Cahit ONGUNYURT yazdı – Fatsa hemen yanı başlarındaydı… Orada ne olduysa, köylerinde de olacak olan oydu, aynısıydı… Maden arama şirketinin Üçpınar’da sondaj çalışmasına başlayacağını duyar duymaz direnişe geçmeye karar verdiler bu nedenle. Ve hiç beklemedikleri gerçekleşti: Jandarma şiddetiyle yüz yüze geldiler.
Hekimoğlu Derler Benim Aslıma
Aynalı Martin Yaptırdım Da (Narinim) Kendi Neslime.
Hekim Oğlu Derler Bir Küçük Uşak,
Bir Omuzdan Bir Omuza (Narinim) On Arma Fişek.
Konaklar Yaptırdım Mermer Direkli,
Hekimoğlu Dediğin De (Narinim) Aslan Yürekli.
Konaklar Yaptırdım Döşetemedim,
Ünye Fatsa Bir Oldu Da(Narinim) Baş Edemedim.
Ünye Fatsa Arası Ordu’da Kuruldu,
Hekimoğlu Dediğin (Narinim) O Da Vuruldu.
“Hekimoğlu derler benim aslıma” türküsünde söylendiği gibi, şimdi tam da Ünye ve Fatsa halklarının birlik olma zamanı…
Türkiye coğrafyasının bir çok alanında ekolojik talan tüm hızıyla sürüyor.
Ekolojik yıkım sadece kırsal alanda yaşayan insanların sorunu olmaktan çıktı çok uzun zamandır, aynı zamanda kentlerde yaşayan insanların da öncelikli sorunu haline geldi.
İktidarın özelleştirme politikaları sadece kamu binalarını satmak veya özel şirketlere devretmekle sınırlı kalmıyor, kırsal alanda yaşayan insanların arazilerine doğrudan el konulması, kırda ekolojik yıkım, büyük kentlere göç sonucunu doğuruyor.
Özellikle neo-liberal politikalar döneminde kapitalizm tam da adına yakışır biçimde “vahşi kapitalizm” olarak karşımıza çıktı. Dünyanın her yerinde ortaya çıkardığı sonuçlara bakarak bunu farkındaydık. Ama etimizde kemiğimizde hissetmiyorduk bunu…
Ama şimdi, Ünye’nin, Fatsa’nın köylerinde tanık olduklarımız, neoliberal politikaların tartışmasız biçimde “vahşi kapitalizm”den başka bir şey olmadığını kanıtlıyor bize.
Ünye Üçpınar Köyü’nün maden sondajı yapılan bölümünde yaklaşık 40 hane var. Bu 40 hanede yaşayan yurttaşlar evlerine gidebilmek için jandarmadan izin almak zorundalar. Düşünebiliyor musunuz!? Doğduğunuz, çocukluğunuzu geçirdiğiniz, erginleştiğiniz, ev bark sahibi olduğunuz köyünüze girebilmek izne bağlanmış durumda. Toprak sizin toprağınız, köy sizin köyünüz sözde ama maden çıkarmaya soyunan şirketin mülkü olmuş köyünüz, bahçeniz, eviniz bir bakıma… Jandarma da şirketin koruyucusundan başka bir şey olmuyor bu durumda. Üçpınar köylüleri bunu şimdi yaşayarak deneyimliyorlar, etlerinde kemiklerinde hissediyorlar bu gerçeği… Devletin, jandarmanın, onun kolluk kuvvetlerinin ne menem bir şey olduğunu böylelikle öğreniyorlar.
***
Sıra Ünye Üçpınar köyünde gelmeden önce, yöredeki birçok köyde maden arama çalışmaları yapılıyordu uzun zamandır. Üçpınarlılar maden arama çalışmasının ne anlama geldiğini, sonuçlarını, topraklarının, bahçelerinin nasıl bir kadere mahkum edilmek istendiğini, bölgedeki diğer köylerde daha önce yapılmış olan maden arama çalışmalarından dolayı biliyorlardı zaten…
Fatsa hemen yanı başlarındaydı… Orada ne olduysa, köylerinde de olacak olan oydu, aynısıydı… Maden arama şirketinin Üçpınar’da sondaj çalışmasına başlayacağını duyar duymaz direnişe geçmeye karar verdiler bu nedenle. Muhtemelen hiç beklemedikleri gerçekleşti sonra, direnişe geçmeleriyle beraber jandarmanın şiddetiyle yüz yüze geldiler. Şiddet o düzeye vardı ki, köy muhtarının eşi bile yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı diğer 20 kişiyle birlikte… Sonra gözdağı vererek serbest bıraktılar hepsini: “Bir daha böyle şeyler yaparsanız, tutuklarız sizi!”
Üçpınar halkını ziyaret etmek, direnişlerini selamlamak, dayanışma duygularımızı iletmek için sondaj yapılan alana gitmeye karar verdik. Köye çıkarken sivil bir araç peşimiz sıra geliyordu arkamızdan. Sondaj çalışması giriş noktasına ulaştığımızda jandarmanın ve sivil istihbarat görevlilerinin bizi beklediğine tanık olduk. Sondaj yapılan bölge jandarma ablukasındaydı ve hazır kıta olarak beklemekteydi muhtemel bir yeni direnişe karşı… Buradan ileri gidemezsiniz, “yas-sak!” dediler bize…
Önceden tanıdığımız ve ekoloji mücadelesi içerisinde olduğunu bildiğimiz köylülerle görüştük ardından, olan biteni ayrıntısıyla öğrendik onlardan. Gözaltından serbest bırakılmalarının ardından, her gün saat 11.00’de yarım saatlik oturma eylemi kararı almışlardı ve oturma eylemlerini aksatmaksızın sürdürüyorlardı.
Sadece biz değil, her gün Ordu’nun farklı ilçelerinden, hatta daha uzak yörelerden onlarca doğa ve yaşam savunucusu dayanışma duygularını iletmek, destek olmak için ziyaret ediyor Üçpınar köylülerini… Fatsa’daki “siyanürlü altın arıtma maden” ocağının doğaya verdiği geri-dönüşü olmayan tahribatı yaşayarak öğrenen yöre halkı, dayanışmanın çok önemli olduğunun farkında şimdi. Aynı zamanda Meclis’de görüşülen Maden Piyasası “Torba Yasası”nın da maden şirketlerine sağlayacağı kolaylıkların farkındalar.
Şimdi artık türkülerde olanın gerçekleşme zamanı… Ünye ve Fatsa’nın bir olma zamanı… Yaşam alanlarının yok edilmemesi için bir olma, birlik olma zamanı…