Gökçe Gökçen yazdı: Siyasi parti ve gençlik örgütlerinde ülkemizde ve maalesef dünyanın her yerinde yaşanan bir kadın-erkek eşitsizliği sorunu var. Bir yandan eşitlik mücadelesi verirken bir yandan da merak edenler için anlatmak gerekli: Siyasi örgütler içerisinde kadın erkek eğitliği için ne yapmalı?
Gökçe Gökçen
Siyasi parti ve gençlik örgütlerinde ülkemizde ve maalesef dünyanın her yerinde yaşanan bir kadın-erkek eşitsizliği sorunu var. Bunun yansıması kadınların kalabalık içinde söz almakta zorlanması, söz aldığında erkeklere göre çok daha hızlı ve daha kısa süre konuşması, yapmış olduğu çalışmaların tanıtımını yapmaktan çekinmesi ve belirli görevlerde bulunan kişilerle benzer niteliklere sahip olmasına ragmen kendisini öne çıkarmayı ve aday olmayı düşünmemesi gibi durumlar olabiliyor. Bu sayılanların çoğunun psikolojik bir yanı olduğu için erkekler tarafından anlaşılması zorlaşıyor. O halde bir yandan eşitlik mücadelesi verirken bir yandan da merak edenler için anlatmak gerekli.
Çocukluğumuzdan beri bayramlarda, akraba ziyaretlerinde, misafirliğe gittiğimizde annelerimiz, teyzemiz, anneannemiz, babaannemiz mutfağa gidiyor ve bir yandan yemek hazırlarken bir yandan da sohbet ediyorlardı. Babalarımız, amcamız, dayımız, dedemiz ise salonda oturup genellikle siyaset, iş gibi daha ciddi konulardan konuşuyordu. Mutfaktaki topluluğun bu ciddi sohbetlere katıldığı pek olmuyordu, olsa da yorum yapıp geçiyordu, sohbetin asıl tezini sunan hep erkek tarafıydı.
Akşamları siyaset programlarında biz küçük kızların da çok ilgilendiği konularda hep erkekler, amcalar konuşuyor ve bağırıp çağırarak bu konuları bizim için daha sevimsiz hale getiriyorlardı.
Haber programlarında üzerine konuşulan kişiler de genellikle erkekti. Kadın başbakan bir hata yaptığında ise hatası kadın olmasına bağlanırdı. Dolayısıyla şunu anlıyorduk: büyüdüğümüzde bu sevdiğimiz konularla ilgileneceksek hata yapma ihtimalimiz erkekler kadar yoktu. Hata yapacağımıza utandırılmamak için kendimizi ortaya atmamamız ve susmamız bizim için çok daha iyiydi.
Biz bu şekilde büyüyen çocuklarız. Bunun çok büyük bir haksızlık olduğunu bilenlerimiz bile bunun etkilerini hala kendi içinde bile yaşamanın verdiği öfkeyi de her gün yaşıyoruz belki. Sevdiğimiz siyasi örgüte katıldığımızda ve bazı şeyleri aynı bakışla incelediğimizde bu öfkeyi biraz daha büyütmek yerine neyi nasıl değiştirebileceğimizi de tartışmalıyız. Çünkü biz yapmazsak başka kimse bunu yapmayacak.
Kotalı konuşma listesi:
Buna göre, örneğin 10 erkek ve 3 kadın söz almak istiyorsa, tartışmanın dengeli ve birden fazla bakış açısıyla ilerlemesi amacıyla bir kadın, bir erkek, bir kadın, bir erkek şeklinde ilerlenir. Böylece arka arkaya 7 erkek konuşabilecek iken üç kadın öne alınır ve böylece diğer kadınlar da söz almaları konusunda cesaretlendirilmiş olur. Aynı zamanda uzun süren konuşmaların başındaki dikkat ve konsantrasyon, sonlarına göre çok daha yüksek olduğundan kadınların konuşmaları daha fazla dinlenilir.
Daha küçük gruplar halinde tartışma ve çalışmalar:
Kalabalık toplantılar da gerekli olmakla birlikte, daha üretken ve yaratıcı olunabilen, daha fazla görüşün dinlenebildiği küçük gruplara ayrılmak genel olarak da verimli bir çalışma yöntemi olup, kadınların kendilerini ifade edebilmeleri için de gerekli ve faydalıdır.
Cinsiyet değil kadın kotası:
Kota sisteminin getiriliş amacı toplumca ayrımcılığa tabi tutulan bir kesimin omuzlarından biraz da olsa yükünü alıp, ayrımcılıktan yararlanan kesimle -eşit bile değil- benzer fırsatlara sahip olmasını sağlamaktır. Bir yönetimde kadın yoksa veya kadın sayısı çok az ise, bunun sebebi o yapıya kadınların yeteri kadar dahil olamamasındandır.
