Tuncay Yılmaz yazdı: Sahte demokratlar ve basın özgürlüğü
Tuncay Yılmaz – Diğer Yazıları
SAÇE (Saray ve AKP çetesi) ve FETÖ’nün (Fethullahçı Terör Örgütü) hep birlikte kurdukları faşizan baskı ve sindirme sistemi şimdi tek taraflı olarak birbirlerine karşı da işletiliyor.
Saray’ın savaş ve darbe girişimi seçimlere günler kala şiddetini arttırarak sürüyor. Sol, sosyalist ve demokratik muhalefete yönelik her türlü bastırma ve sindirme yolunu kullanan Saray çetesi yıllardır sol ve sosyalist güçlere uyguladığı yöntemleri şimdilerde eski hempalarına da uyguluyor. SAÇE (Saray ve AKP çetesi) ve FETÖ’nün (Fethullahçı Terör Örgütü) hep birlikte kurdukları faşizan baskı ve sindirme sistemi şimdi tek taraflı olarak birbirlerine karşı da işletiliyor.
Sosyalist, yurtsever, ilerici basın kuruluşları basılır, muhabirleri, yazarları, dağıtımcıları yargısız infazlarla katledilirken “terör yuvası/teröristlere ait yayın kuruluşları basıldı, terör yayını dağıdan bir kişi güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölü olarak ele geçirildi” diye yayın yapanlar, şimdi canlı yayından faşizan uygulamalara karşı destek istiyor, hukuk istiyor!
Koza İpek Grubuna bağlı Bugün TV ve Kanaltürk’e yönelik yapılan müdahale ve baskınlar bir darbe ya da faşizm uygulamasıdır. Hiç bir hukuk düzeni tarafından kabul edilemez. SAÇE sadece kendi karşıtı yayın yaptığı için bu kurumu hedef haline getirmiş ve binlerce polisini, bürokratını buraya yığarak “kayyum” bahanesiyle muhalifini susturmak istemekte.
Tıpkı defalarca Özgür Gündem’i, DİHA’yı, Birgün’ü, Evrensel’i, Sendika Org’u, Siyasihaber.org’u, Atılım’ı, Özgür Gelecek’i, Yürüyüş’ü susturmak istediği gibi… Ve bu demokratik medya yasaklanır, büroları bombalanır, basılır, kapılar koçbaşlarıyla kırılır, yayın yönetmenleri, çalışanları tutuklanırken “FLAŞŞŞ!!! Terör örgütünün yandaş basın kuruluşlarına Terörle Mücadele polisleri helikopter destekli operasyon düzenlendi, 7 çelik kapı kırılarak içeri zorla girilebildi” diye haber yapanlar şimdi demokrasi istiyor!
SEÇA’nın polisleri saldır emrini almış mahlukatlar gibi etrafında hiçbir şey görmeden saldırıyorlar. Hedefe kilitlenmişler. Gaz bombaları, tazyikli sular, çevik kuvvet, joplar, ters kelepçelemeler, yere yatırmalar… Canlı yayındır, kameralardır, hukuktur, nizamdır, dünya kamuoyudur hiç dert değil! SEÇA’nın lideri vurun demiş bir kere! Hukuksa ellerinde zaten, devletse kendileri, polisi, askeri zaten düzlediler!
Tıpkı akrebin arkasına bağlanıp sürüklenen Hacı Lokman Birlik, Cizre’de gömülmesine izin verilmediği için 10 gün derin dondurucuda tutulan Cemile Cizir Cagırga, Adana’da özgür gündem gazetesi dağıtılırken katledilen Kadri Bağdur, halen cezaevlerinde ya da sürgünde bulunan yüzlerce basın çalışanına yaptıkları gibi… Ve bizler en demokratik eylemlerimizi yaparken ağzımızın içine kadar biber gazı sıkan “kahraman polisi” görevini yaptı diye savunanlar şimdi polisi hukuka uygun davranmaya çağırıyor!
Biliyoruz, yarın yeniden aranızda anlaşacak ve bize karşı birlikte savaşacaksınız! Biliyoruz işler yeniden rayına girince yine “FLAŞ…FLAŞ…FLAŞ…” başlıklarıyla bizlere yönelik yapılan operasyonları son dakika haberleri diye vermeye devam edeceksiniz. Bilin ki sizin yanınızda değil ama SAÇE’nin faşizan uygulamalarının karşısındayız! Basın özgürlüğünü savunacağız. Basın kuruluşlarının bu şekilde kapatılmasına, el konulmasına, çalışanlarına yönelik bu faşizan uygulamalara karşı duracağız. Çünkü biz sadece kendimiz için değil tüm ezilenler ve emekçiler için demokrasi istiyoruz. Çünkü biz zaman zaman ve işimize geldiğinde değil her zaman demokrasiden yanayız.
Tuncay Yılmaz
SYKP Eşgenel Başkanı