HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP’ye yönelik kapatma davasını iktidar ortaklarının birbirine şantajı olarak değerlendirdi, dokunulmazlıkların kaldırılması girişiminin hedefinin muhalefeti bölmek olduğunu söyledi. İYİ Parti’nin dokunulmazlıklar konusundaki ikircikli tavrının kimseye faydasının olmayacağını ifade eden Sancar, ilk seçimlerde HDP’nin değişimin adresi olarak sahneye çıkacağını söyledi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, KRT TV’de yayınlanan Stüdyo Ankara’da Zeynep Gürcanlı, Nergis Demirkaya ve Yıldız Yazıcıoğlu’nun sorularını yanıtladı. Sancar; kapatma davası çağrısı, dokunulmazlıkların kaldırılması girişimi, ittifakların geleceği ve barajın düşürülmesi başta olmak üzere seçim mevzuatında değişiklik öngören çalışmalarla ilgili şunları söyledi:
“Bir yozlaşma bir çürümedir”
“HDP’yi HDP’siz konuşmak sadece basın ilkeleri açısından değil, aynı zamanda ahlak ilkeleri açısından bir sorundur. Bu sadece bir siyasal mesele de değildir. Bu aynı zamanda kesin ve net bir şekilde ahlaki bir meseledir. Bir yozlaşma bir çürümedir.”
“Kapatma davası açılacağını pek zannetmiyorum”
“Kapatma davasının gündeme getirilmesini bir tehdit, şantaj olarak algılıyoruz. Sadece bize değil, ortakların birbirine şantajı olarak da anlıyoruz. HDP’ye bir kapatma davası açmanın anayasal, yasal ve uluslararası hukuk açısından bir temeli de yok. Bu bir siyasi manevra aracı olarak kullanılıyor ve siyaseti zehirlemenin, siyaseti ortadan kaldırmanın bir yöntemi olarak gündemde tutuluyor.
Demokrasinin varlığı serbest siyasete dayanır. HDP’yi kapatma tehditleri tam anlamıyla kusursuz bir otoriter sistem hevesinin yansımasıdır. Ben dava açılacağını pek zannetmiyorum. Ben hâlâ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda bu meselelerin çok daha sağduyu ile evrensel çerçevede, anayasa hukukuna göre değerlendirileceği umudumu, beklentimi samimiyetle koruyorum.”
“Topluma verebilecekleri hiçbir hikaye yok”
“MHP’nin Türkiye’nin sorunlarına bir çözüm önerisini duyan var mı? Tek politikası var, gerilimi yükseltmek, kutuplaştırmayı derinleştirmek. İktidarın büyük ortağının kendisine mahkum olduğu havasını yerleştirmek ve bunu da sürekli gerilimle canlı tutarak pekiştirmek istiyor.”
“Toplumu korkutarak, güvenlik ihtiyacını istismar ederek, rehin politikası ile seçim kazanmak bir kere, en fazla iki kere mümkün olabilir. O yöntemin işlemediğinin kanıtı yerel seçimler oldu. Ama iktidarın elinde başka araç, hikaye yok. Türkiye’ye gelecek için vaat edecekleri bir şey kalmadı. Ekonomi programı açıklıyorlar itirafname gibi. Kendi yarattıkları tahribatları anlatıyorlar. 19 yıl sonra insan hakları eylem planı açıklıyor, gerçek anlamda bir itirafname. Ben insan haklarını batırdım, şimdi düzelteceğim diyor. Hiçbir hikaye yok topluma verebilecekleri. Her alanda çöküş yaşıyorlar.”
Amaç muhalefeti bölme
Ellerinde muhalefeti birbirine düşürmek dışında bir seçenek görmüyorlar. Muhalefeti bölmek, demokrasi ekseninde bir araya gelmelerini engellemek dışında kendilerini başarıya götürecek bir yol göremiyorlar. Bunu en iyi yapabileceklerini düşündükleri de HDP. Hem bizim üzerimizden toplumu gerecekler hem de aynı zamanda bu konularla (dokunulmazlık) muhalefet partileri arasındaki ilişkileri zehirleyeceklerini düşünüyorlar.
İYİ Parti’nin sallanan görüntüsünün kimseye faydası yok
Muhalefet makul, sağduyulu, olması gereken noktaya yakın. CHP’nin tutumu son derece net ve doğrudur. DEVA ve Gelecek’in tutumu da net. Ama İYİ Parti hala sallanan bir görüntü veriyor. Bunun kimseye faydası olmaz. Böyle varsayıyorlarsa yanlış hesap yapıyorlar. Seçmenin büyük kısmı buradaki oyunun farkında.
Tüm muhalefet ile konuşmaya hazırız
HDP olarak tüm muhalefet partileri ile belli ilkeler üzerinden memleketin sorunlarını konuşmaya hazırız. Biz bunu Türkiye’nin ihtiyacının diyalogla demokrasi ittifakı kurmak olduğuna inandığımız için yapıyoruz. Bazı partiler bu ihtiyacı hissetmiyorlarsa onların tercihidir, takdir de toplumundur.
Parlamento seçimlerinde barajı aşma gibi bir derdimiz, bir ittifak arayışımız yok. Ama Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde bir demokrasi ittifakına ihtiyacı var. Çatı aday meselesi değil. Bu demokrasi ittifakı kurulursa adayın nasıl belirleneceği, cumhurbaşkanlığı seçimine nasıl gidileceği, muhalefetin nasıl hareket edeceği konusunda istişarelerle yol açmaya ihtiyaç var. Bunu söylüyoruz. Diyalogdur istediğimiz.
