Kavel Arpaslan Gazete Duvar için yazdı: Rusya’da 1905 Devrimi sırasında o güne kadar görülmemiş büyüklükte bir pogrom yaşanır: İktidar ‘devrimci ruhu boğmak’ için Odessa’da yüzlerce Yahudi’nin öldürülmesini organize eder.
Rusya’da tarihler 1905’i gösterdiğinde Ekim Devrimi’nin habercisi olan devrimci kalkışma yaşanır. Acı bir şekilde bastırılacak olan bu ayaklanma, 1917’nin tohumlarını ekmeyi başarır ve Çarlığı geri dönülmez bir yola sokar. Bu nedenle bugün sıkça ‘1917’nin provası’ olarak telaffuz edilir. Hatta Lenin, 1905 deneyiminden bahsederken bir adım daha ileri götürerek devrimin sadece Rusya için değil uluslararası açıdan da önemine dikkat çeker, “1905’e değin insanlık proletaryanın gerçekten büyük ve gerçekten devrimci amaçlar için dövüşmesi gerektiğinde, gücünü nasıl korkunç büyüklüğe yükseltebildiğini ve yükseltebileceğini bilmiyordu” der.
Tüm bu yorumların yanı sıra 1905 devrimine bugün dönüp baktığımızda Ekim devrimine katkısı kadar mağlubiyetini konuşmak gerekir. Aynı dönemde proletaryanın korkunç büyüklükteki gücünü ve kazanımlarını ezmek için oluşturulan karşı devrimci güçlere ve iktidar tarafından yürütülen pogromlara rastlıyoruz. Rusya’nın o güne kadar gelmiş geçmiş en kanlı pogromu Odessa kentinde Yahudilere karşı organize edildi, çarlık bu kandan beslenerek çürüyen iktidarını ayağa kaldırmaya çalıştı, geçici bir süreliğine de olsa ömrünü uzattı.
KARA YÜZLER SAHNEDE
Şimdi filmi biraz geri sarıp dönemi anlamaya çalışalım. Çar II. Nikolay için hezimetle sonuçlanacak Rus-Japon savaşı, ülkede büyük bir ekonomik soruna neden olur. Karadeniz’in en önemli liman kentlerinden Odessa’da da bu yüzden işsizlik oranı artar. Bu sırada 1905 yılının ilk haftalarında Petersburg’da silahsız göstericilere ateş açılması devrimin de fitili çoktan yanmıştır. Kısa sürede militan bir grev dalgası ile sarsılacak ülke, ‘sovyet’ kelimesiyle de böylece tanışacaktır.
Petersburg ve Moskova’da olduğu gibi Odessa’da da 1905 oldukça sıcak geçmektedir. Yaz aylarında mürettebatının direğine kızıl bayrak çektiği ünlü Potemkin zırhlısının kentte oluşu sonucu çatışmalar çıkar. Sonrasında ordu güçlerinin limanı ablukaya almasıyla birlikte binlerce grevci, öğrenci ve devrimci asker ölür. Çok geçmeden ‘kentteki kaosa Yahudilerin sebep olduğunu’ iddia eden ne olduğu belirsiz broşürler dolaşmaya başlar. O broşürler Ekim ayında Odessa’da yaşanacak pogromun bir çağrısıdır aynı zamanda.
Karşı devrimcilerin hazırlıkları yalnızca broşür yaymak gibi çarlık yanlıları için ‘düşük çaplı’ sayılabilecek yöntemler değildir. Grevci işçilerin, köylülerin ve askerlerin karşısına sürmek üzere ‘Kara Yüzler’ olarak bilinen ve yeraltı dünyasıyla yakından ilişkili çete örgütlenmesi, 1905 ayaklanmasını takiben ortaya çıkar. Özellikle toprak sahipleri, kilise, polis ve küçük burjuvazinin desteğini arkasına alan ‘Kara Yüzler’ işçi mücadelesini boğmak için sıkça Yahudi düşmanlığını kışkırtmayı ihmal etmez. Öyle ki bu şovenist kışkırtmalar sadece kimi suikastlar gibi muhtelif şiddet eylemleri ile sınırlı kalmaz. 1905 yılında örgütlenen pek çok pogromda Kara Yüzlerin parmağı vardır.
POGROMA GİDEN YOL
Sonbahara doğru grevin sönümlenmesiyle birlikte çarın karşı devrimci saldırısı da gecikmez. Nikolay’ın kontratağı onunla aynı mevkide bulunan pek çok diğer iktidar gibi çeteler aracılığı ile şovenizmi körüklemek olur. Ekim ayında Yahudilere yönelik akla hayale gelmeyecek komplo iddiaları ile büyük bir pogrom başlatır.
Nikolay’ın demokratik vaatlerle paylaştığı yeni bildirgesinden tam bir gün sonra Odessa’da en az 500 Yahudi korkunç bir şekilde katledilir. Odessa Pogromu, tarihte görece daha ‘spontane’ gelişen pogromların aksine iktidarın nasıl dikkatli bir şekilde planladığını gözler önüne serer. Ekseriyetle iktidarın karşısında kabul edilen Yahudiler, ülkenin ‘kutuplaşan’ ikliminde sivil ya da asker kimselerce hedef gösterilir.
Daha açık bir şekilde aktarmak gerekirse, 18 Ekim günü Odessa’da çarlık karşıtı eylemler doruk noktasına ulaşır, Nikolay’a ait semboller ayaklar altına alınır. Buna karşı iktidarın güçleri ise karşı saldırısını daha ‘spesifik’ bir şekilde gerçekleştirmeye karar vererek ülkenin sorunu olarak Yahudileri hedef gösterir ve Yahudi mahallesi Moldavanka’da çatışma başlar. Şiddet, -tıpkı Odessa’nın diğer yurttaşları gibi- sokakta olan kızıl bayraklı bir grup Yahudi’ye yönelir. Gerisi her yerde aşağı yukarı değişmeyen bir vahşiliktir, evler, iş yerleri, apartmanlar talan edilir.
