Sayıştay’ın Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) için hazırladığı 2017 denetim raporunda, 3 yılda 840 kaçak ocağın tespit edildiği ve 1992-2017 yılları arasında 129 işçinin kaçak ocaklarda yaşamını yitirdiği açıklandı.
Sayıştay'ın TBMM KİT Komisyonu'na sunduğu 2017 TTK denetim raporunda, Zonguldak'ta son günlerde gündeme gelen ve geçen yıl 21 Kasım'da metan gazı zehirlenmesi sonucu 3 kişinin öldüğü kaçak ocaklarla ilgili önemli tespitlere yer verildi. Raporda, rödovans karşılığı işletilmek üzere özel firmalara verilen sahalarda, kaçak ocakların önlenebilmesi ve kömür kaçakçılığı ile etkin mücadele ve caydırıcılığın sağlanmasına yönelik yapılan çalışmaların, devletin konuyla ilgili tüm birimleriyle birlikte yürütülmeye çalışıldığı ifade edildi. Raporda, 2015 yılında tespit edilerek müdahale edilen kaçak ocak sayısının 197, 2016 yılında 293, 2017 yılında 350 olmak üzere 840 kaçak ocağın tespit edildiği, kaçak ocak sayısının arttığına ve ocakların tespit edilip kapatılarak mühürlenmesinin sorunu çözmediğine dikkat çekildi. Raporda, kaçak ocakların mühürlendikten sonra tekrar açılmasına örnek olarak ise 21 Kasım 2015'de 1 kişinin öldüğü kaçak ocağın hemen ardından tekrar açılması sonrası 2,5 ay sonra 2 işçinin de gazdan zehirlenerek öldüğü gösterildi.
25 yılda ölen 266 işçinin 126'sı kaça ocakta
Raporda, 2015 yılında özel şirketlere ait maden ocağında 6, kaçak ocaklarda 7, 2016 yılında kaçak ocakta 2, özelde 1, 2017 yılında ise kaçak ocaklarda 3, özel sektörde 4 ölümlü iş kazası meydana geldiği anlatılarak, 1992-2017 yılları arasında rödövanslı sahalarda meydana gelen kazalarda 137 işçinin, kaçak ocaklarda meydana gelen kazalarda 129, toplamda 266 işçinin öldüğü, yaralanma ile sonuçlanan kazalara ilişkin olarak da kaza ve yaralı sayısının tam olarak tespit edilemediği görülmüştür" ifadeleri kullanıldı.
Kaçak ocaklar organize yapı haline geldi
Özel işletmelerin kaçak ocaklarda üretilen kömürü düşük ücretlere satın aldığı ifade edilen raporda, daha düşük maliyet nedeniyle ocaklara göz yumdukları belirtildi. Günlük kömür ihtiyacının karşılanması olarak ortaya çıkan kaçak ocakların günümüzde önemli ticari yapıya dönüştüğü anlatılan raporda, "Düşük maliyetli bu üretim şeklinin bir şekilde teşvik edilmesi sonucu üretilen kömürlerin tüketiciye ulaştırılmasının ardından iş münferit olmaktan çıkmış ve hesabı tam olarak yapılamayan, kontrol edilemeyen ticari bir faaliyet şekline dönerek üzerinden rant sağlanan organize bir yapı haline gelmiştir. Bir ihbar olmaksızın emniyet güçleri, orman işletmesi ve kurum elemanlarınca tesadüfen tespit edilip kapatılan ocak sayısı ise çok az sayıda kalmaktadır. Bunların içerisinde kaçak ocaklarda çalıştırılan, ancak paralarını alamayan aralarında yabancı uyruklu kişilerin de bulunduğu işçilerin ihbarları da mevcuttur" denildi.
Raporun 'öneri' kısmında ise kaçak ocakların özellikle bir daha girilemeyecek şekilde imha edilmiş olması, pazarlanması ve satışı konusunda önemli tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çekildi. Ayrıca kullanımına ilişkin de hükümlerin uygulanması, yasaklanması ve kullananlar hakkında cezai işlem yapılması gerektiği ifade edildi.
GMİS: Zonduldak'ın acı gerçeği
Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, geçen yıl 4 Aralık'ta yaptığı açıklamada polis ve jandarmanın yaptığı denetimde Kilimli ilçesinde 108, merkezde 84, Kozlu ilçesinde ise 30 kaçak ve ruhsatsız maden ocağının drone ile havadan yapılan çalışmalar sonucu tespit edildiğini ifade etmişti. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci de kaçak ocak sorununu her platformda dile getirdiklerini söyledi. İşsizliğin kaçak ocakları arttırdığını ifade eden Demirci, "Sayıştay'ın da bilgilendirdiği gibi Zonguldak'ta kaçak ocakların fazlalaştığını söylemişler. Bizde bunu her platformda anlatmaya çalışıyoruz. Niye çoğalıyor. Zonguldak'ta TTK'dan başka çalışacak bir fabrikası yok. Kardeşlerimiz işsiz kalınca kaçak ocaklarda çalışmak mecburiyetinde kalıyor. Bizler kaçak olmasın, insanlarımız pisi pisine ölmesin diyoruz ama maalesef Zonguldak'ın acı gerçeklerinden bir tanesi. Valilik bu konunun üzerine gitmeye çalışıyor. Bunun en kısa yoldan çözümü işsiz kardeşlerimize bir istihdam sağlayarak bu sorunun çözülmesi. Biz GMİS olarak bu konuda üzerimize ne düşüyorsa yaparız" dedi.
(ETHA)