Korkut Akın yazdı: “Öyle bir dönemdeyiz ki, yanıyoruz! Yangınlar sadece ormanları değil, yaşamımızı da alevler içinde bıraktı. Ekonomik olarak da böyle, siyaset olarak da… Toplumsal olarak da yanıyoruz. Belki bütün dünya yanıyor. İklimsel yanıyoruz. Kutuplar da ormanlar gibi alev alev…
“
Öyle bir dönemdeyiz ki, yanıyoruz! Yangınlar sadece ormanları değil, yaşamımızı da alevler içinde bıraktı. Ekonomik olarak da böyle, siyaset olarak da… Toplumsal olarak da yanıyoruz. Belki bütün dünya yanıyor. İklimsel yanıyoruz. Kutuplar da ormanlar gibi alev alev…
Bir şey yapmalı!
Karınca, yanan ormana su taşıyormuş ağzında. Gülmüş birileri, “bir damla bile değil, boşuna yoruluyorsun” demişler. “Olsun, safım belli olsun hiç değilse” diye yanıtlamış karınca da… Herkes, ayrımsız herkes safını belli etmeli. Bu yangını söndürmeli.
Kolay olmayacak muhakkak. Hiç kolay olmayacak hem de… Bir sürü engel çıkacak karşımıza, bir sürü sıkıntı oluşacak… Okyanus kıyısına vurmuş denizyıldızlarını, yükselen güneşten korumak için denize yeniden atan o adamın dediği gibi “bunun için değişecek”. Damlaya damlaya göl olacak. Kesin olacak.
Arter açıldı
İşte o damlalardan biri, Arter (ve diğer tüm sanat-kültür merkezleri) açıldı. Uzun zamandır geçmediğim Dolapderede’de, tam da çok yıllar önce film çektiğim, otomobil servisi olarak kullanılan arsaya muazzam bir bina yapılmış. Ticari değil, sanatsal. İnsanın içini açıyor, yılların yükünü omuzlamış yapıların arasından sıyrılarak. İngiltere’den Grimshaw Mimarlık da mahalleyle iç içe bir yapı tasarlamış… Sergileri gezerken sokaktaki evleri/işyerlerini de görüyorsunuz. Bu da bir başka boyut katıyor yapıtlara…
Yedi sergi birden açıldı Arter’de… Bir günde hepsini gezmek tabii ki mümkün. Ama gelin kendinize bir iyilik yapın, uzatın gününüzü… Her bir sergiye daha çok zaman -hatta tam bir gün- ayırın. Yapıtların içine girin, içinizde canlansın hepsi. Onlarla kendi dünyanıza gidin. Geleceğinizi hayalleyin. Yeni kapılar açın siz de kendinize…
Dönemin de izinde…
“Lorem ipsum”, bir anlamıyla “boşluğu doldurmaktır”… Arter’in de yaptığı bu tümüyle. Sergi sezonu eylülle açılıyor ya, eylülün bir başka anlamı var bizim için: 12 Eylül.
Günün de etkisi vardır kuşkusuz. İlk gözüme çarpan o oldu. Şimdi sizin için de aynı anlamı doğurmuyor mu? Belki yarın bambaşka bir duyguyla bambaşka bir “şey” göreceğim.
Serginin adı da uygun: “Kelimeler pek gereksiz”
Boşluk doluyor, siz sergiler arasında kendinizi yitirircesine dolaştıkça… Geniş geniş nefes almak istiyorsunuz, bir adım sonra bambaşka bir çalışmayla yüz yüze geliyorsunuz. Yaşamla iç içe…
Bir merdiven –inmek mi daha doğru, çıkmak mı, karar veremedim- boyunca buluntulardan yaratılan bir tarih yürüyüşü gerçekleştirirken sosyokültürel değişimi görüp her basamakta bir an orada olmayı düşlüyorsunuz bir an da “iyi ki oralarda değilim” demenin rahatlığını…
Ya günümüz…
Arter’in kendi koleksiyonunun da bu sergilerle birlikte biz izleyicilere açıldığını belirtmeliyim. Bu ilk yedi sergide retrospektiften daha önce sergilenmiş ama belleklerde yer etmiş çalışmalara kadar çok yapıt yer alıyor. Birçoğuna içim gitti. Kalakaldım önünde… karanlıkta hareket eden piyanolar, uçuşan bantlar, cama yapışmış taşlar, resimler, enstalasyonlar, heykeller, duvar yazıları, ışıklı panolar… adlarını sıralamak bile heyecanlandırıyor. Yazımı tamamlayayım, yine gideceğim, sanki hemen her gün orada karşılaşabiliriz…
Yangınlarla girdik söze, iklim dedik, yaşam dedik, sosyal olgu dedik… Ama kurtulamadığımız bir şey de var Arter’de sergilenen… Dikenli teller içerisine hapsedilmiş küçük bir yaşam mekânı, kulübe… Hayat dikenli tellerle çevrili bir şey zaten, kendi dünyamıza hapsedilmişiz… Ama o dünyanın içinde neler var, hiçbirimiz bilemiyoruz. Bilenlerimiz de dile getirmiyor. Bakalım sizin içinizdekiler mi oradakiler?
Bana kalırsa, hazır havalar da güzelken ve daha da önemlisi, çocuklarınızın dersleri yoğunlaşıp da kendinizi birçok güzellikten -yanlış, ama ne yapalım, alışkanlıklarımız belirleyici oluyor- mahrum etmeden bu sergileri gezin.
Yeni bir dünya, yeni bir yaşam açılacak önünüze…
Arter
yedi sergi
Dolapdere, Irmak Caddesi no:13