Siyasi HaberSiyasi Haber

    Güncel Kalın

    Türkiye ve dünyada neler olup bitiyor ilk siz bilgi sahibi olun

    Göz attınız mı?

    Kusursuz Fırtına ve HDP

    6 Kasım 2015

    Londra-IRA barış süreci -V

    17 Ekim 2021

    Kadın, feminist, Arap, münzevi, şair Nazik al Mala’ika

    16 Ekim 2017

    Yurtdışı üzerine düşeni yaptı, sıra yurtiçinde!

    25 Ekim 2015
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Haberler
      • Gündem
        • Ekonomi
        • Politika
        • Ortadoğu
        • Spor
        • Sağlık
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Haklar ve Özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen Hakları
        • Çocuk Hakları
      • Bilim Teknoloji
      • Kültür Sanat
    • Yazılar

      İnsanlık Suçu İşlenirken

      2 Ekim 2023

      El Tema!

      26 Eylül 2023

      Savas Tamtamlarına Karşı Halklarımız Barış İster!

      21 Eylül 2023

      Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)

      19 Eylül 2023

      Güvenlik ve sürdürülebilirlik

      19 Eylül 2023
    • Yazarlar
    • Seçtiklerimiz
    • Söyleşiler
    • Dosyalar
    • Çeviriler
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Mutluluklarla endişeler arasında…: “Güzel Dünya Neredesin?”

    Mutluluklarla endişeler arasında…: “Güzel Dünya Neredesin?”

    Korkut AKIN yazdı: Arkadaş Z. Özger’in, “Bak, yeryüzü ne kadar geniş ne kadar dar / dur / akıtma gönlüm yaşını / gözünden öpecek bir yer bırak” dizeleri geldi aklıma, Sally Rooney’in “Güzel Dünya, Neredesin” romanını okurken.
    Korkut Akın- Korkut Akın16 Mayıs 20223 dk. okuma süresi
    Paylaş
    Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email

    Arkadaş Z. Özger’in, “Bak, yeryüzü ne kadar geniş ne kadar dar / dur / akıtma
    gönlüm yaşını / gözünden öpecek bir yer bırak” dizeleri geldi aklıma, Sally
    Rooney’in “Güzel Dünya, Neredesin” romanını okurken.

    İki arkadaşın mektuplaşmalarından oluşan bir roman Rooney’in kaleme aldığı.
    Sanattan, edebiyattan, yaşam içerisinde öylesine yapageldiğimiz şeylerden,
    sıradan, önemsenen veya önemsendiğini sandığımız konulardan bahsediyorlar,
    karşılıklı. Sahi, hepimiz için yaşam belli anlamda tekdüze, belli anlamda inanılmaz
    ve bir o kadar da mutluluk verici, tedirgin edici olduğu gibi. Yani, Arkadaş’ın, o
    çok sevilen dizeleri tam da uyuyor romanın anlatımına… (Haklısınız, “kısa sözün
    uzunu” değil midir roman, “uzun sözün içine duyguların da katılmasıyla
    kısaltılması da şiir” değil mi?)

    Akışın anlama katkısı
    Daha başta, “Her gün, hatta her günün her saati kendisinden önce gelen zamanın
    yerine geçerek onu geçersiz kılıyor, dolayısıyla hayatlarımızdaki olaylar da yalnız
    sürekli güncellenen bir haber akışına göre bir anlam ifade ediyor” cümlesi iki
    arkadaşın mektuplaşmalarının taşıdığı güçlü anlamı biz okurların beynine
    nakşediyor. Bu önemli, önemi de iki kişi arasında geçen bu yazışmaların aslında
    iki kişinin duygu ve düşüncelerinden çok ileride olduğunu gösteriyor.

    “Hristiyanlıktan yaklaşık 1500 yıl kadar önce, Doğu Akdeniz bölgesinde
    uzmanlaşmaya dayalı kompleksiteye sahip kent ekonomileri yoluyla paranın ve
    malların el değiştirdiği merkezi bir saray devletler sistemi egemenmiş.”
    Günümüzden 2500 yıl öncesinden söz ediyor, dikkat ettiniz mi? 1980’lerde
    Türkiye karasularında bulunan bir gemi batığında bulunanlardan anlaşıldığına
    göre bu medeniyet çökmüş. Bir teoriye göre, çöküşün nedeni iklim değişikliği…

    Şimdi, iki arkadaşın kendi aralarındaki anılarını da içeren, gündelik
    yaşamlarından dem vuran, sevgililerini çekiştirdikleri, yaşadıkları cinselliği bile
    (hem de apaçık) anlattıkları mektupların ne denli yaşamsal olduğunun ötesinde;

    bizim ülkemizle de doğrudan bağlantılı yorumlanabileceğini düşünmekten
    kendinizi alamazsınız.