Değişimin adresi olarak ortaya çıkacağız
İlk seçimde Türkiye’de çok ciddi bir değişimin adresi olarak ortaya çıkacağımızdan şüphe duymuyorum. Seçim sonuçlarına bakıldığında Türkiye’nin kaderini değiştirecek rakamları HDP’nin yanında göreceksiniz. (HDP hacminden çok oy alıyor baraj düşünce gerçek oyuna inecek) Düşürsünler barajı görsünler. Halep oradaysa arşın burada. Asıl eleştirim şudur: Seçim, siyasi parti kanunları ile oynayan bir iktidar kaybetmekte olduğunu görüyor demektir. İktidar bunu gündeme getiriyorsa iki sebebi var: Birincisi siyasi mühendislik, erimekte olduklarının itirafı; ikincisi MHP’nin olası bir ittifak dağılması ya da başka durumda baraj altında kalmasını önleyecek bir seviyeye çekmek.
“(Diyarbakır Anneleri) Biz bu ülkede bu acıları yaşayan herkesin acılarının dinmesine çözüm bulmak için ne yapılması gerekiyorsa yapmaya hazırız. Hiçbir annenin acısı bizim dışımızda değildir. Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri var. Biz isteriz ki tüm anneler bir araya gelsin, bu acının kaynağına inecek bir yaklaşıma yardımcı olalım… Bizim partimizden çocuklarını istemenin anlamı şu olursa baş göz üstüne: Gelin birlikte çalışalım, bu çatışmayı kökten bitirelim, sizler de çocuklarımızın gelmesine yardımcı olun. Gerçekten çocukları kaçırılmışsa biz de elimizden geleni yapalım. Ama böyle işlemiyor. Bu ülkenin parlamentosu, hükümeti, kurumları var. Sorumluluk onlardadır. Biz siyaseten bu ülkedeki her acıdan kendimizi sorumlu hissederiz. Başka çevrelerden provokasyon yapılmayacağını bilsem bugün hemen gider, saatlerce konuşurum. Bunu yapmaya hazırız ama oraya iktidarın yandaş medyası gelecek -daha önce çok yaşadık- bir görüntüyü alıp o acıyı hesaba katmaksızın bunu propaganda, algı malzemesi haline getirecekler. Sorunun çözümü Kürt sorununda çatışmayı bitirecek yolu birlikte bulmaktır.”
Siyasette ısrarcıyız
“Her kesime mesajımızdır, siyasette ısrarcıyız. Eğer HDP siyasetin dışına çıkarsa bu ülkenin sorunları daha da artacak, ortamı daha da karanlıklaşacaktır. Parlamentodan çekilmek gündemimizde yok. Türkiye’nin sorunlarını demokratik siyaset yoluyla çözmeye çalışma çabamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Bir kişi kalınca bir kişi devam eder, sonraki seçimde 2-3 katı geliriz, Türkiye’nin sorunlarını eninde sonunda siyaset yoluyla çözeceğiz.
(Reform gündeminde yeni çözüm süreci olasılığı) İktidarın reform vaadi olarak ortaya koyduklarının içi boş. Türkiye’nin sorunlarını çözmeye dönük bir irade ve zihniyet yok. Çözüm süreci Türkiye’nin yaşadığı en önemli tarihsel tecrübelerdendi ve çok değerliydi. Yürümemesinde en büyük pay iktidarda. O süreçten çıkarılabilecek en önemli ders yeni bir süreç başlayacak olursa bunun mutlak surette bütün muhalefeti kapsayacak şekilde yürütülmesidir ve çok geniş bir toplumsal tabana dayandırılmasıdır. Parlamento merkez olmalı ama parlamento dışında da toplumsal dayanakları çok güçlü olmalı. HDP olarak böyle bir süreç başlatılacak olsa oturup tek başımıza iktidarla bunu yürütmeyi doğru bulmuyoruz. Muhalefete seslenişim de bu: İktidar inandırıcılığını tüketmiş. O zaman muhalefet nasıl bir yolla silahların ebediyen susacağını konuşsun istiyoruz. Bunu en geniş toplumsal zemine oturtalım istiyoruz.
En çok bedel ödeyen HDP olmasına rağmen şüpheci soruların gelmesine şaşırıyoruz. HDP, AKP’ye seçim yenilgisi tattıran tek parti. İki kere yaptı bunu. Şu anki krizin nedeni yerel seçimlerdir. O yenilgide kilit rolü oynadığımızı da herhalde vicdanlı herkes kabul eder. İktidar gizli ittifak yaptı diyor. Yok böyle bir şey. O bizim kendi politikamızdı. Uyguladık ve başardık. Toplumsal barışı sağlamak için demokratik zeminde eşit yurttaşlık temelinde yaşamak için bedel ödemek gerekiyorsa bedel ödüyoruz, bundan da vazgeçecek değiliz. Türkiye’de demokrasiye giden yolun açılması için HDP üzerine düşen sorumluluğu büyük bir samimiyetle yerine getirmeye hazırdır. Fakat bu HDP görünmesin ortalıkta olmasın diye anlaşılmasın. Bu doğru değil. Biz bu ülkede yönetmeye, yönetimde ortak olmaya talibiz.”