Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Merkezi Yürütme Kurulu, Kobanê Davası’nın 17 Nisan Çarşamba günü görülecek karar duruşması öncesi “17 Nisan’da kararı açıklanacak Kobanê Kumpas Davası kapatılsın, tüm yargılananlar serbest bırakılsın! ” başlığıyla yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada “AKP-MHP’nin doğrudan kontrolündeki yargı makinesinin üreteceği bu “karar”, seçim sonrasında toplumsal desteğini ve meşruiyetini yitiren siyasal iktidarın önümüzdeki döneme dair belirlediği yol haritasının ilanı olacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“2014 yılında IŞİD’in Şengal’deki soykırımını ve Kobanî’nin IŞİD tarafından kuşatılmasıyla katliam yaşanmasını önlemek amacıyla ve insani yardım koridoru açılması talebiyle gösteriler yapılmıştır. Yapılan gösteriler bahane edilerek yürütülen soruşturmanın ardından açılan davanın 17 Nisan 2024 tarihinde karar duruşması yapılacak.
Kobanî halkı başta olmak üzere bütün dünyaya yayılan direniş ve dayanışma eylemleriyle katliam yaşanması engellendi. “Kobanî düştü, düşecek” diyen Tayyip Erdoğan’ın hevesi kursağında kaldı. Tam tersine IŞİD ile kurulan askeri ve ekonomik ilişkiler ile ilgili bulgular, Türkiye Cumhuriyeti devletinin insanlığa karşı işlenmiş suçların sorumluları arasında adının sık sık anılmasına yol açıyor. “Kobanî Kumpas Davası”, Ankara’nın göbeğinde IŞİD tarafından kaçırılan kız çocuklarını satan suçluların gizlendiği ve olayın gerçek faillerinin ortaya çıkartılması için mücadele veren siyasetçilerin yargılandığı bir davadır.
Kobanî kumpas davasından HDP’yi kapatma gerekçesi yaratma ve demokratik siyaseti baskılama çabası da boşa düşmüştür. Halklarımız, siyaseti baskı ve şiddetle dizayn etmek isteyenlere DEM Parti’nin kayyum rejimine son vererek kazandığı belediyeler ve AKP-MHP bloğunun geriletilmesiyle gereken cevabı vermiştir. Hüdapar’ın ihtiyaç duyulduğunda devreye sokulmak için kullanılan bir aparat olduğu da 31 Mart seçimlerinin bir başka sonucu olmuştur.
Davanın bir kumpas olduğu AİHM kararlarıyla da tescil edilmiştir. AİHM Büyük Daire Demirtaş/Türkiye kararında suçlama konusu tweetlerin siyasi ifadeler olduğunu, herhangi bir soruşturmaya konu edilemeyeceğini ve tutuklama gerekçesi olamayacağını açıkça ortaya koymuştur. Dolayısıyla hukuki olarak ortada geçerli bir dava ve geçerli bir mahkeme kararı da yoktur. Bizzat mahkeme başkanının Atadedeler suç örgütü yöneticisi olmaktan yargılandığı ve yaptığı işlemlerin geri alınmadığı da hesaba katılırsa ortada bir mahkeme olduğu da tartışmalıdır.
10 yıllık soruşturma ve yargılama süreci aynı zamanda siyasetin en kritik dönemeçlerine tanıklık etti. Şimdi AKP’nin en büyük yenilgisini yaşadığı seçimin ardından ve Ortadoğu’da bütün dengelerin alt üst olduğu, savaşın yeni bir evreye sıçradığı dönemde “Kobanî Kumpas Davası” karar aşamasında. AKP-MHP’nin doğrudan kontrolündeki yargı makinesinin üreteceği bu “karar”, seçim sonrasında toplumsal desteğini ve meşruiyetini yitiren siyasal iktidarın önümüzdeki döneme dair belirlediği yol haritasının ilanı olacaktır.
17 Nisan’da verilecek “karar”, hangi yönde olursa olsun tutsak siyasetçilerin özgürlüklerine kavuşması ve gerçek sorumluların yargılanması için mücadeleye devam edeceğiz.”