SEÇTİKLERİMİZ- Dr. Mustafa Peköz yazdı: Rakka operasyonu, Ankara yönetiminin askeri ve politik yenilgisinin somutlaşmış halidir. Rakka ve İdlip operasyonları Suriye’de iç savaşın bitişini ilan edecektir ama tersine Türkiye’de yeni zorlu bir sürecin başlangıcı olacaktır. Gelişmelerin politik arka planı doğru okunduğunda bunu görmek mümkündür.
MUSTAFA PEKÖZ
IŞİD’in başkenti olarak bilinen Rakka’ya karşı Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) başlatmış olduğu operasyon Suriye’deki savaşın seyrini bütünüyle değiştirecek son derece önemli bir hamledir. Suriye savaşının iki kalbi bulunuyor: Rakka ve İdlip. Bu iki bölgede yürütülen savaşın sonucu, oluşacak politik dengeleri de doğrudan belirleyecektir.
IŞİD’in askeri birliklerinin önemli bir kesimini Rakka’da konumlandırdığı söylenmesine rağmen Demokratik Suriye Güçleri’nin başlatmış olduğu operasyonun Musul operasyonu gibi uzun süreceğini sanmıyorum. IŞİD, son bir yıl içinde hem insan unsuru hem de askeri teçhizat bakımından çok ciddi oranda güç kaybetti. IŞİD, karşısında savaşan ciddi bir güç bulmadan Irak ve Suriye’de önemli alanları ele geçirmişti. Tersine kendisiyle savaşan her gücün karşısında ciddiye alınır bir başarı elde edemedi ve kaybetti. Bu nedenle Rakka operasyonunda beklenilen direnişi göstermeyecek ve Rakka’yı uzun süre savunacak bir savaş stratejisi içerisinde yer almayacaktır. Medyada yer alan haberlerin aksine IŞİD’in kurmay heyetinin önemli bir kesiminin Rakka’nın dışına çıkmış olmaları yüksek bir olasılıktır.
“Suriye’de iç savaş sona erdi”
Putin’in “Suriye’de iç savaş sona erdi” açıklamasının politik ve askeri olarak neyi ifade ediyor? Suriye savaşın beklenenden daha erken sona ermesini sağlayan bir kısım faktörler oluştu denebilir. Suriye savaşının esasen Rakka’da değil İdlip’te yaşanacağı biliniyordu. Rakka savaşının tahmin edilenden çok daha kısa süreceği görülürken, İdlip’te ise tersi bir durum yani Halep savaşından çok daha uzun bir süreyi kapsayacak bir savaş süreci yaşanacağı düşünülüyordu. Suudi Arabistan-Katar krizi, İdlip savaşının tahmin edilenden çok daha erkenden bitmesini sağlayacaktır. Katar ve Suudi Arabistan tarafından İdlip’teki silahlı İslamcı örgütlere verilen desteğin kesilmesi, Suriye iç savaşının sonuna doğru gelindiğini gösteriyor. Savaşın galipleri olarak Esad ve PYD güçleri arasında yeni bir savaşın çıkması da pek olası görünmüyor. Bundan sonra politik-diplomatik ilişkiler çok daha fazla ön plana çıkacaktır.
Savaşın uzaması Rusya ve ABD’nin bölgesel politikalarını da olumsuz yönde etkilemeye başladı. Esad rejiminin son bir yıldır kara operasyonlarında elde ettiği başarılarda İran devrim muhafızlarının ve Hizbullah askeri güçlerinin belirleyici bir etkisi var. ABD, Suriye’de savaşın uzamasının İran’ın askeri ve politik hâkimiyetinin artmasına yol açtığını görüyor. Bu nedenle Rakka operasyonunda Demokratik Suriye Güçleri dışında hiçbir gücün içerisinde yer almasını istemiyor ve savaşın tahmin edilenden daha kısa bir sürede bitirilmesini sağlayarak YPG denetiminde bir alan oluşturmak istiyor. Bu nedenle de Rakka çevresine doğru ilerleyen Suriye ordusu birliklerinin kuşatmaya dahil olmalarını engellemek ya da geciktirmek istiyor.
