Enternasyonalist devrimci Suphi Nejat Ağırnaslı (Paramaz Kızılbaş), 6 yıl önce Kobane’de IŞİD’e karşı YPG saflarında savaşırken yaşamını yitirdi. Suphi Nejat Ağırnaslı, mektubunda şöyle diyordu: “Her yürek devrimci bir hücredir. Hayal gücü iktidara. Kocaman gülücüklerle…”
Derleyen: SiyasiHaber
Boğaziçi Üniversitesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü mezunu olan Enternasyonalist devrimci Suphi Nejat Ağırnaslı, Ağustos 2014'de IŞİD'e karşı savaşmak için gittiği Kobanê’de hayatını kaybetti.
Nejat, devrimci bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Nuran Ağırnaslı ve Hikmet Acun TDKP davasından uzun yıllar yargılanmışlar ve 1980 faşist cuntası dönemi nedeniyle kendi ülkelerinde bile kaçak durumunda yaşamak zorunda kaldılar. Bu nedenle, 20 Eylül 1984’te Söke Devlet Hastanesi’nde doğan ve TKP’nin kurucuları Mustafa Suphi ile Ethem Nejat’ın isimlerini koydukları oğullarını hastaneden kayıt dahi yaptıramadan kaçırmak zorunda kalmışlardı. Bu nedenle Suphi Nejat’ın uzun yıllar nüfus cüzdanı bile olmadı. Anne ile baba 1990’a doğru siyasi mülteci olarak Almanya’ya yerleştiklerinde henüz 5 yaşındaydı.
Hiç kuşkusuz politik bir ailede büyüyen Suphi Nejat Ağırnaslı’nın dedesi Niyazi Ağırnaslı da Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın avukatları arasında yer alıyordu.
Baba Hikmet Acun, Suphi Nejat Ağırnaslı’nın politikleşme sürecini şöyle anlatıyor:
“Politikleşmesinde etkimiz olmadığı gibi, onu politikadan uzak tutmak için de bir şey yapmadık. Ama ailede zaten öyle bir ortam olduğu için politikaya erken ilgi duydu. Bu ilgi ilk etapta Türkiye’deki politik durumdan ziyade daha çok genel politik durumla ilgiydi. Çok daha sonra 18-19 yaşlarına geldiğinde Türkiye’deki politik durumla ilgilenmeye başladı. Türkiye’de yaşanan 12 Eylül dönemini ve devrimci hareketleri sormaya başladı.”
Suphi Nejat, ilk ve orta öğrenimini Düsseldorf’ta tamamladı. Liseyi ikincilikle bitirmesine ve Almanya’da istediği üniversiteye girebilecek puanı tutturmasına rağmen Türkiye’ye döndü, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünde okumaya başladı. Boğaziçi’ne geldiğinde kendine devrimci çevre oluşturdu. Boğaziçi’nde Tuzla Tersaneleri, Hrant Dink suikastı gibi konularla ilgili “Karanlığı Sorguluyoruz” adını verdikleri önemli etkinlikler ve çalışmalar yaptı arkadaşlarıyla. Daha sonra yüksek lisansını yaparken Kobane’ye gitti…
Nejat, mektubunun bir kısmında şu kelimeleri kaleme alıyor:
“Söke’de kaçak doğmuş, Türkiyeli bir Duisburglu, bir Claubergli, Türkiye’deyse her neysem işte o olaraktan hiçbir şeyden pişman değilim. Hayatta her musibet kazanımcı olunduğunda insana katkılar sunan bir fırsatmış aslında. Tek derdim asla büyümemek, büyüklerin dünyasının bir parçası olmamaktı, hep çocuk kalmak yani…
Şimdi tıpkı Peter Pan gibi Neverland’e gidiyorum, asla büyümemek üzere. Bundan daha çok beni mutlu eden bir şey olamazdı…”
1915’ten 2014’e
Şimdilerin Paramaz Kızılbaş’ı olan Suphi Nejat Ağırnaslı, IŞİD çetelerine karşı savaşırken 15-16 Haziran 1915'de Beyazıt'ta 19 arkadaşıyla birlikte asılan Ermeni Sosyalist Paramaz’ın adını kullandı.
