Sayıştay, Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin kayyım yönetiminde olduğu 2023 yılına dair raporunu açıkladı. Raporda, dönemin kayyımı Vali Tuncay Akkoyun ve yönetiminin görev ve sorumluk alanında kanuna aykırı sekiz işlemi tespit edildi. Raporda, bunlar “görev ve sorumluluk alanı dışında harcama, yersiz tazminatlar ödenmesi, ilan ve reklam vergisinin düşük olması, protokol olmaksızın taşınmaz tahsisi, reklam ünitelerinin kira ve ihaleye verilmesinde hatalar yapılması, taşınmazların cins tahsislerinin yapılmaması, haczedilemeyen gelirlerin ayrı banka hesaplarında izlenmemesi, birim fiyat belirlenmesi nedeniyle revize fiyat uygulanmaması” olarak sıralandı.
Seçim yatırımı yapıldı, taşınmazlar satıldı
Seçim öncesi belediyeye yapılan bağışlarda dikkati çekici artışın olduğu göze çarpan raporda, bu artışın sebebi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, İller Bankası’nın, Dicle Kalkınma Ajansının ve Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın bazı projelere verdiği hibe desteklerinden kaynaklandığı belirtildi. Sermeye gelirlerinin artışında dikkat çekilen raporda, gelir artışının sebebinin Nusaybin ve Artuklu ilçelerinde kayyım tarafından taşınmaz satışı olduğuna yer verildi.
Mardin’in değil, Kırklareli’nin yollarını yaptı
Kayyım yönetiminin görev ve sorumluluk alanı dışındaki yerlerde harcamalarda bulunduğuna işaret edilen raporda, Kırklareli’ne bağlı ilçelerde yapılan yolların belediye bütçesinden karşılandığı kaydedildi. Raporda, “Kırklareli iline bağlı ilçe belediyeleri ile ‘Kardeş Kent’ statüsünde ve ‘Ortak Hizmet Protokolü’ kapsamında yol yapım işlerinin Mardin Büyükşehir Belediyesi bütçesinden karşılandığı tespit edilmiştir” ifadesine yer verildi.
Kayyım yönetiminin Kırklareli’nde Demirköy İlçe Belediyesi’nin ‘yol yapım işi’ için 2 milyon 250 bin TL, Kofçaz Belediyesi, “yol yapım işi” için 1 milyon 750 bin TL ödeme yaptığı rapora yansıdı.
‘Hizmet kapsamında değerlendirilemez’
Yapılan işin ‘hizmet işi değil’, ‘yol yapım işi’ olduğu vurgulanan raporda, işlemin kanuna aykırılığı şöyle anlatıldı: “Söz konusu iş kültür, sanat ve spor gibi alanların dışında kaldığı için Kanun’un 18’inci Maddesinde bahsedilen kardeş kente yapılabilecek hizmetler kapsamında da değerlendirilmez. (…) Kırklareli iline bağlı ilçe belediyeleri ile ‘Kardeş Kent’ statüsünde ve ‘Ortak Hizmet Protokolü’ kapsamında yol yapım işlerinin bir kısmının bedellerinin Mardin Büyükşehir Belediyesi bütçesinden karşılanmaması gerekirdi.”
‘İmardaki hatalar belediyeyi zarara uğrattı’
Kayyım yönetiminin kamulaştırmasız el atmanın bir türü olan hukuki el atma nedeniyle belediyeye sıklıkla tazminat davalarının muhatabı haline getirdiğine işaret edilen raporda, “(…) yapılan imar planlarının beş yıllık sürede fiilen hayata geçirilmemesi sonucunda özel mülkiyetteki imar kısıtlılığı nedeniyle zarara uğrayan taşınmaz maliklerinin açtıkları davalarla belediye sıklıkla tazminat ödemek zorunda kalmıştır. Ayrıca kamulaştırma yapılmamasına rağmen mülkiyet hakkının kısıtlılığını kaldıracak şekilde imar planı değişikliği de yapılmamıştır. Bu sebeple belediye yersiz tazminat, faiz, vekalet ücreti, yargılama gideri ödemek zorunda kalmıştır” ifadelerine yer verildi.
Taşınmazları ‘gelişi güzel’ devretmiş
Belediyeye ait taşınmazların kamu kurum ve kuruluşlarına tahsisleri sırasında protokol yapılmadığı tespitine yer verilen raporda, taşınmazların Emniyet Müdürlüğü, Valiliğe bağlı kurumlar ile bir takım vakıflara tahsis edildiğine dikkat çekilerek, “(…) tahsisli taşınmazlarda, taşınmazın kullanımına ilişkin şartların bir protokol ile imza altına alınması gerekmektedir” denildi.
Reklam ihalesinin ‘kanuna aykırı’ olduğu tespit edildi
Reklam ünitelerinin işletme hakkının kiraya verilme ihalesinde ‘kanuna aykırılıkların’ tespit edildiği kaydedilen raporda, söz konusu işlem ile 3 yıldan sonra yeni fiyat belirlenmesi gerekirken, 10 yıllık sözleşme yapılarak belediyenin zarara uğratıldığına ifade edildi. Kanuna aykırı reklam ihale işleri raporda şöyle yer aldı:
“(…) söz konusu işte 3 yıldan sonra sözleşme bedelini her yıl yeniden belirlememesi nedeniyle bölgenin artan ekonomik değeri, reklam ünitelerinin kiralama bedeline yansıtılamamış ve gelir kaybına uğramıştır. Nitekim ülkemizdeki salgın, deprem ve diğer güncel gelişmeler çerçevesinde son 3 yılda kira bedellerindeki artış oranı ÜFE oranından çok daha fazla gerçekleşmiştir. Bu noktada 10 yıllık kiralamaya esas reklam ünitelerinin kira bedelinin, Kanun ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde her yıl yeniden tespit edilmesi gerekmektedir.”
Söz konusu işe dair başkaca kanuna aykırı durumların da olduğu tespitine yer verilen raporda; “(…) sözleşmeye iş artışına ilişkin hüküm konulması yapılan işlemin hukuka aykırı olmasına yol açmıştır” tespiti yapıldı.