Adil Okay’ın yazısı: Nobel Edebiyat Ödülü itiraza verildi… “Bütün tetikleri hızlandırıyorsunuz / Başkalarının yanması için / Sonra arkanıza oturup izliyorsunuz / Ölüm sayacı yükseldikçe / Evinizde saklanıyorsunuz / Gençlerin kanı gibi / Vücutlarından dışarı akan / Ve çamurda gömülü “ Bob Dylan
ADİL OKAY
2016 Nobel Edebiyat Ödülü’nü şarkı sözü yazarı ve şair – müzisyen Bob Dylan aldı. Akademiden yapılan açıklamada ödülün 'yeni şiirsel geleneği, Amerikan şarkılarıyla oluşturduğu' gerekçesiyle Bob Dylan'a verildiği duyuruldu. Ama benim favorim Murathan Mungan, Küçük İskender ve Aslı Erdoğan’dı. Ve tabi Adonis. Yaşasaydı Neşet Ertaş. O da söz yazarıydı Bob Dylan gibi…
Bob Dylan, 68 kuşağının çıkışına ve inişine denk düşen bir zaman diliminde müzik yaptı. Başta anarşistlerin ve sokaklara dökülen öğrencilerin vazgeçilmezi oldu. John Baez gibi itiraz ediyordu yerleşik düzene. Kirli paranın gücüne. Ve en önemlisi pazar – paylaşım için sürdürülen savaşlara:
“Sana bir soru sorayım / Paran o kadar da iyi mi / Sana bağışlama alır mı/ Yapabileceğini düşünüyor musun / Bence bulursun / Ölümün çanları çaldığında/ Kazandığın bütün para / Asla ruhunu geri almaz / Ve umarım ölürsün / Ve ölümün yakında gelir / Tabutunu takip edeceğim / (…) / Ve mezarının üstünde duracağım / Öldüğüne emin olana dek “
Bob Dylan, Kapitalizmin neoliberalizme evrilmesi sonucu sosyal şemsiyelerini yavaş yavaş kapatmaya başlayan kapitalist devletlere karşı “itiraz” çağrısı yaptı şarkılarıyla. “başka bir dünyanın mümkün olabileceğine” dair umudunu haykırdı.
“Gelin yazarlar, eleştirmenler / Kalemleriyle bilgeleşenler, / İyi açın gözlerinizi, /Şans bir daha geri gelmeyecek, / Acele etmeyin konuşmakta, / Çark hala dönmekte / Ve kimse söylemiyor kimde topun duracağını / Şimdi kaybeden / Sonra elbette kazanacak, /Çünkü zaman değişiyor.
Fahri Öz bianet'teki yazısında Dylan'dan İniş-çıkışların, savrulmaların, arayışların müzisyeni ve şairi" diye söz ediyordu.
"Akustik gitardan elektrogitara, oradan klavyeli çalgılara savrulur, roman yazar, resim yapmaya başlar, imajını değiştirip durur; bukalemun gibidir. Dinsel inancında, politik duruşunda ve müzik tarzındaki dönüşleri, savrulmaları kestirmek güçtür. Bir Yahudi olarak doğan şarkıcı, 70li yılların sonunda Hıristiyanlığa dönüş yapmıştır. Politik içerikli göreceli seküler şarkılar yazdığı 60lı yılların tersine 80li yıllarda dinsel uyanışını anlattığı Saved veShot of Love gibi albümlere imza atmış, böylece kendisinden protest tarzda şarkılar yapmasını bekleyen hayranlarını az da olsa küstürmüştü.
"90lı yıllardan başlayarak Dylan gücendirdiği dinleyici kitlesini kazanmaya çalışmaktadır sanki. World Gone Wrong (1993) ile çok iyi kullandığı blues ve folk kaynaklarına başarılı bir dönüş yapmış, 1997'de yılın albümü seçilenTime out of Mind ile yaş yetmiş iş bitmiş diye düşünenleri afallatmış, Love and Theft (2001) ve Modern Times (2006) albümleriyle yeniden parlamıştı.” (2016 Nobel Edebiyat Ödülü Bob Dylan’a, Bia Haber Merkezi, 13 Ekim 2016)
Her zaman Ilya Ehrenbourg (1985) Pablo Neruda (1971), Dario Fo (1997) ya da Harold Pinter (2005) gibi tamamiyle "bizden" olanlara, ezilenlerden yana saf tutanlara verilmesini beklemedik elbette bu ödülün. Birçok ödül gibi bu "dünyanın en saygın" denilen ödülü Nobel'e de şaibe karıştığını duyuyoruz, okuyoruz. Ama şunu unutmayalım, lobilerin baskısı, politik hesaplar olsa da bir düzey aranıyor. Biçemde özgünlük, estetik boyut aranıyor. Geçtiğimiz yıllarda Nobel edebiyat ödülü’nü alan Çinli yazar Yo Man'ın "Kızıl Darı Tarlaları"nda metnin gücünü kim inkar edebilir.
Bu yıl herkesi şaşırtan bir kararla edebiyatçı yanı geri planda olan bir müzisyene Nobel edebiyat ödülü verildi. Söz yazarlığı gözetilerek.
Belki de 68 kuşağına gecikmeli bir selamdır bu ödül.
Bob Dylan’ın şiirlerinden- şarkı sözlerinden başladım. Yine onunla bitireyim:
“Gelin, toplanın insanlar, her nerede geziyorsanız.
Ve kabullenin çevrenizdeki sular yükseldi artık.
Eğer zamanınız sizce biraz değerli ise
Yüzmeye baslasınız iyi olur.
Yoksa bir tas gibi dibe çökeceksiniz.
Çünkü zaman değişiyor.”