Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS), 52 ilacı ödeme kapsamından çıkaran karar ve tebliğ değişikliğini yargıya taşıyarak Danıştay’da iki dava açtı.
8 Eylül 2021 tarihli 31592 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu Kararını ve Sağlık Uygulama Tebliği Değişikliği’ ile ağrı kesici ve kas gevşetici merhem ve spreyler, antiseptik ve ağrı kesici etkileri bulunan boğaz spreyleri ve çocuk diş jelleri dahil 52 ilaç, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) geri ödeme listesinden çıkartılmıştı. Bu ilaçlara ihtiyaç duyanlar, sadece kendi bütçelerinden satın alabiliyor.
‘Tasarruf ettirmez’
Danıştay’a sunulan dava metninde, sosyal devletin vatandaşlarını hastalıklar dahil çeşitli risklere karşı korumakla yükümlü olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
“Anayasa’nın 65’inci maddesinde yer verilen, devletin sosyal ve ekonomik alanlarda anayasa ile belirlenen görevlerini mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getireceği şeklindeki hükmün, bireylerin ilaca erişimini kısıtlayıp sağlık hakkının zedelenmesine neden olacak şekilde yorumlanmaması gerekmektedir. Keza, sadece parasal tasarruf sağlamayı amaçlayan dava konusu düzenlemeler, doktorların geri ödeme kapsamında olan daha pahalı ilaçları reçete edecek olması nedeniyle bu amacı da gerçekleştiremeyecektir.”
‘Bu daha başlangıç’
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Eczacı Nurten Saydan, bunun bir başlangıç olduğunu başka ilaç gruplarının da yavaş yavaş ödeme kapsamından çıkacağını düşündüklerini söyledi. Saydan, böyle bir kısıtlamanın asla tasarruf getirmeyeceğini, sağlık sistemini hastaların defalarca kullanmasına, beklenenin aksine başvuru sayısında ve sağlık harcamalarında artışa neden olacağını belirtti.
Nihayetinde vatandaşın ilaçlara ulaşımının engellendiğini ve cebinden ilaç için çıkacak olan ücretin arttığını vurgulayan Saydan, “Danıştay’a açtığımız iki davayla, eczane eczacılarının sendikası olarak, ilaç hizmetlerimizi aksatacak, ekonomik yönden hizmetimize ve vatandaşlarımıza negatif olarak yansıyacak bu uygulamaları hukuki hakkımızı kullanarak yargıya taşıdık” dedi.
‘Tedavi hakkından mahrum ediyor’
Saydan, sağlık hizmetleri fiyatlandırma komisyon kararının 2’inci maddesi, 1’inci fıkrasında a, b, c bentlerinde yer alan “Aynı reçetede yalnızca 1 (bir) müstahzarın en fazla 1 (bir) kutu olacak şekilde bedelinin kurumca karşılanmasına” ibaresi ile 2’inci fıkrasının iptalini istediklerini belirtti.
Saydan dava metninde şu ifadelere yer verdi:
“Dava konusu düzenlemede belirtilen ilaç gruplarının ‘terapötik referans grubu’na alınarak 10 günde bir kutu ilacın karşılanması özellikle eşdeğer olmayan ve ilaç kullanımına bağlı yan etki gelişen, ilaç alerjisi ve ilacı tolere edememe durumlarında sigortalıların bu grup ilaçlara 10 gün ulaşamamasına ve dolayısıyla tedavi hakkından mahrum kalmasına neden olmaktadır.
Kaldı ki, dava konusu düzenlemede ‘terapötik referans grubu’na alınma şartları objektif şekilde belirlenmediğinden hukuki güvenlik ilkesi de ihlal edilmiştir.”
İlaç fiyat farklarını artırıyor
Açılan dava metnindeki bir diğer konu ise SUT’un ‘4.4.2 eşdeğer ilaç uygulaması’ maddesinin “Eşdeğer ilaçlara ödenecek bedellerin belirlenmesinde taban birim fiyata yüzde 5 ilave edilerek o gruptaki ilaçlar için ödenebilecek azami birim fiyat bulunur” diye değiştirilmesi.
Saydan bu konuya ilgili dava dosyasında şu ifadelere yer verdi:
“Bireylerin sağlık hizmetine erişimini kolaylaştırmak devlet için bir görevdir. Ancak dava konusu düzenleme ile ilaç geri ödemesinde hesaplanan azami birim fiyat uygulamasında yüzde 10 olan baremin yüzde 5’e çekilmesi ilaç fiyat farklarının artmasına, dolayısıyla sigortalıların daha fazla fiyat farkı ödeyerek mağduriyetine neden oluyor. Bilimsel bir temeli olmayan dava konusu düzenleme hem hekimlerin mesleki alanına müdahale ederek hem sigortalıların ilaca ulaşımı kısıtlayarak hem de eczacıların maddi kayıplarına neden olarak mağduriyete neden olmaktadır. Dava konusu düzenlemelerin davalı kurumun savunması beklenmeden yürütmenin durdurularak iptali gerekmektedir.”