Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    Bitmeyen Kriz Hali

    15 Eylül 2015

    8 Mart’a giderken sıkça sorulan sorular

    8 Mart 2021

    Sol’un egoviral mirası

    9 Ekim 2022

    Ya virüs ‘dünya lideri’nin ülkesinde çıksaydı?

    12 Şubat 2020
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      Kötülük ve Cezasızlık

      16 Mart 2023

      Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Seçim Stratejisi: TİP ve HDP

      15 Mart 2023

      ABD’nin 16. büyük bankası battı: Yeni bir 2008 krizi mi geliyor?

      13 Mart 2023

      Vicdan, bilinç ve dayanışma

      10 Mart 2023

      Yaşamak nefes alıp vermek değildir: DAD

      10 Mart 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Öylesine yazılar… Bir Haberin Düşündürdükleri

    Öylesine yazılar… Bir Haberin Düşündürdükleri

    NURAY ERGÜNEŞ yazdı - Beslenme, yaşam alışkanlıkları da önemli unsurlar ama bu beslenme, yaşam alışkanlıklarını biz ne kadar belirleyebiliyoruz? “Tüketiyorum öyle ise varımın” bir mottoya dönüştüğü, haz almanın en temel duygu haline geldiği bu dünyada duygu dünyamızı da yaşam biçimimizi de ne kadar kontrol altında tutabiliyoruz?
    Nuray Ergüneş- Nuray Ergüneş25 Aralık 20152 dk. okuma süresi
    Paylaş
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email

    Geçtiğimiz günlerde kanser üzerine bir araştırmanın sonuçları yayınlandı. Newyork Stony Brook Üniversitesinde yapılan bu araştırmaya göre çevresel etkenler kanserin oluşumunda genlere kıyasla çok daha belirleyici. Öyle ki her 10 kanserden 9’u çevresel faktörlerden ve yaşam biçiminden kaynaklanıyor. Benim için bu haber doğrusu malumun ilanından başka bir şey değildi. Öyle araştırma falan yapmadan da onkoloji servisinde gördüklerim zaten bu işte genlerin parmağının çok az olduğunu gösteriyordu. “Ailemde de kimsede yok” cümlesinin kendimde dâhil olmak üzere çok kez kurulduğuna şahit olmuştum.

    Devam edelim…Araştırmada dış faktörlerin olmaması halinde kanserlerin yüzde 70’iyle yüzde 90’ının gelişmeyebileceği belirtiliyor. Kalın bağırsak kanserinin yüzde 75’inin beslenme, deri kanserinin yüzde 86’sının güneş, beyin ve boyun kanserlerinin yüzde 75’inin de sigara ve alkol sonucu geliştiği işaret ediliyordu. Ve arkasından da kanserin nasıl önlenebileceğine yönelik öneriler geliyordu. Buna göre fazla güneşe maruz kalmamak, dengeli beslenmek, egzersiz yapmak ve sigarayı bırakmakla pek çok kanser türü önlenebilirdi. En azından araştırmayı haberleştiren basınımızın aktarımları böyleydi. (http://www.radikal.com.tr/saglik/kanser-nedeni-gen-degil-cevre-1494371/, erişim tarihi 18 Aralık 2015).

    Hal böyleyken hastane köşelerinde biraz doktorlaşmış kıdemli bir hasta olarak bir huylanmadır aldı beni. Öncelikle neden en fazla artış gösteren meme, prostat ve akciğer kanserlerine ilişkin tek kelam yoktu ya da aktarılmıyordu bizlere. Bundan da daha önemlisi çevre koşullarına işaret edilen bir araştırmada önlemler nasıl oluyordu da yine biz bireylerin-tüketicilerin davranışlarına kalıyordu. Üstelik çevresel etkenler derken ve hatta yine aynı araştırmada kanserin daha az görüldüğü bir bölgeden, daha fazla görüldüğü bir bölgeye göç edenlerin, orada aynı yüksek oranda kansere yakalandıklarını ortaya koyan bir vaka incelemesine yer verilirken.

