IŞİD’in Hesekê’deki Sinaa Cezaevi saldırısı ve saldırıya karşılık başlatılan Hakların Gürzü Hamlesi’nin bilançosuna dair bilgi veren SDG, Hesekê saldırısının Türkiye ve desteklediği cihatçı güçlerin denetiminde olan Serekani ile Irak’tan getirilen IŞİD’liler tarafından yapıldığını açıkladı.
Demokratik Suriye Güçleri (SDG), IŞİD’in 20 Ocak’ta Hesekê’deki Sinaa Cezaevi saldırısı ve saldırıya karşılık başlatılan Hakların Gürzü Hamlesi’ne ilişkin basın açıklaması yaptı. Hesekê’de yapılan açıklamaya SDG Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlık Üyesi Siyamend Welat ve QSD Genel Komutanlık Üyesi Mehmut Berxwedan katıldı.
Açıklamada Hesekê saldırısının Türkiye ve desteklediği cihatçı güçlerin denetiminde olan Serêkaniyê ile Irak’tan getirilen IŞİD’liler tarafından yapıldığına dikkati çeken SDG Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, DAİŞ’in başta Türkiye olmak üzere bölgedeki güçlerden destek aldığını belirtti.
Ehmed “Elde edilen belgelere ve saldırgan çete sorumlularının itiraflarına göre, Sinaa Cezaevi’ne dönük saldırının başarıya ulaşması durumunda hem Hesekê’deki diğer mahallelere hem de Hol, Şedadê ve Dêrazor’a dönük eş zamanlı saldırılar ve kapsamlı planlar devreye sokulacaktı. DAİŞ bununla sözde 2’nci İslam Devleti hilafetini ilan edecekti” dedi.
Hesekê halkın savunma güçleriyle birlikte direnişe katıldığından dolayı teşekkür eden Ehmed, bölge halkına bu tür saldırılara karşı öz savunmasını güçlendirmesi çağrısı yaptı. Açıklamanın devamında saldırının detaylarına yer veren Ehmed, “Halkların Gürzü Hamlesi çerçevesinde DAİŞ‘e karşı hem cezaevi çevresinde hem Hesekê hem de Dêrazar, Reqa gibi bölgelerde temizlik operasyonu başlatıldı. QSD ve Asayiş güçleri, büyük bir cesaret ve uzmanlıkla saldırgan çete gruplarının üzerine giderek çoğunu öldürdü. Aynı şekilde cezaevinde silah bulunduran bazı çetelerde öldürüldü” dedi.
“DAİŞ 2’nci İslam Devleti hilafetini ilan edecekti”
IŞİD’in planının Halkların Gürzü Hamlesi boşa çıkarıldığını vurgulayan Ehmed, “DAİŞ’in bununla sözde 2’nci İslam Devleti hilafetini ilan edecekti. Bu saldırı, QSD ve Özerk Yönetim için uluslararası koalisyondan hem askeri hem teknik hem de siyasi olarak destek ve yardım ihtiyacın daha fazla karşılanması gerektiğini gösteriyor. DAİŞ ile mücadelede ve ailelerinin sorunlarının çözümünde bu sorumluluk, QSD, Özerk Yönetim ve uluslararası koalisyon arasında ortak bir sorumluluktur” ifadelerini kullandı.
“Kobanê zaferi ruhuyla bir direniş daha sergilendi”
“DAİŞ bir kez daha bölge halkına karanlık günler getirmek ve kâbuslar yaratmak istedi” diyen Ehmed, devamında şunları söyledi: “Bunun içinde birçok taraftan yararlandı, ancak savaşçılarımızın kahramanlığı, cesareti ve yiğitliği ile bölge halkının duyarlılığı ve bağlılığı bir kez Kobanê direnişi ruhuyla boşa çıkarıldı ve Kobanê zaferi ruhuyla bir direniş daha sergilendi. Bu zaferi tüm halkımıza ve şehitlerimize adıyoruz. Halkların Gürzü Hamlesi çerçevesinde hücrelere yönelik Dêrazor ve Reqa gibi bölgelerde hem yerel hem nokta hem de bölge genelini kapsayan operasyonlar devam ediyor”
Bilanço
Ehmed, devamında Halkların Gürzü Hamlesi bilançosunu şu şekilde açıkladı: “DAİŞ çeteleri cezaevinin güvenliğini sağlayan ve cezaevinde personel olarak çalışan 77 kişiyi vahşice şehit düşürdü. Sinaa Cezaevi dışında 7 gün boyunca sürdürülen operasyonlarda 40 savaşçı ve 4 yurttaş şehit düştü. Halkların Gürzü Hamlesi kapsamında toplamda kahramanca savaşan 121 personel ve savaşçımız şehit düştü. Şehit düşen kahramanlarımızı tekrardan minnetle anıyoruz. 374 DAİŞ çetesi öldürüldü.”
(MA)