincindeyiz ve bu perspektifle mücadele etmeye devam edeceğiz.
7 Haziran seçimleri hepimiz açısından devrimci demokrasi mücadelesini yükseltmemiz ve halklarımızın kolektif iradesini geliştirmemiz yönünde önemli sınav olacaktır. Görüşmelerin müzakerelere doğru gelişmesi de, müzakerelerin halklarımız lehine sonuçlandırılabilmesi de bu iradenin oluşturulmasına ve geliştirilmesine bağlıdır.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi
Eşgenel Başkanı Tuncay Yılmaz