SEÇTİKLERİMİZ – Şener Şen’in 1+1 FORUM’daki Prof. Dr. Mehmet Zencir ile söyleşisi: Sağlık sistemi ağır bir badireden geçiyor. Hem de türlü imkânsızlıkları, yapısal problemleri sırtında taşıyarak. Bunlar ne sadece bugüne ne de sadece Türkiye’ye özgü sorunlar…
Sağlık sistemi ağır bir badireden geçiyor. Hem de türlü imkânsızlıkları, yapısal problemleri sırtında taşıyarak. Bunlar ne sadece bugüne ne de sadece Türkiye’ye özgü sorunlar. Dünya ülkeleri Covid-19 sınavında tel tel dökülürken, salgınların temelinde yatan nedenlere ve muhtemel yeni virüslerin nasıl önlenebileceğine dair fikirler pek duyulmuyor. Bulaşıcı hastalıklar neden yeterince önemsenmedi? Mevcut sağlık sistemleri neden bu sorunlara derman olamıyor? Aşı çalışmaları başarısız olursa ne olacak? “Yeni normal” neye benzeyecek? Türkiye’nin normalleşme süreci nasıl riskler barındırıyor? Kendisi de Covid-19’a yakalanan Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zencir’den hastalık sürecini, korona gölgesinde kalan sağlık sektörü gerçeğini dinliyoruz.
Öncelikle geçmiş olsun, siz de Covid-19’a yakalandınız. Nasıl geliştiğini anlatır mısınız?
Mehmet Zencir: Tamamen tesadüf eseri yakalandım. Bir aile toplantısı sırasında, öksürük şikâyeti olan bir akrabamızla bir araya geldik. Üç-dört metre mesafeyle oturuyorduk, ama yirmi dakika kadar aynı ortamda bulunduk. Test için hastaneye gittiğinde pozitif olduğunu öğrendik. On gün yatarak tedavinin ardından iyileşip taburcu oldu. Ben bu temastan sonra kendimi 14 gün karantinaya aldım. Bu süre boyunca şikâyetim olmadı. 17. ya da 18. günde ateş, öksürük ve kas krampları ortaya çıktı.
Bu süre bilinen kuluçka dönemini aşmıyor mu?
İmmün (bağışıklık) sistem güçlüyse bu süre 21 güne kadar uzayabiliyormuş. Aldığınız virüsün miktarına göre, bağışıklık sisteminiz virüsü yenebiliyor da. Bu durumda hiçbir semptom göstermeyebiliyorsunuz. Covid-19’a yakalananların yüzde 30’unun hastalığı bu şekilde atlattığı düşünülüyor. Hastalığa yakalananların yüzde 50’sinde ise kırgınlık, baş ağrısı, halsizlik gibi hafif semptomlar görülüyor. Geçirip geçirmediğinizin anlaşılabilmesi için antikor testi yapılması lâzım, ama şu an antikor saptayacak güvenilir bir test olmadığı söyleniyor. Kalan yüzde 20 evde tedaviden yoğun bakımda solunum cihazına bağlanmaya kadar geniş bir yelpazede tıbbi desteğe ihtiyaç duyuyor. Kaybedilen hastalar da genellikle solunum cihazına bağlanmak durumunda kalanlar arasında oluyor.
Tedavi süreciniz nasıl yürütüldü?
Barış Bildirisi’ne imza attığım için ihraç edildiğim Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’ne gittim. Orada görevli arkadaşlarıma Covid-19 olma ihtimalimin yüksek olduğunu söyledim. Bilgisayarlı tomografim (BT) çekildi ve PCR testi için sürüntü örneği alındı. BT sonucu pozitif çıkınca yatırarak tedaviyi uygun gördüler. Sonradan PCR testimin de pozitif olduğunu öğrendik. Algoritmaya uygun olarak tedavide kullanılan bir grup ilaca başladım. Beş gün boyunca ateşim 37,5 ile 38,5 arasında ölçüldü. İlk iki gün ateş düşürücülerle müdahale edildi. Solunum hacmini artırıp akciğeri destekleyen bazı egzersizler var. Egzersiz gereği öksürüğü aktive etmek gerekiyor. Bu nedenle zaman zaman öksürüğüm daha da arttı. Ama bunun çok faydasını gördüm. Tedavide başarıyı artırdığı için sekiz gün karın bölgesine konulan bir yastıkla yüzükoyun yatırıldım. Şu an evde de öyle yatmaya devam ediyorum. Beş günlük tedavinin ardından üç gün boyunca ateşim yükselmeyince tekrar PCR testi yapıldı. Testim negatif çıkınca hastaneden taburcu edildim.
Hastalığı geçirip iyileşenlerde antikor ya da kalıcı bir bağışıklık oluştuğu yönünde tatmin edici bir çalışma bulunmuyor. Bu, en büyük risklerden biri ve aşı başarısında da sıkıntı olacağı anlamına geliyor.
Diyabet hastasıyım, ama solunum sıkıntısı yaşamadan tedavi sürecini atlattım. Yoğun bakım ihtiyacı olmadan iyileşmemde aldığım viral yükün düşüklüğü, diyabetimin kontrol altında olması ve immün sistemimin güçlü olmasının etkisi olduğunu düşünüyoruz. Şu anda aileme temas etmeden evde izolasyon sürecimi tamamlamaya çalışıyorum. Solunum egzersizlerime devam ediyorum. 14 gün boyunca bir şikâyetimin olup olmadığını öğrenmek amacıyla ilçe sağlık müdürlüğü ya da aile hekimliği tarafından telefonla aranıyorum.
Karantina bittikten sonra süreç sona mı eriyor?
Kontrol için hastaneye gitmeme gerek yok. Ama 14 gün tamamlandıktan sonra, plazma bağışı için hastaneye gideceğim. Bağış yapabilmem için ikinci defa test olmam ve sonucun negatif çıkması gerekiyor. Gerçi bu yöntemin başarısı konusunda da bilimsel bir netlik yok, ama solunum cihazlarının da yetmediği, başka şansı kalmamış hastalarda son noktada deneniyor.
Şener Şen’in 1+1 FORUM’daki Prof. Dr. Mehmet Zencir ile söyleşisinin tamamını okumak için TIKLAYIN