SEÇTİKLERİMİZ – “Siyasette Dinselleşme” kitabının yazarları Merve Diltemiz Mol, İnan Özdemir Taştan ve İlkay Kara’nın Gazete Duvar’daki röportajı: ”Salgın ve ekonomik zorluklar dini söylemi güçlendirecek.”
Dinsellikle siyaset kurumu arasındaki ilişki, son yirmi yıldır Türkiye’de siyasetin temel tartışma konularından biri haline gelmiş durumda. Genel eğilim, AKP’nin yirmi yıla yakın süren iktidarının şifresini de bu ilişkide aramak yönünde. Halbuki dini söylemin yeri, toplumsal değeri ve kullanılış biçimi önemli olsa da her şey dinden ve dini söylemden ibaret değil. Sahici bir noktaya ulaşmak dini ancak ekonomi-politik alanda tezahür eden yaşamın gerçekliğiyle uyumlu bir şekilde ele almakla mümkün. “Vaatten Duaya Anayasadan Kuran’a Siyasette Dinselleşme” kitabının yazarları Merve Diltemiz Mol, İnan Özdemir Taştan ve İlkay Kara ile 2000’li yıllardan günümüze kadar siyasette dini söylemin giderek artan bir şekilde kendine yer bulmasını ve bunun siyasi ve toplumsal sonuçlarını konuşmaya çalıştık.
Dini söylem, bu manevıyat yoksunu düzenin sığınaklarından birine dönüşmüş durumda
“Siyasette Dinselleşme” adlı kitabınızda da ifade ettiğiniz gibi Türkiye’de siyaset kurumunun 2000’li yıllardan itibaren daha fazla dinselleştiğine tanık olduk. Bunun siyasilerin söylemlerine yansımaları olduğu gibi toplumsal yansımaları da oldu. Politik söylemin dinselleşmesinin nedenleri neler olabilir?
Merve Diltemiz Mol: "Aslında kitapta cevaplamaya çalıştığımız temel soru bu. Bence bunu, Türkiye’ye özgü tarafları da ihmal etmeden, iki kutuplu dünya düzeninin sona ermesiyle başlayan küresel hegemonya mücadelesinin ana eksenleriyle ilişkilendirerek kavramamız gerekiyor. Türkiye’ye özgü yönlerden kastım, resmi tarihin Cumhuriyetin kuruluşunu Osmanlı’dan köklü bir kopuş olarak tarif etmesi, yüzünü Batı’ya dönmüş ve dinle arasına mesafe koymuş yeni bir medeniyet tanımı yapması ve bütün bu dönüşümün de yukarıdan dayatılmış olması. Bunun insanlar üzerinde bir travmaya yol açtığını ve dini söylemlerin bu maneviyat yoksunu düzenin sığınaklarından birine dönüşmüş olduğunu söylemek pekâlâ mümkün. Öte yandan, 2000’ler aynı zamanda, dünya genelinde sağ görüşlerin yükseldiği, neoliberal ve otoriter rejimlerin kurulduğu, çalışan sınıflar için güvencesizleşmenin ve esnek çalışma biçimlerinin norm haline geldiği bir dönem. Bunların doğal sonucu, toplumsal dayanışmanın aşındırılmasıyla cemaatleşme eğilimlerinin tetiklenmesi ve dinin hayatı anlamlandırmanın asli unsurlarından birine dönüşmüş olmasıdır. Bu güvencesiz ve ‘ruhunu kaybetmiş’ dünyanın yönetici sınıfları da, dini kullanışlı bir aparat olarak görmüştür. Fakat az önce de dediğim gibi, bunun Türkiye sınırlarını aşan bir eğilim olduğunun altını özellikle çizmek gerekir."
……Gazete Duvar'dan İslam Özkan'ın “Siyasette Dinselleşme” kitabının yazarları Merve Diltemiz Mol, İnan Özdemir Taştan ve İlkay Kara ile yaptığı röportajın tamamı için TIKLAYIN