Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP eski Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından Şenyaşar ailesine yönelik gerçekleştirilen saldırı davasına devam edildi. Esved Şenyaşar, oğulları Celal ile Adil Şenyaşar’ın yaşamlarını öldürülmesiyle sonuçlanan saldırıya dair 4’ü tutuklu 30 kişi hakkında açılan davanın 7’nci duruşması Malatya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuklu Fadıl Şenyaşar, Elazığ, diğer sanıklar Enver Yıldız, Mekail Şimşek ve Celal Yıldız ise tutuklu bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya bağlandı. Duruşmada, oğlu Fadıl’ın tahliye edilmesi için aylardır Adalet Bakanlığı önünde Adalet Nöbeti’ni sürdüren anne Emine Şenyaşar ile saldırıdan yaralı kurtulan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Urfa Milletvekili Ferit Şenyaşar ve katliamdan sağ kurtulan kardeşi Mehmet Şenyaşar duruşmada hazır bulundu. Davayı, DEM Parti Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Çelik Özbingöl ile hukuk örgütlerinden avukatları da izledi.
Tanıklar dinlendi
Duruşmada, olayın tanıkları dinlendi. Olayın yaşandığı dönemde Pirsûs’ta görev yapan kamu görevlisi tanık Özgür İnal, ilk defa mahkeme tarafından dinlendi. Duruşmaya SEGBİS üzerinden alınan İnal, “Olaya dair bize bir anons geldi onun üzerine hastaneye giriş yaptık. İçeride yaralılar vardı. Odanın birinde silah sesi duyduk. Hastanenin müşahede kısmındaydı. Silah sesi ardından biz de havaya ateş ettik. Sedyede yatan yaralılar vardı, 3 kişiydiler. Ama kim olduklarını bilmiyorduk. Silah kullananı da görmedik. Öncesinde çok büyük bir kalabalık vardı. Biz silah sıktıktan sonra çoğu dağıldı” diye beyanda bulundu.
Mahkeme başkanı İnal’a 2018’deki kolluk beyanını hatırlatarak, o ifadede “hastane kapısı önünde takım elbiseli 1.80 boylarında kendini ‘vekil danışmanı’ olarak tanıtan birini gördüğünü, kişinin içeri girerek ardından müşahede alanına giden yola doğru gittiğini” söylediğini aktardı. Aynı ifadede “saldırılar sırasında grubun en önünde olduğunu söylediği Celal Yıldız’ı teşhis ettiğini İnal’a anımsatan mahkeme başkanı, o beyanlarının doğru olup olmadığını sordu. İnal, “Verdiğim ifadenin çoğunu hatırlamıyorum. Üzerinden çok yıl geçti. Ancak o zaman söylemişsem doğrudur” yanıtını verdi.
Ardından gösterilen sanıkları teşhis eden İnal’a Şenyaşar ailesi avukatı Bülent Duran, kolluğun olaya müdahalesinin yeterli olup olmadığını sordu. İnal, “Kalabalığa karşı personel olarak yetersizdik. İçeriye giren gruplar vardı. Diğer polis memurlarının müdahalesinin yeterli olup olmadığını bilmiyorum, o anlarda orada değildim. Ancak olay anında burnuna yumruk yiyen bir jandarma personeli olduğunu biliyorum” cevabını verdi.
Mütalaa için ek süre istedi
Tanık beyanından sonra tutukluluğa ilişkin mütalaa veren iddia makamı, sanıkların kaçma şüphesi nedeniyle tutukluluklarının devamına karar verilmesini istedi. İddia makamı, mütalaasını hazırlamak üzere mahkemeden ek süre talebinde bulundu.
Anne Şenyaşar: Oğlumun tahliyesini istiyorum
Emine Şenyaşar, oğlunun tahliye edilmesini isterken, oğlu Mehmet Şenyaşar da “2 ağabeyimi bir de babamı kaybettim. Bir ağabeyim de cezaevinde. Onun tahliyesini istiyorum” dedi.
Taraf olarak dinlenen Osman Şah Yıldız, ilk saldırının Şenyaşar ailesi tarafından başlatıldığını savunarak, işyeri olayı ile ilgili toplanacak başka delil olmadığını sürdü. Yıldız, Fadıl Şenyaşar’a müebbet hapis cezası verilmesini istedi. Yıldız, bu sözleri üzerine kendisine tepki gösteren Emine Şenyaşar’a yönelik, “Şov yapıyor. Kameraları görünce böyle şov yapıyor” diye suçladı. Yıldız ailesinden Ali Yıldız da “2018’den beridir Şenyaşar ailesinin şovlarını izliyoruz” sözleriyle tartışmaya katıldı.
Balistik inceleme istendi
Tutukluluğa ilişkin söz verilen Fadıl Şenyaşar, olayda kullanıldığı iddia edilen silahın nerede olduğunu sordu. İşyerinde bulunan mermilerin Adli Tıp Kurumundaki (ATK) balistik incelemelerinin dosyaya dahil edilmesi gerektiğini dile getiren Şenyaşar, tahliyesini istedi.
‘Fadıl’ın eylemi meşru müdafaadır’
Şenyaşar ailesinin avukatlarından Serhat Kurt, müvekkili Fadıl Şenyaşar’ın tahliyesini isterken DEM Parti Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Özbingöl, “Biz bu davada kamu imkanlarına sahip insanların suç işlediği bir süreci gördük. Tüm kolluk ve kamu gücünün bulundurulduğu hastane bahçesinde kimse buna engel olamadı” ifadelerini kullandı.
Özbingöl, görüntülerde, müvekkilleri Şenyaşar ailesinin saldırıya uğradığı ve kendilerine korumaya çalıştıklarının görüldüğünü belirterek, “Bu anlamda Fadıl Şenyaşar’ın eylemi meşru müdafaa kapsamında ele alınmalıdır. Fadıl Şenyaşar’ın uzun tutukluluk halinin ve mağduriyetinin de göz önüne alınarak karar verilmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye talepte bulundu.
‘Dosyanın insanlık suçu kapsamında ele alınması gerekir’
Şenyaşar ailesinin avukatlarından Bülent Duran, Fadıl Şenyaşar’ın eylemimin meşru müdafaa kapsamında olduğunu ifade ederek, “Bizce uzun tutukluluk süreci göz önüne alındığında kanununun amir hükmüne göre tahliye edilerek özgürlük hakkının iadesi gerekir. Uzun tutukluluk devam etsin diye hastane dosyası hukuksuzca ayrıldı. Eylem bir insanlık suçu olup tüm faillerinin yargılanması süreci tamamlanıncaya kadar adalet mücadelemizi yürüteceğiz. Bizim buradaki savunmamız ve annenin adalet mücadelesi taleplidir. Bu kaygı Türkiye’de yaşayan herkesin kaygısıdır” şeklinde konuştu.
Şenyaşar ailesinin avukatlarından Hidayet Enmek, “Görüntü kayıtları bir şekilde toparlanmış ve dosyada muhafaza altında tutulmuş. Bir tanık bize olay yerine gittiğinde delillerin temizlendiğini söyledi. Biz tüm bunları çok sonra öğrendik. Esved Şenyaşar’ın ölümüne neden olduğu söylenen oksijen tüpü ve serum askılığı aylar sonra inceleniyor. Tanığın 6 yılın ardından SEGBİS üzerinden sanıkları teşhis etmesi tartışmalara açıktır” diye belirtti.
Kamu imkanlarının kullanılarak katliamın yapıldığını belirten Enmek, “Enver Yıldız’ın Adil’e açıkça silahla sıktığı kamera kayıtlarında yer almışken elini kolunu sallayarak gelip ifade verip gitti. Müvekkilimiz defalarca kez talep etmesine rağmen balistik incelemesi neden yapılmıyor? Bu dosyanın meşru müdafaa kapsamında ele alınması gerekiyor. Fadıl Şenyaşar’ın tutuklu kaldığı süreç göz önüne alınarak tahliye edilmesi gerekiyor” dedi.
Şenyaşar ilesinin avukatları, dönemin vali ve ilçe emniyet müdürü ile bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın dinlenmesini talep etti.
‘Yıldız Türkiye’yi sevdiği için tutuklu’
Avukat Bünyamin Çelik, İbrahim Tatlıses’in kafasından vurulmasına rağmen ölmediğinin örneğini vererek, müvekkili Enver Yıldız’ın sıktığı kurşunların “öldürücü maiyette olmadığını” savundu. Çelik, Celal Yıldız’ın ise tutuklu olmasının sebebinin “Türkiye Cumhuriyetini sevmesi” olarak yorumlayarak Şenyaşar ailesinin neden PKK’nin aleyhine beyanlarda bulunmadığını söyleyerek aileyi hedef gösterdi.
Sanıkların tutukluluklarının devamına karar veren mahkeme, dönemin vali ve ilçe emniyet müdürü ile dönemin bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın dinlenmesi talebini reddederek, duruşmayı 18 Ekim’e ertelendi.
(MA)