SEÇTİKLERİMİZ – Fikret BİLA T24 için yazdı: Devletten ihale, özellikle de büyük ihale alanlar, bir anlamda komisyonunu ve diyetini iktidarı destekleyecek biçimde kaynak aktararak ödüyorlar. Alınan ihale ne kadar büyükse ödenen diyet de o kadar büyük oluyor.
Bağış bir gönüllü faaliyettir.
Varlıklı veya yoksul olsun, insanların, yardım ve dayanışma duygularının sonucu olarak ihtiyaç sahibi kişi, kurum veya toplum kesimlerine gelirlerinin ve varlıklarının bir kısmını bağışlamaları insani bir davranıştır.
Yoksul çocukların okumasına yardımcı olmak, bu amaçla kurulmuş dernek ve vakıflara maddi destek sağlamak, yoksulluk içinde zor yaşayan insanlara destek olmak gibi amaçlarla doğrudan veya dolaylı olarak bağışlar yapılır.
Birçok dernek ve vakıf, üye aidatları, gelir getirici faaliyetleri dışında bağışlar yoluyla da önemli gelir elde ederler.
Türkiye’de insanlar siyasi partilere de bağışta bulunabilirler mi?
Evet bulanabilirler. Ancak bu bağış sınırlıdır. Anayasaya ve Siyasi Partiler Kanunu’na göre gerçek ve tüzel kişiler, bir siyasi partiye bir yılda 2 milyon (eski parayla milyar) aşmamak üzere nakti ve ayni yardımda bulunabilirler.
Türk hukuk sistemi, siyasi partilerin bağımsız kalmalarını sağlamak, kişi ve şirketlerin yardımlarına ihtiyaç duymalarını önlemek için siyasi partilere Hazine yardımı yapar.
Ayrıca partiler; üye aidatları, milletvekili aidatı, rozet, yayın satışı, gelir getirici balo ve benzeri faaliyetlerle de gelir elde ederler.
Ancak şirketlerin partilere bağış yapmaları konusu sorunludur. Yasada "tüzel kişiler" ibaresi geçmekle birlikte Ticaret Kanunu, şirketlerin ancak iştigal sahasıyla sınırlı faaliyette bulunabilecekleri hükmü taşıdığı için, siyaset de şirketlerin iştigal sahası olmadığı için partilere bağış yapamazlar, yaparlarsa hukuken yok hükmündedir.
Hukuki çerçeve kabaca bu olmakla birlikte Türkiye’de siyasetin finansmanı açısından bağış mekanizmasının dolaylı olarak çok yaygın şekilde kullanıldığı görülüyor.
Fikret BİLA'nın T24'teki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN