Okullarda cemaat, tarikat, dernek, vakıf ve son olarak da Ülkü Ocakları ile ilgili birçok haber gündemde yer almaya başladı. İmamların MEB’e bağlı okullarda ‘manevi danışman’ adı altında öğrencilere ders verdiği, İzmir’de Ülkü Ocakları’nın bir okulda toplu sünnet gerçekleştirdiği, Kastamonu Ülkü Ocağı’nın okullarda kitap dağıttığı ve öğrencilerle sohbet ettiği, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yine Ülkü Ocakları’nın bir sınıfta ‘Göktürk Bayrağı’ açtığı, Kars Ülkü Ocağı Başkanı’nın bir ilkokulda ‘gençlerimizi sizden koruyacağız’ yazısıyla beraber sosyal medyada fotoğraf paylaştığı, Van’da Ülkü Ocakları’nın ‘Ferman Başbuğun liseler bizimdir’ diyerek okullarda yer aldığı ortaya çıktı.
Eğitim Sen Van Şubesi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, ‘STK’ açıklaması sonrası, Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dernek ve vakıflarla yapılan protokoller hakkında bilgi alabilmek için başvuru yaptı. Başvuru talebi kabul edilmezken sendika, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun ihlal edildiği gerekçesi ile konuyu yargıya taşıdı. Ancak Van 3. İdare Mahkemesi, dava konusunun kamuoyunu ilgilendirmediğine hükmederek davanın reddine karar verdi.
Hem Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü hem de Van 3. İdare Mahkemesi, ret gerekçesini 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 25. Maddesi’ne dayandırdı. Gerekçede, “Davacının talep ettiği Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile farklı dernek, vakıf ve kurumlarla yapılmış olan protokollerin birer nüshasına ilişkin bilgilerin davalı idarenin kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler kapsamında olduğu anlaşılmış olup, davacının bilgi edinme başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” denildi.
Gazete Duvar’dan Kadir Cesur’un haberine göre, Eğitim Sen Van Şubesi Başkanı Murat Atabay, alınan karara tepki göstererek, “Yasa çok açık bir şekilde ihlal ediliyor” dedi.
Atabay ‘Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nu hatırlattı
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 1. Maddesi’ndeki, “Bu kanunun amacı, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir” ifadesini hatırlatan Atabay, “İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün hangi dernek veya vakıflarla protokol imzaladığı konusu kamuoyu için de son derece önemlidir. Gerekçede, kamuoyunu ilgilendirmediğinin belirtilmesi kabul edilebilir değildir” dedi.
Bakan Tekin, ‘Protokol yapmaya devam edeceğiz’ demişti
Okullarda dernek veya vakıf isimleriyle, cemaat ve tarikatların aktif olduğunu belirten Atabay, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, TBMM Genel Kurulu’nda yapmış olduğu konuşmayı da hatırlattı. Bakan Tekin, 17 Aralık 2023 tarihinde yapmış olduğu konuşmasında, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var. Bunların içerisinde sizin ‘tarikat, cemaat’ dediğiniz, bizim ‘STK’ dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor” ifadelerini kullanmıştı.
Bakan Tekin’in bu ifadelerinin ardından okullarda cemaat, tarikat, dernek, vakıf ve son olarak da Ülkü Ocakları ile ilgili birçok haber gündemde yer almaya başladı. İmamların MEB’e bağlı okullarda ‘manevi danışman’ adı altında öğrencilere ders verdiği, İzmir’de Ülkü Ocakları’nın bir okulda toplu sünnet gerçekleştirdiği, Kastamonu Ülkü Ocağı’nın okullarda kitap dağıttığı ve öğrencilerle sohbet ettiği, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yine Ülkü Ocakları’nın bir sınıfta ‘Göktürk Bayrağı’ açtığı, Kars Ülkü Ocağı Başkanı’nın bir ilkokulda ‘gençlerimizi sizden koruyacağız’ yazısıyla beraber sosyal medyada fotoğraf paylaştığı ortaya çıktı.
Van Ülkü Ocakları: ‘Ferman Başbuğun liseler bizimdir’
Van’da da Ülkü Ocakları tarafından, ortaöğretim kurumlarında okuyan öğrencilere yönelik etkinlikler düzenlendiği görüldü. Van Ülkü Ocakları’nın sosyal medya hesabı üzerinden yapmış olduğu paylaşımlarda, “Ferman başbuğun liseler bizimdir” sözleri yer aldı.
Van’da, son süreçte eğitimin kurumlarının kamusal olmaktan çıkarılmasına yönelik adımlar atıldığını söyleyen Eğitim-Sen Van Şubesi Başkanı Murat Atabay, “Eskiden FETÖ’nün dernekleri ve vakıfları üzerinden eğitimi siyasal İslam’a araç haline dönüştürülmesi için çalışmalar vardı. Bu dönemde de yine tarikat ve cemaatlerin içerinde aktif olduğu, sözde dernek ve vakıflarla yapılan protokoller var. Bu da kamusal alanda eğitimi cemaat ve tarikatlara havale etme sonucunu doğuruyor” dedi.
“Okullarda ‘ağabeyler ve ablalar’ belirleniyor”
Tarikat ve cemaatlerin, yapılan protokoller sayesinde okullara girebildiğini vurgulayan Atabay şöyle konuştu: “Çocuklarla sohbet edebiliyorlar. Bu sohbetlerin içeriğini, okuldaki eğitimciler çok fazla kontrol edemiyor. Çünkü ortada yapılan bir protokol var. Okullarda ‘ağabeyler’ ve ‘ablalar’ belirleniyor. Bunlar üzerinden çocuklar ‘izcilik’ faaliyetlerine götürülüyor. Buralarda yürütülen sohbetlerde, ‘din’ adı altında siyasal islamın ideolojisi dayatılıyor. Biz okulların birer kamusal alan olduğunu savunuyoruz. Kamu dışında buralara, cemaat, tarikat, dernek ve vakıfların girmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunların eğitimin birer parçası olmaması gerektiğini vurguluyoruz. Bilimsel eğitimden uzaklaşan bir eğitim modeli ortaya konuluyor.”
Atabay, çocukların derslerinden alınıp, konferans salonlarına indirildiğini, buralarda çeşitli sohbetler gerçekleştirildiği yönünde, sendikaya bağlı öğretmenlerden bilgi aldıklarını belitti. Van’da bu konuyla ilgili çok sayıda şikayetin olduğunu da belirten Atabay, “Bununla mücadele etmek çok zor. Çünkü devletin bütün kurumları ve imkanları bunlara peşkeş çekildiği için hukuki mücadelesi de çok zor oluyor. Genel merkezimizin iptal ettirdiği birçok protokol olmasına rağmen, protokoldeki bir kelimeyi değiştirip tekrardan yayınlayabiliyorlar” diye konuştu.