“IMF’ye göre, Lübnan’da geçmişte yaşanmış olan 15 yıllık iç savaştan bu ülkenin savaş öncesi ekonomik düzeyine geri dönebilmesi 20 yıl sürmüştü. BM’nin bir raporuna göre Suriye’nin 2010 yılı ekonomik düzeyine geri gelmesi en az 30 yılını alacak.”
MUSTAFA DURMUŞ
Savaşların işçi sınıfı başta olmak üzere toplumun bütünü ve ekonomi üzerindeki bütüncül etkilerini; dünya savaşları, bölgesel savaşlar ve iç savaşlara ilişkin tarihsel örnekler üzerinden analiz ettiğim “Savaşlar ve İşçi Sınıfı” başlıklı makalem TTB’nin Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi’nin (MSG) son sayısında yayımlandı.
Savaş çılgınlığı ve kışkırtıcılığının hız kesmeden sürdürüldüğü, iç savaş çağrılarının yapıldığı günümüzde savaşların sadece bebekler, çocuklar, kadınlar, gençler, yaşlılar tüm insanlar için değil, aynı zamanda hayvanlar, bitki örtüsü, doğa ve ekonomiler için de tam anlamıyla bir yıkım olduğu, savaşlardan sadece silah üreticisi, satıcısı savaş baronlarının, sömürü düzenlerini sürdürmek isteyen büyük sermaye gruplarının ve emperyalist devletlerin ve bu sermaye gruplarının emrindeki politikacıların nemalandığını savaş deneyimleri ve veriler net bir biçimde ortaya koyuyor.
Çok yeni bir araştırmaya, makaleye ise Mona Alami imzasını attı (http://www.atlanticcouncil.org/blogs/syriasource/assad-wants-to-rule-syria-but-economics-say-otherwise October 19, 2016 ). Üç gün önce yayımlanan makalesinden bazı alıntıları sunuyorum:
“İç savaş Suriye ekonomisini tam anlamıyla perişan etti. Esad Suriye’yi yeniden birleştirse dahi ekonomiyi, alt yapıyı yeniden sağlamlaştırması çok zor görünüyor. Dünya Bankası Başkanı J.Yong Kim’e göre, savaştan bu yana Suriye ekonomisinin savaş nedeniyle toplam zararı 180 milyar doları buldu. Beyrut’ta yakında yapılan bir BM Komisyon toplantısında ise bunun 200 milyar doları aştığı ileri sürülmüştü.
IMF, UNICEF gibi uluslar arası kuruluşların raporlarına göre; halkın çok büyük bir çoğunluğu sağlık, eğitim, su temini başta olmak üzere temel hizmetlere ulaşamıyor.
Savaştan önce var olan 260 su temini merkezi, baraj ve su tankının dörtte biri tahrip edildi. Ülke karanlığa gömüldü zira ülkenin üçte birine elektrik verilemiyor. Yüksek voltaj hatlarının % 40’ı yok edildi.
Sağlık merkezlerinin beşte biri tamamen yok edilirken diğer beşte biri de kısıtlı hizmet verebiliyor. Ülkedeki doktor sayısı altı kat birden düştü.
Ülkede 5-17 yaş arasında 2,1 – 2,4 milyon çocuk (okul yaşındaki nüfusun yarısı) okula gidemiyor. Savaş süresince 4,200 okul yakılıp yıkıldı (sadece 2014’te okulların dörtte biri yıkıldı).
Konutların % 65’i zarar gördü, yağmalama ve hırsızlığın haddi hesabı yok.
Küçük-büyük baş hayvan sayısı % 30-40, kanatlı hayvan sayısı % 50 azaldı.
Şu ana kadar 220,000 insan öldürüldü milyonlarcası (nüfusun yarısı) iç ve dış göçler biçiminde yerinden yurdundan edildi.
İşsizlik resmi tahminlere göre % 50’nin üzerinde.
Ülkenin döviz rezervleri 1 milyar dolara kadar gerilerken, toplam ekonomik zarar 2010 yılı milli gelirinin % 229’una ulaştı.
Ekonomi 2010 yılından bu yana reel olarak % 55 oranında küçüldü.
Uzmanlara göre ülke 2016-2019 döneminde yılda % 3,9 oranında küçülerek 1990’ların düzeyine kadar gerileyecek.
IMF’ye göre, Lübnan’da geçmişte yaşanmış olan 15 yıllık iç savaştan bu ülkenin savaş öncesi ekonomik düzeyine geri dönebilmesi 20 yıl sürmüştü. BM’nin bir raporuna göre Suriye’nin 2010 yılı ekonomik düzeyine geri gelmesi en az 30 yılını alacak.
Bu tablo Suriye halklarının sadece savaştan bu yana nasıl bir ağır saldırı altında adım adım yok oluşa doğru sürüklendiğini göstermiyor, aynı zamanda Suriyeli bebeklerin, çocukların ve gençlerin de geleceklerinin yok edildiğini gösteriyor.
Diğer taraftan bu kadar ağır bir insani, ekolojik ve ekonomik zarar bu ülkeyi parçalamak isteyen ülkelerin sermaye gruplarının iştahını kabartıyor. Savaşın, orduların yakıp yıktıklarını onlar yeniden yaparak, inşa ederek sermayelerini, servetlerini ve güçlerini büyütmenin peşindeler.
Savaş isteyenler bir kez daha düşünmeliler…