HDP 2. Olağanüstü Kongresi’nde Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesaj okundu. Pervin Buldan’ın okuduğu mesajda Öcalan “HDK ve HDP’nin yeniden yapılanmasını tüm grup, hareket ve partilerin ideolojik ve örgütsel yapısını olumsuz etkilemediği gibi tersine kendilerini daha güçlü ifade ve örgütlenmeye hizmet edecektir” dedi.
HDP Kongresi’nde okunan Abdullah Öcalan’ın mesajının tam metni şöyle:
“Değerli yoldaşlar, 1970’lerin çıkışına dayalı olarak ortaya çıkan hareketimizin Türkiye devrimci demokratik ve sosyalist hareketlerinden hiçbir dönemde ayrı düşünmedik. Kendimizi hep bu çıkışın ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirdik. Her zaman bütünsel olmaya, hareket etmeye özen gösterdik. Çağrı yaptık, adım attık. Bilinen veya az bilinen nedenlerle ayrı düştük. Faşizm, Türkiye’nin batısında alacakaranlığını egemen kılarken, doğusunda asla ölüm sessizliğine mahal bırakmadık. Bu coğrafyanın emekçilerini ve temel kültürel değerlerini stratejik önemde birinci sıradaki dost ve yoldaşlar olarak değerlendirdik. Bu temelde bölgesel bir dayanışmayı stratejik perspektif edindik. Böylece bir gerçek bir enternasyonalizme zemin olduk, yol açtık, yürüdük. Şimdi koşarcasına birincil stratejik dostlarla yeniden buluşmaya ve hareket etmeye çalışıyoruz.
Yakın dönemde HDK’nin ve HDP’nin oluşumuna tüm gücümüzle katkı sunmaya çalıştık. Hegemonik sistemin tüm karşı çabalarına rağmen geri adım atmadık. ‘Ülke, millet ve devlet bütünlüğünden’ bahseden hegemonik, oligarşik güçler ardına kadar ayrılıkçılığı, bölücülüğü dayatmakla maskelerini düşürmek durumunda kaldılar. Çok karşı çıktıkları Kürtçülüğün arkasındaki temel güç oldular. Hatta Kürt ulus devletçiliğinin mimarisini oynadılar. Oyunlarına her gün yeni halkalar eklediler, gerçek bölücüler olduklarını kanıtlamaya devam ettiler.
Bizler; Kürdistan Özgürlük Hareketinin tüm bileşenleri ise bu yönlü her iki tarafta tüm ayrılıkçı dayatmalara karşı var gücümüzle halklarımızın birlik çabalarıyla yanıt veriyoruz.
Değerli yoldaşlar; işte bu yakın dönem çabalarımıza tüm halkların hak talepleri ve özgürlükleri için sivil toplumun demokratik birliği için yeni ve sonuç alıcı taktik bir hamle ile zirvesel bir katkı daha sunuyoruz. BDP’ye dayatılan dar, bölgeci, milliyetçi suçlamayı boşa çıkarmak ve en önemlisi devrimci, demokratik sosyalist güçlerin pratik-politik-birleşik partisi HDP’yi TBMM’de grup kurma imkanına kavuşturduk. Unutmamak gerekir ki 1965’teki TİP hamlesinden sonraki en büyük politik çıkış olacaktır. İşçi ve emekçi hareketinin gelişimine katkı sunacaktır.
Türkiye’de artık tutacak dikişi kalmayan baştan itibaren kurumsal faşizm ile malul ulus-devlet aşılırken, alternatif model olarak demokratik ulus, demokratik cumhuriyet ve ortak vatan paradigmasını her türlü tekçi anlayışlara karşı sahiplenmek yeniden yapılanmaya bu espiri ile gitmek, HDP’yi daha işlevsel ve tarihi kılacaktır.
Değerli yoldaşlar, HDK ve HDP’nin yeniden yapılanmasını tüm grup, hareket ve partilerin ideolojik ve örgütsel yapısını olumsuz etkilemediği gibi tersine kendilerini daha güçlü ifade ve örgütlenmeye hizmet edecektir. Bir yandan devrimci demokratik ve sosyalist hareketin üst düzeyde azami birlik ve bütünlüğüne yol açarken, diğer yandan her grup hareket ve partinin kendini netleştirmeye sağlam bir bileşen olmaya taşıyacaktır. HDP ortak, pratik politikayı TBMM içinde ve dışında resmi olarak üstlenirken, muazzam bir sinerjiye yol açacaktır. Statüko karşıtı demokratik sosyalist güçlerin 1960’lardan hatta 1920’lerden beri hep komplo ve imhalarla engellenen birliği ve bütünlüğü bu temelde başarı imkanını daha da çoğaltacaktır. En önemlisi de bu yönlü gelişmeyi tarihi ‘demokratik diyalog ve müzakere süreci’nin ayrılmaz bir parçası olarak geliştirmek zorundayız. Bu tarihte bir ilktir, önemle ele alınmalı ve gereği yapılmalıdır. Eğer Türkiye’de sosyalizme ve açık bir demokrasiye gideceksek bu demokratik müzakere süreciyle yakından bağlantılı olacaktır. Bu düşünce ve önerilerimi şüphesiz daha derin, teorik ve pratik tartışma ve önerilerle zenginleştireceğinize ve dolayısıyla başaracağınıza dair inanç ve umudumu belirtir hepimizi saygıyla selamlarım.
Abdullah Öcalan
İmralı F Tipi Cezaevi”