Tekbir getiriyor şerefsiz. Ardından kafa kılıçla kesiliyor. Onlarca insan yan yana diziliyor. Alçakça, arkadan, kafataslarına birer kurşun… Böylesi onlarca video servis ediyor İŞİD. Dünyanızı bu videolarla sınırlandırırsanız karamsar olmamak, Ortadoğu’nun adım adım bir gericilik merkezi haline geldiğini düşünmemek mümkün değil.
Evet, fundemantalizmin Ortadoğu’da güçlendiği bir gerçektir. Bu bugünün gerçeği de değildir. Mollaların İran’ı ele geçirmesinin ardından ‘80’ler ve özellikle ‘90’larda nerede ise bütün Ortadoğu ülkelerinde güç kazanma başarısını elde etmiş, emperyalist merkezlerin Suriye’de rejimi değiştirme yeltenişlerinin ardından İŞİD’in şahsında neredeyse Bağdat’ın kapılarına gelip dayanmıştır. Bütün bu on yıllar boyunca yaşanan gelişmelerden Türkiye de nasibini almış, 12 yıldır bütün seçimleri kazanan siyasal İslamcı bir parti iktidarı elinde tutma başarısını göstermiştir. Bunlar inkar edilemez gerçeklerdir.
Lakin bir de bambaşka bir Ortadoğu’nun adım adım şekillenmekte olduğunu, bölgenin demokratik kuvvetlerinin güçlerini derlediklerini, yeni mevziler elde ettiklerini, Ortadoğu uyanışının dipten gelen dalgasının seslerinin duyulduğunu görmek gerekir.
Fundamentalizmin yükselişinin sonucuydu AKP İktidarı. Gezi Ayaklanması ona sağlam bir şamar indirmiştir. Özellikle de Gezi’nin kadınları. Hiçbir enstantane, gezi barikatlarının tepesinde, elinde taş, rüzgarda savrulan eteğiyle muktedirlere kafa tutan kadın kadar canını sıkmamıştır Tayyip’in. Onun için yumurtladı Beşiktaş yalanını. En zayıf olduğu yerinin, cinsiyet ayrımcı rezilliğinin üstünü örtme hamlesiydi o. Gezi Ayaklanması’nın etkisi önümüzdeki on yıllar boyunca sürecek, ortaya çıkardığı değerler adım adım Ortadoğu’nun demokratik güçlerinin yürüyüş pusulası olacaktır.
Rojava Devrimi… Demokratik Ortadoğu’ya doğru yönelişin kutup yıldızıdır. Kadınların bir çoğunun evinin kapısından dışarıya çıkarken çıplak tenlerinin her zerresini örtmek zorunda kaldıkları Ortadoğu’da binlerce kadın saçlarını rüzgarda savurup kalaşnikofla dolaşmaktadır.
Ortadoğu uyanışının dipten gelen dalgasının sesini işitebilmek için İŞİD çetelerinin ürküntüsüne kulak vermek yeter. Kadın Kürt savaşçılar alınlarının çatısına bir kurşun yerleştirirlerse, cennete gitmekten azade oluruz diye, ricat etmeye yelteniyorlarmış.
Haziran Rojava’nın, Rojava Haziran’ın kız kardeşidir. Yüzde on barajına dayanan HDP, el ele tutuşan iki kız kardeşin dayanışma hikayesidir. Gezi Ayaklanması’nın seçimlerden bir yıl önce vuku bulduğuna, Rojava’nın İstanbul, İzmir, Ankara, Samsun, Antalya’dan çok uzak olduğuna bakmayın siz, HDP’nin yüzde on barajına gelip dayanmasının nedeni Haziran ile Rojava’nın kız kardeşliğindendir.
Ortadoğu’nun aydınlık bir geleceğe doğru yürüdüğünü anlayabilmek için, kendi hikayemize, Gezi’ye, Rojava’ya bakmak yeterlidir. Ortadoğu’nun geleceğini, şimdi efendisine kafa tutan İŞİD değil, Gezi ve Rojava aydınlatıyor.