Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’ten 27 Eylül’den bu yana haber alınamıyor. 25 Eylül Çarşamba günü okula kayıt yaptıran Kabaiş, 27 Eylül’de akşam yemeğinin ardından kaldığı Seyyid Fehim Arvasi Kız Öğrenci Yurdundan ayrıldı ve bir daha geri dönmedi. En son annesiyle telefonda konuşarak markete gideceğini haber verdi. Kampüs sahiline gittikten sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Kabaiş’in kişisel eşyaları ise sahilde bulundu.
Arama çalışmaları devam ederken aile de ikamet ettikleri Diyarbakır’dan Van’a geldi. Sürecin yakın takipçisi olan Van Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Hakları Komisyonundan Av. Ebru Demirtepe Evrensel Gazetesine konuştu.
“Aile intihar olmadığını düşünüyor”
ÖHD ailenin talebiyle 3 gündür arama çalışmalarının yapıldığı bölgede incelemelerde bulunuyor. Av. Ebru Demirtepe güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde Rojin’in kampüs sahiline girdiği görüntülerin mevcut olduğunu ancak sahilden çıkışına ait görüntülerin bulunmadığını ifade etti. “Başka bir alana geçtiyse dahi burayı gören kameranın olmadığı söylendi. Sahilde bulunan eşyaları dışında Rojin’e ait bir iz yok. Ailesi çocuklarının psikolojik durumunun iyi olduğunu ve kendisine zarar verecek herhangi bir eylemde bulunmayacağını söylüyor ancak biz, bu ihtimalin kesinlikle olmayacağı kanaatinde değiliz” dedi.
“Boğulma ihtimali üzerinde duruluyor”
Av. Demirtepe yoğun olarak gölde ve kampüs sahilinde bir arama çalışmasının olduğunu anlatarak boğulma ya da intihar üzerinde durulduğunu ifade etti. Çevrede soruşturma yapılmadığı ve tanıkların dinlenmediğini söyleyen Demirtepe sözlerini şöyle sürdürdü: “Sahili gören evler ve öğretim görevlilerinin kaldığı binalar var. Kampüsün hemen yan tarafında, Rojin’in telefonunun bulunduğu yerin 2 metre ötesinde bulunan çitin gerisinde köy var. Köyde arama çalışması yapılmadığını, tanık ifadelerine başvurulmadığını ve şüpheli olabilecek durum tespiti yapılmadığını biliyoruz. Yoğun olarak Rojin’in boğulma ihtimali üzerinde duruluyor. Bölgeye gittiğimizde İHA ile arama yapılıyordu. Bizim ziyaretimizin ardından helikopter ve birkaç polis aracı geldiğini ve köye dağıldıklarını gördük.” Dosyanın henüz nöbetçi savcıda olduğunu ve acil işlemler dışında bir işlem yapılmadığını anlatan Demirtepe, Rojin’in telefonunun henüz incelenmediğini de sözlerine ekledi.
“Soruşturmaya katkısı olmayan tartışmalar aldatıcıdır”
Rojin’in kaybolması haberiyle beraber ilk akla gelen “YYÜ Kampüsü ne kadar güvenli?” sorusu oldu. Demirtepe bu soruların çerçevesini genişleterek “Soruşturmaya katkısı olmayacak tartışmalar yürütmenin Narin olayında da olduğu gibi ne kadar aldatıcı olduğunu gördük. Bugün önemli olan ‘Rojin’in bulunması için nasıl bir katkı sağlanabilir?’, ‘Arkadaşları neler biliyor?’, ‘Bugüne kadar kimse o bölgede bir şey yaşadı mı?’ gibi soruların üzerinde durmak” dedi ve “Ortada ihmal olduğu gerçeğinin üzerinde durmalıyız” diye belirtti.
“Korudukları kadınlar değil kendi egemenlik alanları”
Van başta olmak üzere bölge illerinde olağanüstü güvenlik tedbirleri olduğuna dikkat çeken Demirtepe, bu olağanüstü önlemlere rağmen kaçırılan ve kaybolan kadınların olmasını erkek egemen devlet politikasının yansıması olarak açıkladı: “Devletin güvenlikçi bir politikası var ancak bu politika bir kadının hayatını korumak üzerine değil, kendi egemenlik alanını korumak üzerine. Kolluk gücü hiçbir zaman kadınları korumak göreviyle buralarda bulunmadı. Bir kadın 10 gündür kayıp ve buna dair hiçbir bilgimiz yok, çok korkunç. Bu politikaların doğru olmadığını dile getiriyoruz sürekli.” Demirtepe son günlerde artan kayıp örneklerinin nedenini ise güvenlik zayiatının yanında bir halkın bilinçlenmesinin önündeki engellerden kaynaklandığı olarak açıkladı.
“Duyarlı kesimler soruşturmaya katkı sunmalı”
Sözlerini “Biliyoruz ki şüpheli kadın ölümü ya da kaybolan kadın diye bir şey yoktur. O kadın ya öldürülmüştür ya da ölüme sürüklenmiştir. Erkek egemen zihniyetin yarattıklarından dolayı kaybolmamıştır, kaybolmaya sürüklenmiştir. Bunu göz önünde bulundurarak, bir kadının durduk yerde ortadan kaybolmayacağını bilerek olaylara yaklaşmamız gerekiyor. Hem bu tür durumların önüne geçmek hem de buna maruz kalmış kadınların ve ailelerin yanında olmak adına tüm duyarlı kesimleri Rojin’in soruşturmasına katkı sunmaya davet ediyoruz” diyerek tamamlıyor.