Yiğit YİRMİBEŞ yazdı: Küçük burjuvazi kapsamlı sağlık sigortalarıyla birlikte evlerine kapandı, büyükleri ise evlerine tam teşekküllü yoğun bakım cihazlarını çoktan kurdurttular. Kovid-19 salgını işçi sınıfı için ise artık işyerlerinde bir ölüm kalım savaşına dönüşmüş bulunuyor.
Kovid-19 salgını artık işyerlerinde bir ölüm kalım savaşına dönüşmüş bulunuyor. Küçük burjuvazi kapsamlı sağlık sigortalarıyla birlikte evlerine kapandı, büyükleri ise evlerine tam teşekküllü yoğun bakım cihazlarını çoktan kurdurttular. İşçi sınıfına ise işe giderken sokaklarda virüs kapmak, ömürleri boyunca ciğerlerinde virüsün hasarlarını taşımak ya da ölmek kaldı. Krizin birinci ayına yaklaşırken artık işyeri örgütlenmelerinin başarısı ya da başarısızlığı, yüz binlerce insan için ölüm kalım meselesidir.
Bugün örgütlenmek ve sendikalaşmak emekçiler için bir ölüm kalım meselesidir
Bu krizde her yerde yaşam belirtileri ortaya çıkıyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçiler greve çıkıyor veya harekete geçiyorlar.[1] Dünya’da ve özellikle ABD’de büyük sendikalar ücretli hastalık izni gibi iş sağlığı ve güvenliği korumaları kazanıyor.[2] Salgın sonucu ortaya çıkan yeni politik alan, ücretli hastalık izninden evrensel ücretsiz sağlık hizmetlerine kadar uzun süredir devam eden talepleri gerçekçi hale getirdi.
Yine de Kovid-19’un emek hareketi için ölümcül olabileceğini söylemek abartı değildir. Tüm dünyada işsizliğin yüzde 20-40 bandına ulaşabileceği hesaplanıyor ve krizden en çok etkilenen sektörlerde sendikalar zaten yüzde 80 ila 90 arası iş kayıpları için hazırlanıyor. Bu büyüklükteki sosyal kriz milyonlarca sendikalı işi ortadan kaldırabilir ve emek hareketinin küçük, zayıf, boş veren ve politik olarak yalıtılmış toparlanma adımlarından faydalanabileceğine dair hiçbir garanti yoktur.
Kriz bu kadar büyük ihtiyaçlar yaratmışken sendikalar üyelere hizmet etmeye odaklanmaktan başka hiçbir işle meşgul olamazlar. Şu anda liderlik yapmak ve tüm işçi sınıfı için çalışmak zorundalar. Hiçbir şey yapmazsak ya da çok az yaparsak ya da çok geç hareket edersek ölümleri durduramayız.
İşçiler önceden sendikalara mesafeliyse, şimdi tam tersidir
Sendika lideri, çalışanı ya da üyesi iseniz, bu yaratıcılıkla organize olmak demektir. Mükemmel bir organizasyon planınız olmasa bile insanları harekete geçirecek yetenekte olmanız gerekir. Bu ise işyerlerinde, dükkanlarda, siyasi arenada ve sosyal medyada örgütlenmek demektir. Bu, on yıllardır tanık olmamış olsak da dikkat çeken, masaya yumruğunu vuran taktikler belirlemek anlamına geliyor. Geçtiğimiz bütün bir ayı göz önüne getirirsek, çok daha fazla çaba göstermek gerekiyor. Ama acilen başlamalıyız.
Sendikanız yoksa ve patronunuzun Kovid-19 salgınına aldığı tedbirler yetersizse, şimdi iş arkadaşlarınızla sendika kurma konusunda konuşma zamanı. Bölgenizdeki veya endüstrinizdeki yerel sol siyasetle iletişime geçebilir veya bağımsız olarak organize etmeye başlayabilirsiniz. Hayatınızı, kârını her şeyin üstünde tutan ahlaksız bir patronun eline bırakmayın.
Türkiye’den de bu konuda güzel bilgiler gelmeye başladı.
Bu tweetle birlikte duyduğumuz haber işçi sınıfı için umut verici bir adımdır. Gebze’deki Sarkuysan fabrikasında Kovid-19 tespit edilmesi üzerine işçiler haklarını kullanarak üretimi durdurdu. Patron ise işçileri üretim devam etmezse hukuki işlem başlatmakla tehdit etti. İşçiler, sendika tarafından hazırlanan dilekçeleri fabrika yönetimine teslim etti ve 800 kişi iş bıraktı. Ve ücretli izin haklarını söke söke aldılar.
Üyeleri ve halkı korumak için harekete geçen sendikalardan birinin üyesiyseniz, şimdi sadece üyelik değil aynı zamanda çalışmalara aktif katılmanın tam zamanı. İş arkadaşlarınızla konuşun. Sendikanızı arayın ve yardım isteyin. Üyelerin bir listesini alın ve ihtiyaçlarını, güvenliklerini ve hangi eylemleri yapmak istediklerini tartışmak için onları arayın. Sendika dışı işçilerle sendikanızın ne yaptığı ve harekete nasıl katılabilecekleri hakkında konuşun.
Her sendikanın ya da işçi birliğinin bu büyüklükte bir krizle karşılaşmaya hazır olmadığını söylemeye gerek yok. Üyeleri ve halkı Kovid-19’dan koruma görevi için yetersiz olan bir sendikanın üyesiyseniz ya da AKP’ye yandaşlık etmek için hayat kurtarıcı tedbirleri almayan bir sendikanın üyesiyseniz, şimdi iş arkadaşlarınızla bunu nasıl değiştireceğiniz hakkında konuşma zamanı. Sendikanızı değiştirmek için çalışırken aynı zamanda virüse karşı dayanışmayı güçlendirmek için çalışmak büyük bir zorluk olabilir, ancak başlamak için bundan daha acil veya daha umut verici bir an yoktur.
Emek hareketinin politik ve sendikal talepleri netleşiyor: Gerçek bir izolasyon, ücretli izin, temel ihtiyaçların karşılanması, temel hizmetler ve sağlık hizmetlerinin kamulaştırılması ve servetin vergilendirilmesi. Bu talepler etrafında ulaşılabilen herkese dokunmak gerekiyor.
İş arkadaşlarınız daha önce sendikaya katılmaya isteksiz olduysa, bir de şimdi sormayı deneyin. İşçi sınıfı için artık iki seçenek var: Örgütlen ya da öl!
*Bu yazı için New York’ta bir kamu sektörü sendikasında örgütlenme uzmanı olan Sam Lewis’in labornotes.org sitesinde yayınlanan bir makalesinden faydalanılmıştır. https://labornotes.org/blogs/2020/03/organize-or-die