Kadınlar, bugün neredeyse hiçbir örgütte erkeklerle aynı şartlarda çalışmamaktadır. Akşam hava karardıktan sonra gerçekleşen toplantılara katılan bir kadın, sokakta yürürken şiddete veya cinsel saldırıya uğramamak için bir erkeğe göre çok daha fazla risk almaktadır. Riski alan kadın, yine toplumun koyduğu kurallarla yargılanmakta ve bir erkekle aynı saatte eve dönse bile aile veya mahalle baskısıyla mücadele etmektedir. Kadınların azınlıkta olduğu bir grup ile sürekli zaman geçiren kadın, hakkında çıkacak dedikoduları da göze almaktadır. Çünkü siyasi bir konuda yapacağı herhangi bir hatanın bedeli, bir erkeğin yaşayacağı gibi sadece siyasi veya özel hayata dair değil, hem siyasi, hem özel hayata dair, hem de kadın olmaktan kaynaklanan ve uzun süre etkisini gösterecek bir ahlaki yaptırım olacaktır.
Hal böyleyken, yönetimde kadınların azınlıkta olmasının sebepleri ile nadiren de olsa karşılaştığımız bazı yönetimlerde, erkeklerin azınlıkta olmasının sebepleri bambaşkadır. Kadınların sırf kadın olmalarından kaynaklanan ayrımcılığa tabi tutulmaları sonucunda, yine bu riskleri alarak verdikleri mücadelenin meyvesinden ayrımcılığa uğratan kesim yararlanmamalıdır.
Bu yüzden örgütlere cinsiyet kotası değil, kadın kotası getirilmelidir.
#SenDeAnlat:
Twitter’da kadınların bir dönem yaptığı gibi, uğradıkları saldırıların ve aşağılayıcı davranışların hikayesini anlatmaları sağlanmalıdır. Bunu sadece feminist örgütler değil, ülkedeki tüm sol ve ilerici örgütler desteklemelidir. Konusu kadın hakları olmayan etkinliklerden önce dahi bir saatlik süre ayrılarak müthiş bir farkındalık yaratılabilir.
Bu hikayelerin daha rahat aktarılabilmesi için şöyle bir yöntem geliştirilebilir: kağıtlara isimsiz şekilde hikayeler yazılır. Birkaç kişi bunları sınıflandırmak için görevlendirilir ve bu kişiler topluluğa hikayeleri okur. Böylece kim yapmış/kime ne olmuş/aman suçlamaya mı çalışıyor/kimin beyanı gibi bitmeyen tartışmalardansa gerçek hikayeler herkesi empatiye davet etmiş olur.
Toplantılarda süre tutumu:
Kadın-erkek eşitliğinde geri kalmış topluluklarda kadınlar söz alabilse dahi erkeklerle farklı davranıyorlar. Örneğin kişi başına 5 dakika konuşma süresi verilen ve süre bittiği anda konuşmanın kesilmediği, yani kuralların gevşek olduğu bir etkinlikte söz alan erkekler genellikle bu 5 dakikayı daha uzun süreliğine aşmaya eğilimli oluyorlar. Kadınlar arasında ise bu süreyi bitirmeden konuşmasını sonlandırma eğilimi bile görülüyor. Yapılacak toplantının sonunda kadınların toplam konuşma süresi ve erkeklerin toplam konuşma süresi arasındaki fark açıklanarak katılımcıların bu konuda düşünmeleri sağlanabilir.
Kadın rol modellerin tanıtılması:
Kadın filozoflar, kadın biliminsanları, kadın tarihçiler, kadın siyasetçiler, kadın devrimciler erkekler kadar hatırlanmıyor. Bu da tabi ki daha az zeki veya daha az etkili oldukları için değil. Emeği verenler bu meslek mensupları olsa da, kimin hatırlanıp kimin hafızalardan silineceğini belirleyen de siyasetin ta kendisi. Aynı durum kadın-erkek ayrımcılığında da geçerli. Siyaset ataerkil olunca, kendisine benzemeyeni hatırlamakta ve hatırlatmakta, anlamakta ve anlatmakta güçlük çekiyor. Bu yüzden ilerici örgütlere düşen görevlerden biri de siyasetin bu yanlışını bir yerden döndürmeye çalışmaktır. Bu da kadınların hikayelerini anlatmakla olacaktır.
Yani, yapılacak çok ama çok iş var. Bu işleri de sadece kadın haklarına yoğunlaşmış örgütler tek başlarına yapamaz. Kadınların kadınlarla konuşması önemli ve vazgeçilmez bir gereklilik, ama siyasi örgütler bu konuda yerinde saydıkça toplumun yarısının diğer yarısına ayrımcılığı öyle kolayca çözülmeyecek.