Urfa 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde tutuklulara dönük işkence ve kötü muameleyi raporlaştıran ÖHD ve İHD, hasta ve yaşlı tutukluların işkenceye maruz kaldığını belirterek, yaşanan hak ihlallerine karşı yetkilileri göreve çağırdı.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa şubeleri 7 Ekim’de Urfa 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde tutuklulara dönük işkence ve kötü muameleye dair hazırladıkları “Şanlıurfa 2 No’lu T Tipi Hapishanesi’ne ilişkin hak ihlalleri raporu”nu basın açıklaması ile paylaştı.
Ahmet Bahçıvan iş Merkezi’nde yapılan açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, ÖHD ve İHD temsilcilerinin yanı sıra HDP il ve ilçe örgütleri temsilcileri, kentte bulunan demokratik kitle örgütleri temsilcileri katıldı.
Açıklamada konuşan İHD Urfa Şube Eşbaşkanı Mustafa Vefa, “Türkiye’deki cezaevlerinde artan hak ihlallerine dikkati çekerek, “Şanlıurfa 2 Nolu Tipi’nde işkence ve kötü muamelenin meydana geldiğine ilişkin her iki derneğimize yapılan başvuru sonrasında iddiaların araştırılması amacıyla derneklerimizce bir heyet oluşturulmuştur. Yapılan ilk tespitlerde gerekçesiz ve yasal dayanağı olmayan bir karar ile mahpusların mevcut odalarının yeri değiştirilmek istenmiş ve bu karar insan hakları ve hukuka aykırı yöntemlerle hayata geçirilmeye çalışılmıştır” dedi.
Yeri değiştirilmesi istenen tutuklulara kararın tebliğ edilmediğini belirten Vefa, “Bu talebin karşılığı şiddet olmuştur. Mahpusların tutarlı beyanlarından anlaşılacağı üzere hasta ve yaşlı mahpuslar da dahil olmak üzere kararın tebliği isteyen tüm mahpuslar işkence ve kötü muameleye maruz kalmışlardır” diye konuştu.
İşkence ve kötü muamele
Vefa, konuşmasının devamında yaşanılan hak ihlalleri sonrası ÖHD ve İHD’nin tespit ve kanaatlerini ise şu şekilde sıraladı:
“* Heyetimiz mevcut tutuklu ve hükümlü sayısının cezaevinin kapasitesinin çok üzerinde olduğunu tespit etmiştir.
Heyetimiz, mahpusların tutarlı beyanlarından, Mahpusların koğuş değişikliği gerekçe gösterilerek, koğuşlarından çıkarılmaya zorlandıkları ve resmi kararı görmeyi talep ettikleri zaman cezaevi idaresince darp ve cebire maruz kaldıkları, bu haliyle işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini belirlemiştir.
* Heyetimiz hasta ve yaşlı mahpusların da kötü muameleye maruz bırakıldıklarını belirlemiştir.
* Görüşülen mahpusların bazılarında belirgin morluk ve kızarıklıkların olduğu tespit edilmiştir.
* Heyetimiz yapılan koğuş değişikliklerinin gerekçesiz ve açıklamasız olduğu kanaatindedir.
* Heyetimiz mahpusların nakledildikleri koğuşların hijyen standartlarına uygun olmadığı kanaatindedir.
* Mahpusların sağlık kuruluşlarına sevklerinin yapılmadığı ve bazı mahpusların hekim raporunun alınmadığı tespit edilmiştir.
*Heyetimiz yapılan bu koğuş değişiklikleri sonucunda farklı politik düşünceye sahip mahpusların yan yana koğuşlara konulmasının güvenlik riski yaratacağı kanaatindedir.
* Heyetimiz, tüm yaşanan ihlal vakalarının yönetimsel değişikliklerden sonra daha da büyüdüğü, bu ihlallerin sistematik bir şekilde yürütülmek istenildiği kanaatindedir. Söz konusu keyfi ve otoriter yaklaşımın, başta hasta ve yaşlı mahpusların sağlık durumlarının kötüleşmesine sebep olabileceği ve benzer hukuk dışı uygulamaların gerçekleşmesine zemin hazırlayacağı kaygımızı da dile getirmek isteriz.”
Sonuç ve öneriler
Cezaevinin kanunlarda belirtilen standartlara uygun hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Vefa, “Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve özelde Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve insan haklarına uygun olarak koşulların düzeltilmesi gerekmektedir. Meydana gelen olaya ilişkin derhal soruşturma başlatılması ve kötü muamele- işkenceye maruz kalan mahpusların hastaneye sevklerinin bir an evvel gerçekleşmesi gerekmektedir” diye belirtti.
Tutukluların beyanlarında geçen kötü muamele ve işkence yasağına aykırı davranan görevli personeller ile ilgili adli ve idari soruşturmanın başlatılması gerektiğini vurgulayan Vefa, devamında şunları söyledi: “Başlatılacak olan soruşturmanın adil ve hakkaniyete uygun bir biçimde sürdürülmesi gerekmektedir. Dilekçe ve hak arama hakları üzerinde uygulanan tüm fiili engellerin derhal ortadan kaldırılması gerekmektedir. Heyetimiz; cezaevi rejimi, fiziki koşullar, sağlık tedbirindeki hassasiyet ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini tespit etmiştir. İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi için gerekli ulusal ve uluslararası hukuk uygulanmalıdır. Ayrıca Cezaevlerinde süre gelen hak ihlalleri ve cezaevi idaresince mahpuslara yönelik 7 Ekim Perşembe günü meydana gelen işkence ve kötü muameleye ilişkin ‘bağımsız’ denetim mekanizmalarının oluşturulması için devlet yetkililerini derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmektedir. Söz konusu kapalı ceza infaz kurumunda yaşanan hak ihlallerine karşı Adalet Bakanlığı’nı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nu göreve davet ediyoruz.”
(MA)