Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “askerlerimize en küçük bir zarar gelmesi halinde, rejim güçlerini her yerde vuracağız” açıklamasına Suriye Dışişleri yanıt verdi: “Türk rejiminin başı, bize, ancak gerçeklikten uzak bir kişi tarafından yapılabilecek içi boş açıklamalar yöneltmektedir.”
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İdlip’teki gelişmelerle ilgili bugün yaptığı açıklamalara Suriye Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak yanıt verdi. Sputnik Haber Ajansı’nın, Suriye resmi haber ajansı SANA’ya dayandırdığı habere göre, Suriye Dışişleri, Erdoğan’ın açıklamalarının ardından “Türk rejiminin başı, bize, ancak gerçeklikten uzak bir kişi tarafından yapılabilecek içi boş, tutar yanı olmayan açıklamalar yöneltmektedir. Suriye Arap Ordusu askerlerini vurma tehdidi, olaylar ve gidişat bakımından akıl almazdır ve sadece kendi cehaletini göstermeye yaramaktadır" açıklaması yaptı.
Suputnik’e göre SANA, Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı'ndan resmi bir kaynağın yaptığı açıklamalar şöyle aktardı.
"Suriye Arap Ordusu'nun saldırıları altında desteklediği, silahlandırdığı ve eğittiği terör örgütlerinin çöküşünün ve kendisinin uluslararası terörizmin aracı olarak komutan rolünün ve Amerikalı efendilerinin elinde kukla olduğunun açığa çıkmasının ardından, ordusu ve teröristleri ağır yenilgiye uğramış Türk rejiminin başı, bize, ancak gerçeklikten uzak bir kişi tarafından yapılabilecek içi boş, tutar yanı olmayan açıklamalar yöneltmektedir."
"Suriye Arap Ordusu askerlerini vurma tehdidi, olaylar ve gidişat bakımından akıl almazdır ve sadece kendi cehaletini göstermeye yaramaktadır."
"Suriye Arap Cumhuriyeti, tüm Suriye coğrafyasında terör örgütleriyle savaşarak ve halkımızı onların boyunduruğundan kurtararak ulusal ve anayasal görevlerini yerine getirmeyi sürdürme kararlılığını teyit eder."
"Türk rejiminin başı tarafından desteklenen terörist grupların insan kalkanı olarak kullanmak için çıkışlarını engellediği sivillere güvenli insani geçişleri açmak da buna dahildir."
"Suriye Arap Cumhuriyeti, topraklarındaki her Türk gücünün uluslararası hukukun ağır ihlali şeklinde yasadığı mevcudiyet olduğunu ve buna yönelik misillemelerden tümüyle Türk rejiminin sorumlu bulunduğunu teyit eder."