Suphi Nejat Ağırnaslı’yı anlatan baba Hikmet Acun şöyle diyor bir röportajda:
“Nejat Ermeni meselesiyle tanıştığında 14 yaşındaydı. Paramaz gibi Ermeni devrimcileri o dönemde araştırmıştı. O ismi alması da tesadüf değil, çünkü hem Ermeni tarihine hem de Osmanlı tarihine hâkimdi. O devrimciliğin sadece Mustafa Suphi’lerle değil Paramaz’larla da başladığını düşünüyordu.”
Suphi Nejat Ağırnaslı’nın (Paramaz Kızılbaş) kaleme aldığı son mektup:
Sevgili Dostlarım,
Bu mektup elinize geçtiğinde size son şakamı yapmış olacağım…
Ben bir hayat yaşadım ve hayatıma giren herkesten çok şey öğrendim; öğrendiklerimle bir tercih yaptım, hakikate veya hakikatlere şahit oldum ve hayatın diyalektiğinde öbür kutba geçtim, hayırlara vesile olmasını dilerim. Sıradan bir insan olarak doğdum, sıradan bir insan olaraktan da sizinle vedalaşıyorum. Sizi sıkça yarı yolda bırakmış olduğumu, bazen hoyratça davranmış olduğumu ve üzdüğümü, üzmüş olduğumu biliyorum. Beni son kez affedin.
Sıradan bir genç olarak sıradan çelişkilerimden dolayı, sade bir tercihte bulundum; her şeyden önce bu tercihi kendim için yaptım. Ulvi bir amaç için yola çıkmadım, ulvi olmayan insanlarla hayatı, büyüsüz bir dünyayı, şeyleşmiş bir dünyayı büyüklemek istedim o kadar. Çelişkilerimin aşılamayacağını, zira bunlar toplumsal oldukları için ancak insanın çelişkilerini örgütlemeyi, daha üst bir mertebede toplumsallaştırmaya çalışabileceğini öğrendim. Hayatımda hakikate vardığım en yakın nokta budur…
Söke’de kaçak doğmuş, Türkiyeli bir Duisburglu, bir Claubergli, Türkiye’deyse her neysem işte o olaraktan hiçbir şeyden pişman değilim. Hayatta her musibet kazanımcı olunduğunda insana katkılar sunan bir fırsatmış aslında. Tek derdim asla büyümemek, büyüklerin dünyasının bir parçası olmamaktı, hep çocuk kalmak yani…
Şimdi tıpkı Peter Pan gibi Neverland’e gidiyorum, asla büyümemek üzere. Bundan daha çok beni mutlu eden bir şey olamazdı…
Marx’ın doğru dürüst çevrilmesini ve tartışılmasını sağlayın. Buradan kadın sorunu görüngüsü altındaki olası devrimci dinamiği komünist temelde, yaratıcı ve yaygınlaştırılabilecek, öz savunma ve alternatif bir toplumsallık temelinde bir çıkış örgütleyin, lütfen!!! Kızıl Hücreler, Kızıl Tugaylar, Kara Panterler çok önemli. PKK üzerine, bir proleter oluş olarak, bir diyalektik işleyiş, bir toplumsallık ve militan örgütlenme deneyimi olarak eğilin, lütfen ama lütfen! Onun hakikat arayışçılığını, kendi üzerine düşünen, kendisini olumlarken olumsuzlayan proleter damarını çok yaratıcı biçimlerle Batı’ya sıçratmalıyız. Gezi’yi bu bağlamda acımasız bir tahlile ve eleştiriye tabi tutalım ki bir çıkış yapalım. Gezi olaylarının tek yaşanmadığı il Bayburt; özellikle kadın sorunu, yani üretim yordamının dönüşümü bağlamında bu il iyi analiz edilmeli kanımca. PKK’nin ilk ideolojik grup süreci çok çok önemli bence, çok öğretici.
Türkiye’nin batısında sıradan emekçi insanların hayatını büyüleyecek, sıradan kahramanlar çıkaracak büyük bir çıkışın tohumlarını, hakikat arayışçılığının öncü ve artçı örgütünü yaratmanız dileğiyle…
Her yürek devrimci bir hücredir!!!
Hayal gücü iktidara!!!
Kocaman gülücükle…
Nejat
Kaynak
https://www.birgun.net/haber/suphi-nejat-agirnasli-kobane-de-bir-che-70327
http://bianet.org/bianet/yasam/159129-sosyolog-nejat-agirnasli-kobane-de-hayatini-kaybetti