ŞENOL MORGÜL
Başbakanla görüşmeye giden ve bir sakinlik abidesi diye tanımlanan Gezi heyetindeki Arzu Çerkezoğlu’nun,“Olaylar sosyolojik bir hal aldı” sözü üzerine, zıvanadan çıkan başbakan Tayyip Erdoğan,“Sizin ne haddinize bize sosyoloji dersi vermek, biz sosyolojiyi de, psikolojiyi de iyi biliriz” deyip toplantıyı terk etmişti (Haziran 2013)
Küreselleşme sürecinde kapitalizm tarafından şekillendirilen ve endüstri haline gelen futbol güçlü ekonomik ilişkilerle yönetiliyor. Kendine ait bir kültür yaratıp yarattığı bu kültürle kitleleri büyüleyen bir ürün olarak duruyor karşımızda.
Bu özellikleri onu aynı zamanda, cinsiyetçilik, ırkçılık, ulusalcılık, şiddet ve buna benzer şekillerde ifadesini bulan nefret söyleminin de kolayca taşınabildiği, kışkırtıldığı ve yeniden üretilebildiği bir alan haline getirmekte.
Tarihten gelen önyargılarla, toplumda yaratılan tehdit algısı birleşince, her alanda olduğu gibi, futboldan da, saldırganlaşan insanların, histerik çığlıkları yükseliyor.
Fenerbahçe futbol takımının Sürmene’de silahlı saldırıya uğraması ahvalimizi iyice berraklaştırdı!
Ertesi gün Üsküdar’da gittiğim berber “Abi bu işin altıdan HDP çıkacak bak görürsün” deyince, epey tartıştık ama dilim yerlerde kaldı.
Aynadan gördüğüm, sıra bekleyen modern görünümlü genç, hakkaniyet ve şefkat tonlu bir sesle “Gariban şoförden ne istiyon, çoluk çocuk sahibi futbolculardan ne istiyon, dötün yiyorsa git kulüp başkanını vur, yöneticileri vur” deyince aynadan göz göze geldik. “Oha !” diye bir ses içime kaçtı…
Vapura bindim, çay içmeye güverteye çıktım aynı konuyu tartışıyor halkımız. Yaşı olgunca, eğitici bir ses, “Saldırıya karşıyım ama ne ekersen onu biçersin” deyince çay ekşidi demi kaçtı.
Akşam evde internette bir “gezinti” yapayım dedim ve muhteşem bir yorumla (!) karşılaştım, “….mun şoförü ne frene basıyon, git duvara çarp ölsün o……çocukları” Dilde anlamın tadı kaçtı
Sonraki gün sosyal medyadan okuyorum; suçluyu bulup ilan etmiş bir grup “mağdur” taraftar, “Pontus’un piçleri” diye bağırmış. Bunu ırkçılık kabul eden bazı Trabzonlu arkadaşlar da hemen Türk ve Müslüman olduklarına dair kanıtlarını sıralayıp protesto etmişler. Ey tarih biraz akıl ver!
Bu da yetmedi mailime gelen bir yazıda, fakülte bitirmiş, yazar, çizer sıfatı olan emekli bir öğretmen yakınım, sosyolojiye son noktayı koymuştu: “Rize’de sokağımızda oturan iki Amerikalı sosyolog var, biri futbol fanatizmi üzerine araştırma yapıyor. Araştırma yapmak yerine kışkırtmaya gelmiş olmasınlar? Artık Rize halkı onları burada istemiyor, ülkelerine geri dönsünler…”
Tüylerim devedikeni oldu…
Galiba sosyoloji error veriyor!
Hatırlarım; babaannem sitemle beddua ederken “Allahum bunları sen mi yarattun,” derdi!
ŞENOL MORGÜL