TUNCAY YILMAZ yazdı: “Faşist Blok devletin, sermayenin, milliyetçi ve İslamcı paradigmanın bütün imkanlarını sonuna kadar kullanmasına rağmen istediği sonuca ulaşamayabilir. Halka yönelttikleri ekonomik/siyasi mızrak masa başında diktikleri çuvala sığmayacak kadar büyük!”
Tuncay Yılmaz’ın seçimler ve sonrasına ilişkin hazırladığı twitter paylaşımlarını köşe yazısı olarak da paylaşıyoruz.
- Muhalefeti korkutarak sindirebileceğini düşünen faşist AKP-MHP Bloğu sonucu ne olursa olsun seçim öncesi süreçte asıl muradına erişemedi, hegemonya mücadelesinde bir darbe daha aldı.
- Kapitalizmde gerçek anlamda tam adil secimler mümkün olmamakla birlikte, olağan koşullarda AKP-MHP Bloku İstanbul, Ankara dahil pek çok il ve ilçede seçimleri kaybeder durumda.
- Büyük sermaye ve derin devlet kapitalizmin içinden geçtiği küresel krizi, TC‘nin ekonomik ve yapısal tıkanıklarını faşist AKP-MHP‘yle aşmak, mümkün olduğunca bu baskıcı iktidarı kullanmak istiyor.
- TC’nin yapısal ve konjonktürel sorunlardaki bu çakışma siyasal alanda büyük bir türbülans yaratıyor. Türbülansın süresi uzadıkça bütün taşlar yerinden oynuyor, tüm taraflar açısından riskler de fırsatlar da büyüyor.
- Durumu TC açısından “Beka sorunu” olarak tarifleyen siyasal iktidar, kullandığı düşmanlaştırıcı yol, yöntem, dil ve tarzdan dolayı Türkler açısından “Beka sorunu” yaratmakta.
- Her gün daha fazla “Türkçü, İslamcı, tekçi” propaganda ve kışkırtmaya tabi kalan Türkler, bekaları için bu faşist iktidardan kurtulmazlarsa, bölgenin kadim halk ve inançlarının karşı tepkisinin gelişmesi çok daha uzun süre almayacaktır.
- Faşist Blok devletin, sermayenin, milliyetçi ve İslamcı paradigmanın bütün imkanlarını sonuna kadar kullanmasına rağmen istediği sonuca ulaşamayabilir. Halka yönelttikleri ekonomik/siyasi mızrak masa başında diktikleri çuvala sığmayacak kadar büyük!
- Faşist Blok seçimlerden nasıl çıkmış olursa olsun şiddet, baskı ve sindirme politikalarına hız vermek zorunda. Sırtlarına aldıkları bunca suçla bir “normalleşme” sürecine girmeleri mümkün değil.
- Çalıp çırparak da olsa bir kez daha politik dengeler açısından belirleyici olan İstanbul ve Ankara’yı almayı başarırlarsa, bunun vereceği özgüven ve meşrulukla; şayet bunlardan birini ve yanı sıra Bursa, Adana, Antalya gibi kimi Büyükşehirleri kaybederlerse bu kez de kaybetmeye başlamanın paniğiyle muhalefeti tam olarak sindirme operasyonuna girişecekler.
- Ancak ne yaparlarsa yapsınlar başta HDP olmak üzere sol muhalefeti ve CHP-İYİ Parti gibi düzen içi muhalefeti sindirememiş olmaları, kaybetmeye başlamaları ve nesnelliğin yaratacağı imkanlar mutlak hegemonya kurabilmelerinin önünde engel olmaya devam edecek.
- HDP’nin uyguladığı seçim taktiği her an yeniden kayyum atanabilir durumda olan belediye başkanlıklarını kazanmaktan öte faşizme karşı direniş alanını genişletmek ve imkanlarını güçlendirme taktiği olarak okunarak desteklenmeli.
- Şayet taktik başarılı olursa, muhalefet arkasına alacağı moral destekle bir kez daha faşizm kuşatmasını yarma, kitleleri AKP-MHP manipülasyonundan kurtararak kendileri için mücadeleye sevk edebilme imkanı yakalayacak. Başarı ise elbette doğru taktik, güçlü irade ve istikrarlı çalışmaya bağlı…
- Her ne koşul oluşursa oluşsun, kitlelerle bağ kurmayı ve onları mücadelenin belirleyici öznesi yapmayı ön görmeyen, bin bir yaratıcılıkla onlara ulaşmayı başaracak taktik ve araçları geliştirmeyen ısrarlı bir mücadele olmadan kazanmak mümkün olmayacaktır.
- Seçimlerin ardından bütün güçler stratejilerini, taktiklerini, araçlarını, konumlanışlarını, orta ve uzun vadeli planlarını yeniden gözden geçirecek. Bu durum bütün sol için de kaçınılmaz, yeni dönemde hızla yeni konumlanışımızı belirlemeliyiz.
30.03.2019