    İradenin gücüne inanırım. Olacakları değiştiremediği durumlarda bile olma biçimlerini değiştirir. İtirazım bu yaklaşımın -bireye yükleme hallerinin- hastalıkların kaynağının aslında bir o kadar yaşadığımız dünya ile ilgili olduğu gerçeğinin üstünü örtmesine. Yoksa kanserin 1970’lerden sonra yaşadığı artışı ve kanser hastalığının özellikle gelişmiş ülkelerde daha fazla görülmesini açıklayamazdık.

    Beslenme, yaşam alışkanlıkları da önemli unsurlar ama bu beslenme, yaşam alışkanlıklarını biz ne kadar belirleyebiliyoruz? “Tüketiyorum öyle ise varımın” bir mottoya dönüştüğü, haz almanın en temel duygu haline geldiği bu dünyada duygu dünyamızı da yaşam biçimimizi de ne kadar kontrol altında tutabiliyoruz? Ekolojide yarattığımız tahribatta bu tüketim dünyasının yeri yadsınamaz. Ancak kapitalizmin yarattığı tahribat çok daha vahim. Bugün durdurulamayan karbon salınımı, fosil yakıt bağımlılığı, aşırı tüketim, plansız kentleşme vb.’nin sonucu küresel ısınma önlenemez boyutlara ulaşıyor. Çevresel kirlenme, tarımsal alanların, ormanların, akarsuların yok edilmesi, GDO’lu üretim…Bütün bunlar ekosistemi tahrip ediyor.

    Tüm bunları geçtim…Sebze ve meyvenin ilaçlanmadan yetişemediği bir dünya da sirkeli suda bir yere kadar…

    Paylaş. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Önceki YazıHollanda: Türkiye’ye AB yardımı dondurulsun, parayı halkına karşı kullanıyor
    Sonraki Yazı Anonymous Türkiye’ye siber saldırı başlattı: Banka ve kurum siteleri çöktü

    İlgili Yazılar

    Depremlerde can kaybı 50 bin 96’ya yükseldi

    Güncel 20 Mart 2023

    Yeniden Refah Partisi ittifaka katılmıyor, Erbakan cumhurbaşkanı adayı

    Politika 20 Mart 2023

    Kılıçdaroğlu, HDP’yi ziyaret etti: Kürt sorunu dahil çözüm adresi TBMM’dir

    Politika 20 Mart 2023
    Destek Ol
    Yazılar

    Kötülük ve Cezasızlık

    - Siyasi Haber

    Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Seçim Stratejisi: TİP ve HDP

    - Ahmet Saymadi

    ABD’nin 16. büyük bankası battı: Yeni bir 2008 krizi mi geliyor?

    - Mahir Sayın

    Vicdan, bilinç ve dayanışma

    - Mehmet Ali Ayan

    Yaşamak nefes alıp vermek değildir: DAD

    - Korkut Akın

    Antakya’ya mektup

    - Bora Selim Gül
    Tarihten

    Deniz’in vasiyetinde yanına gömülmek istediği Taylan 53 yıl önce bugün öldürüldü

    68 Kuşağı’nın ‘faili meçhul’ cinayete kurban gitmiş ilk ismi olan Taylan Özgür, bundan 53 yıl önce İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Genel Kurulu’na…

    Seçtiklerimiz

    HDP ile HÜDAPAR kıyasının utanmazlığı

    - Kenan Kırkaya

    On binlerin yürüyüşü

    - Ertuğrul Kürkçü

    Yeter artık…

    - Mucella Yapici

    Türbülans

    - Seyfi Öngider

    Toplumun depreme dair notları

    - Can Şahin

    İstifa ve seçim

    - Ertuğrul Kürkçü

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    DİSK, seçim kararını açıkladı: 14 Mayıs’tan önce 1 Mayıs var

    17 Mart 2023

    Macron demokrasiyi yok saydı

    17 Mart 2023

    Mata Otomotiv işçileri 18 gündür grevde

    16 Mart 2023
    Kadın

    AKP’li Özlem Zengin: Hedef haline getirildim

    18 Mart 2023

    Direniş temsili olarak “Damızlık Kızın Öyküsü”

    17 Mart 2023

    Bilimle uğraşan kadınların yarısı cinsel tacize maruz kalıyor

    16 Mart 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.