Rakka yarışı
Suriye savaşının uzaması aynı şekilde Rusya için bir kısım sorunlara yol açtığı ve açacağı görülüyor. Bu bakımdan Rusya, en kısa sürede ama etkili bir sonuç alacak şekilde savaşın sonlandırılması için çok yönlü askeri ve politik planları uygulamaya koydu. Rusya savaşın mutlak kazanını olarak sahada etkili bir politika yürütüyor. Bu nedenle, İran ve Hizbullah güçlerinin desteğinde Rakka’ya ve Irak sınırına doğru ilerleyen Esad güçlerini hava operasyonlarıyla destekleyerek bir denge sağlamaya çalışıyor. Rusya, Suriye savaş politikasında belirli değişikliklere giderek, militan sayıları 30 bin civarında olduğu tahmin edilen El Nusra gibi Radikal İslamcı Örgütlerin merkez üssü haline gelen İdlip’e karşı ciddiye alınabilir bir operasyon yapmadan, özellikle son bir aydır savaşın ana merkezi olan Rakka ve Deyrizor bölgesine yönelmesinin birkaç nedeni bulunuyor. Rakka operasyonuna doğrudan dâhil olarak Suriye’nin geleceğini belirleyen politik ilişkilerde PYD karşısında Esad dengesini sağlamak, Rakka’da bulunan Arap aşiretleriyle ilişkileri kurarak daha sonraki görüşmelerde yararlanmak ve Rakka’da askeri güçlerini çekme olasılığı yüksek olan IŞİD’in yeniden Humus-Palmira ve Hama’ya yönelik girişeceği olası saldırılarının önünü kesmek. Bu bakımdan Esad güçlerini Rakka’yı özgürleştirme operasyonuna yönlendiriyor ve sanırım bir-iki hafta içerisinde Suriye ordusu da Rakka kapılarına dayanacaktır.
Rakka’nın karada YPG ve Esad asker güçlerince kuşatılması, havada ise ABD-Rusya güçleri tarafından vurulması olasılığı çok daha fazla artıyor. YPG’nin kenar mahallelerde kontrolü altına almaya başlaması, şehir merkezinin ele geçirilmesinde önemli bir avantaj sağlayacaktır. Esad güçlerinin bu sürece dâhil olması birkaç hafta alacaktır. Bu nedenle şehir merkezini kontrol edecek olan Demokratik Suriye Güçleri’nin birkaç adım önde olacakları anlaşılıyor. Ancak Esad güçlerinin de kuşatmaya katılmaları, özellikle Rakka’nın özgürleştirilmesinden sonra oluşturulacak şehir yönetimi için belirli bir dengenin oluşmasını sağlayacaktır.
Burada birkaç noktaya dikkat çekmek gerekir.
ABD’nin Rojava stratejisi
Washington, Rakka operasyonu ile Rojava merkezli belirlediği stratejiyi yaşama geçirmiş olacak. Peki, Rojava stratejisi nedir? ABD’nin, küresel rekabet bakımından Rusya’ya, bölgesel dengeler için İran’a ve Suriye içerisinde Esad rejimine karşı PYD/YPG ile kurduğu askeri ittifakın kalıcı olması artık bir zorunluluk haline geldi. Rojava’da kalıcılaşan bir askeri güç oluşturmadan politik etki gücünü sürdürmesi ve kazananlar tarafından yer alması söz konusu olamaz. Bu nedenle Rojava’nın kısa vadede özerklik, orta-uzun vadede bağımsızlık formülasyonu aşamalı olarak devreye girecektir. Ordulaşan bir YPG’nin politik karşılığı devletleşme olacaktır. Rakka askeri operasyonuyla kazanan güç olarak, Şam’ın politik geleceğini belirlemede etkin bir güç olarak masada yer alacaktır.
