Ayşegül SANDIKÇIOĞLU yazdı: “OHAL’le yüzleşmek bence tam da böyle bir şey işte. Kendimize ve çevremizdekilere soracağımız soruları şimdiden hazırlamak. Bugün OHAL için ne yaptın eyyy vatandaş?”
Biliriz zor zamanlar her daim bir turnusol olmuştur hayatlarımızda. Gidenler, kalanlar, birbirine sahip çıkanlar ya da zor zamandan daha fazla zarar verenler… Herkes ve her şey ayrışır. Gün yeniden doğduğunda birçok taşın yeri oynamıştır.
Hatta genellikle mevzii korumak en büyük başarıdır böylesi zamanlarda. Sendika genel merkezimizden arkadaşlarımız geldiler dün küçük yerelimize. Geliş nedenleri artan istifalar. Öyle bir his ki bu. Hazırlıksız girilen bir savaşta, güç dengeleri kıyaslanmaz bir biçimde orantısız olan bu savaşta en büyük mücadelemiz kenetlenen ellerimizin en azından OHAL kalkana kadar dağılmaması. Sürdürülemez OHAL koşullarının kalkacağını, illa ki kalkacağını hepimiz biliyoruz. Hatta buna çok az kaldığını da biliyoruz. OHAL kalktığında peki? Üye istifaları nedeniyle kapanan bir sendika şubemiz mi olacak; yoksa hadi bakalım şu ortalığı yeniden bir toparlayalım dediğimiz bir şubemiz mi? OHAL kalktığında kendimize ve çevremizdekilere ne soracağız?
OHAL'le yüzleşmek bence tam da böyle bir şey işte. Kendimize ve çevremizdekilere soracağımız soruları şimdiden hazırlamak. Bugün OHAL için ne yaptın eyyy vatandaş?
İşinden mi atıldın? Tutuklandın mı? Her an bunları yaşayabileceğin riskine rağmen sendikana/elindeki belki de tek örgütlülüğüne sahip mi çıktın? Sadece üye olarak kalmanın bile neredeyse sahip çıkmakla özdeşleştiği bugünlerde sendikana sahip çıktın mı? Yoksa aidatlar bize sorulmadan yükseltildi, istifa ediyorum diyenlerden misin? Ülkedeki onca adaletsizliğin ve demokrasi yoksunluğunun içinde aidatların yükseltilmesi kararının içinde olmadığını sorgulayarak -ki bu ihraç edilen üyeler için yapılmıştır ve demokratik yollar ve karar mekanizmaları ile yapılmıştır- istifa formunu dolduranlardan mısın?
Bugün OHAL için ne yaptın eyyy vatandaş?
Komşunu ya da işyerinde rekabet halinde olduğun arkadaşını mı ihbar edeceksin? Bir KHK listesinde adını görmemek için bütün sosyal yaşantını değiştirip her mecradan elini ayağını mı çekeceksin? OHAL hiç yokmuş ya da seni ilgilendirmiyormuş gibi yaşamaya mı çalışacaksın?
Sadece bu kadar mı OHAL? Özel hayatlarda da var OHAL.
Eşinden ayrılmak için yazdığın boşanma dilekçesine "olağanüstü hal kapsamında çıkarılan KHK ile işinden ihraç edilmiştir, ben de onun yüzünden iş bulamıyorum" mu yazacaksın? Ve bunun altına imzanı mı atacaksın? Ki emin olun dünyaya soldan baktığını iddia eden insanların attığı imzalardır maalesef bu imzalar. Oysaki aynı ihraç edilen eş, ailesini kendisinden korumak için çocuğunun velayetini babaya vermeyi ve bu şekilde bir boşanmayı teklif eden eşken. Bugün OHAL için ne yaptın sevgili eş, sevgili dost?
Aileler var mesela. Tutuklanan ya da ihraçlar yaşayan çocuklarını evlatlıktan silen. Ve yine aileler var. Devlete ilişkin bütün algıları, çocuklarına yaşatılanlarla bir anda değişiveren. Ölümüne çocuğunun yanında duran…
Sevgililer var, her bir OHAL gününde her bir KHK’de daha fazla birbirine bağlanan…
Öğrenciler var. Her bir öğretmen ihracında ya da tutuklanmasında yollarını gözleyen ve her daim onlarla olan…
Peki sen ne yöne düşüyorsun vatandaş? OHAL kalkacak. Her zaman kalkmıştır. Olağan haller yaşayacağız çok kısa sürede. Olağan haller yaşadığımız dönemleri kurduğumuzda ve o günlere gözümüzü açtığımızda en büyük sorgumuz bu olacak: "Vicdan ve gurur".
Sen ne yöne düşüyorsun vatandaş? Bil ki düştüğün yönü unutmayacağız!