Ertesi gün de şiddetin dozu düşmez, Kara Yüzler’in örgütlemesiyle Çar yanlısı ‘vatansever’ kalabalık grup limanda toplanır. Grup ellerinde çarın portreleri, dillerinde “Kahrolsun Yahudiler”, “Onları dövmek gerek” sloganlarıyla katliam hazırlığını tamamlar. İktidar yanlısı kitleye ateş açılmasıyla birlikte işler iyice çığrından çıkar ve 22 Ekim’e kadar sürecek olan geniş çaplı bir pogrom yaşanır.
Bu sırada ordu ve polis güçleri ise müdahale etmeyi reddeder. Hatta Odessa’nın jandarma güçlerinin başındaki kişi, ‘pogromun sonlanması için gerekli enerjinin aktarılmadığını hatta bu kişiler polis güçlerinin önünden geçerken ‘hurra’ seslerinin karşılıklı olarak yükseldiğini’ itiraf eder. Pogrom sona erdikten sonra ise yetkililer ‘olayın kurbanların kışkırtması sonucu yaşandığını’ öne sürer. Hatta kimileri ‘Yahudilerin 1905 devrimindeki rolü’ ile yaşananları izah etmeye kalkar.
O dönemki pogromlarda tek kurbanı Yahudiler de değildir, dönemin ‘halklar hapishanesi’ Rusya gibi çok uluslu ve çeşitli dini inançlara ev sahipliği yapan bir ülkede hedef gösterilecek kitleler ve kışkırtılacak komplolardan bol bir şey yoktur! Örneğin Bakü’deki pogrom Çar düşmanlarını desteklemekle suçlanan Ortodoks olmayan Ermenilere saldırılarla şekillenir, altmış kişi canice katledilir.
İKTİDARIN BULDUĞU ‘NEDENLER’
Can alıcı soru ise devrimci güçler ile karşı devrimcilerin karşılaştığı çatışma ortamında iktidarın neden ‘kaçış’ ya da ‘geri dönüş’ yolu olarak yeri geldiğinde namluyu Yahudilere çevirmeyi tercih ettiğidir.
Pogrom yaşanmasındaki nedenleri daha iyi anlayabilmek için Odessa’nın sosyal, ekonomik ve siyasi yaşamını kısaca mercek altına alalım: Öncelikle çoğu liman kenti gibi etnik ve dini olarak oldukça renkli bir grafikle karşılaşıyoruz. Yunan, İtalyan, Yahudi, Rus, Ukraynalı… Pek çok farklı kimlikte insanın yaşadığı bir kenttir burası. Ki bugünün Ukrayna’sı için de benzer bir yorumu yapmak pek yanlış olmayacaktır.
Yine çoğu liman kenti gibi ticaretin ön planda olduğunu görüyoruz. Her ne kadar ‘anti semitizim hiçbir zaman olmadı’ anlamına gelmese de farklılıklara görece hoşgörülü bir kent olduğunu söyleyebiliriz. Elbette 1800’lerde farklı zamanlarda yaşanan daha küçük çaplı pogromları da unutmayarak.
İktidarın hamlesiyle savaşın getirdiği yıkım ve işsizlik için doğrudan olmasa da Yahudilerin suçlandığını görüyoruz. Üstelik bu fikrin gerektiğinde kullanılmak üzere Odessa pogromundan önce yayılmaya başladığı dikkat çekiyor. Bununla birlikte kentteki hatırı sayılır sayıda Yahudi’nin çarlık karşıtı gösterilerde yer alması, iktidarın daha ‘rahatça’ hedef göstermesini kolaylaştırır. Anti semitizm kartı işte tam da böyle bir anda Çar yanlıları tarafından oyuna sürülür.
YAHUDİ-BOLŞEVİKLER MİTİ
Odessa Pogromu’nun tarihsel olarak en önemli nedenlerinden biri ‘Yahudi Bolşevikler’ mitini ortaya çıkarıyor olmasıdır. Takibindeki yıllarda Ekim Devrimi’ne ve sonrasında başlayan iç savaş yıllarına kadar bu mit gittikçe kuvvetlenir. Bolşeviklerin lider kadrosunda Yahudilerin olması, karşı devrimcilerin bu şovenist anlatısını güçlendirir.
Aynı mite farklı ülkelerde de rastlanmaya başlanacaktır. Hem de çoğu zaman aynı isimle… Örneğin 1919 yılında başarısızlıkla sonuçlanan Alman Devrimi sırasında benzeri bir komplo ortaya atılır. Daha sonra ‘Yahudilerin Bolşeviklerle yaptığı bu gizli ittifak miti’ Nazi Almanyasında iktidar aygıtının baş köşesine yerleşecektir.
Elbette her hamle gibi Odessa Pogromu’nu kışkırtmanın da bazı tarihi sonuçları olur. İktidarın anti-semitizm ya da diğer şovenist kışkırtmaları hangi anlarda ve nasıl yarattığını çok açık bir şekilde görüyoruz. Devrimciler açısından iktidarın kapasitesini ve metotlarını öğrenmek, gelecek süreç için bir ders niteliğinde olur. 1917 yılında girişilen diğer şovenist propagandalara karşı devrimcilerin tepkisi bu sefer daha net olacaktır.