Rakka operasyonu, İdlip savaşının da tahmin edilenden kısa sürede bitirilmesinin ilk adımıdır. Rusya, Rakka’da Esad ile Demokratik Suriye Güçleri arasında sorunsuz oluşacak bir ittifakın karşılığını İdlip’te de uygulamaya koymayı planlıyor. Katar ve Suudi Arabistan kriziyle bölgesel desteği çok önemli oranda kesilmiş El Nusra merkezli Radikal İslamcı Örgütlerin geleceği IŞİD ile aynı olacaktır. Bu bakımdan ABD ile Rusya, İdlip savaşında ortak hareket etme kararı almaları sürpriz sayılmamalıdır. Böylelikle Rakka ve İdlip’te iki küresel gücün inisiyatifinde Suriye savaşı sona ermiş olur. Bunun bir başka ifadesi de Suriye ve Rojava’nın politik geleceğini birlikte belirlemeleri anlamına gelir.
Cihatçılar ne yapacak?
Suriye’ye kurtarıcı olarak getirtilen ancak bölgesel savaşın derinleştirilmesinin birer aracı olmak dışında hiçbir rolleri olmayan İslamcı örgütlerin ise tarihsel bir yenilgiyle karşı karşıya kaldıkları artık netleşti. Kendilerini destekleyen ve bölgesel kaosta kullanan bütün güçler desteğini kesmek zorunda kaldılar. Böylelikle, bugüne kadar askeri, ekonomik ve politik olarak desteğini alan güçlerin ihanetiyle karşı karşıya kalan İdlip merkezli Radikal İslamcı Örgütler ne yapabilirler: Bunlar bütün dezavantajlara rağmen direnebilirler, hiçbir çıkış yolu olmadığını düşünerek teslim olabilirler, Halep’te olduğu gibi Ankara üzerinden bir anlaşma sağlayarak Türkiye tarafına geçebilirler. Üçüncü olasılık çok daha fazla ön plana çıkacak gibi görünüyor. Böyle bir riski göze alacak olan AKP iktidarı için uluslararası alanda ve bölgesel ilişkilerde ne gibi politik sonuçlar doğar. Bu da ayrıca değerlendirilmesi gereken önemli bir noktadır.
Özetle;
Rakka savaşı Suriye’deki iç savaşının sonuna doğru gelindiğinin önemli bir göstergesidir.
Rakka savaşının aktif gücü olan YPG merkezli Demokratik Suriye Güçleri, son derece önemli bir askeri güç olarak artık ön planda olacaktır ve dengeleri belirleyecektir. Esad’a bağlı askeri güçlerin de Rakka operasyonuna dâhil olarak askeri bir denge sağlamada etkin bir rol oynamaları yüksek bir olasılıktır.
Rakka operasyonundan sonra oluşturulacak şehir yönetiminin kimleri temsil edeceğini belirleyecek güçler PYD ve Esad güçleri etkili olacaktır. Şam yönetimi dikkate alınmadan oluşturulacak yönetim, istikrarsızlığın yeni bir gerekçesi olabilir.
Rakka savaşının politik kazananlarını sıraladığımızda PYD öncelikli olarak ön plan çıkıyor. Esad güçleri de önemli bir etki yaratacaktır. Kaybedenleri ise IŞİD ve El Nusra merkezli İslamcı örgütler, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan olarak sıralamak mümkün.
Rakka’yı kapsayacak Demokratik Suriye Federasyonu’nun (DSF) geleceğini ABD-Rusya merkezli görüşmeler ve Şam ile yapılacak müzakereler belirleyecektir. Rakka operasyonunun başarılı bir şekilde tamamlanması, DSF için mutlak bir sonuç değildir ama önemli bir etkendir. Suriye’nin politik ve idari yapısının geleceğinde Rakka bir pazarlık konusu olarak masaya gelme olasılığı hesaba katılmalıdır.
Rakka operasyonunda oluşturulacak ittifak, İdlip operasyonunun nasıl gelişebileceğine dair bir fikir verecektir.
Rakka operasyonu, Ankara yönetiminin askeri ve politik yenilgisinin somutlaşmış halidir. Rakka ve İdlip operasyonları Suriye’de iç savaşın bitişini ilan edecektir ama tersine Türkiye’de yeni zorlu bir sürecin başlangıcı olacaktır. Gelişmelerin politik arka planı doğru okunduğunda bunu görmek mümkündür.