    Sürdürülebilirlik
    Mahrem yazılardır mektuplar, yollayanla yollanan arasında özeldir; sadece birinin
    değil, ikisinin birden izni alınması gereken hem de. Yazar, kitabının dili olarak iki
    arkadaş arasındaki mektuplaşmayı, bir yanıyla gizlisi saklısı olmayan yani içten
    ve yalın olması nedeniyle tercih etmiş. Yedikleri güzel bir yemeğin ardından
    sevgilisiyle yaptığı seksi anlatabiliyor, ama hemen sonra (veya öncesinde)
    “Dünyanın kaynaklarının bölüşümünü baştan düzenleyeceğimiz ve daha
    sürdürülebilir bir ekonomik modele geçeceğimiz yerde seks ve arkadaşlığı
    düşündüğümüz için kaybolup gitmekten…” diyerek kendisinin de o kayboluşun
    içinde olduğunu kabul ediyor. Sevmenin ve endişelenmenin insani olduğunu,
    ölümü insanların (belki de) bile isteye çağırdığını; bunun da ne yaman bir çelişki
    olduğunu hissettiriyor.

    Betimlenenler belirginleştiğinde…
    Sayfaları çevirirken, satır aralarında kendinizi görecek ve ister istemez roman
    kahramanlarının yerine kendi yaşadıklarınızı (tabii, arkadaşlarınızın da)
    düşüneceksiniz. Bırakın, roman kendi yatağında aksın, birazdan dönüp
    yakalarsınız sizden ayrıldığı yeri. Asıl olan kendi hayatınızı kendinizin didiklemesi
    ve anlamlandırması… İşte, Arkadaş’ın şiiri bir kez daha gelip takılıyor dilinizin
    ucuna. Çünkü “Güneşin altında yeni bir şey yok” yaşamımızda.

    Aslında çok şey var da, görmek istemediğimiz, işin içine cinsellik de girdiğinde
    (hele de bizim ülkemizde, bilmem hangi kadının sutyen giyip giymemesi bile eski
    bir milletvekilince suç olarak gösterilen bu günlerde) doğru da, hakikat da,
    duygular da farklılaşıyor. Bakın, şöyle yazıyor biri, diğerine, “… siyası
    dağarcığımızda yirminci yüzyıldan beri öyle hızlı ve derinlemesine bir çürüme oldu
    ki, bulunduğumuz tarihî âna anlam vermeye çalıştığımızda kendimizi abuk sabuk
    laflar ederken buluyoruz.” Çünkü herkes bir şekilde belli bir kimlik kategorisine
    dört elle sarılmış durumda… Sonuç ise (mağdur bir grup -kadınlar ve azınlıklar-

    karşısında zulmeden -erkekler ve beyazlar- bir grup var-mış muhakkak… birebir
    alıntılıyayım) “Ancak bu şekilde kurduğumuzda mağdur ile zulmeden arasındaki
    ilişki tarihsel değil teolojik oluyor, mazlumların iyiliği herkesten üstün,
    zulmedenler ise kötülüğün ete kemiğe bürünmüş hali oluyorlar.” Sizi
    meraklandırayım, arkasından siyasi bir eylemin olup ol(a)mayacağını yazıyor. Siz
    katılır mısınız? Hem eyleme hem bu yargıya hem de böyle yaşamaya? O, yani
    mektubu yazan, devletin onaylayabileceği bir politikasının tüm plastiklerin
    üretiminin durdurulması olacağını söylüyor. Siz evet, siz, güzellik içgüdüsünü
    yitiren insanlığın kurtulmasına yönelik bu görüşten yana olur musunuz?

    Güzel Dünya, Neredesin?
    Sally Rooney
    Çeviren Emrah Serden
    Roman
    Can Yayınları, Nisan 2022, 326 s.

    Can Yayınları Güzel Dünya Neredesin? Sally Rooney
    Paylaş. Facebook Twitter Telegram WhatsApp Email
    Önceki YazıBerivanlık yapan Makbule: Yaylalarımız bombalanıyor
    Sonraki Yazı Rosa Luxemburg: Hapishaneden Mektuplar

    İlgili Yazılar

    Her sabah yeni bir umut…

    Yazılar 26 Nisan 2021

    Yeni bir bakışla Orhan Veli – Bütün Yazılar

    Yazılar 22 Şubat 2021

    Pelin Özer’den ‘Latife Tekin Kitabı’ – Bizim hikâyemiz roman!

    Yazılar 24 Ağustos 2020
    Destek Ol
    Yazılar

    İnsanlık Suçu İşlenirken

    - Toros Korkmaz

    El Tema!

    - Betül Yangın

    Savas Tamtamlarına Karşı Halklarımız Barış İster!

    - Toros Korkmaz

    Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC)

    - Betül Yangın

    Güvenlik ve sürdürülebilirlik

    - Cengiz Onur

    Devlet sahipsiz mi, sahipleri kimler?

    - Hüsnü Gürbey
    Tarihten

    Vietnam Savaşı’nın ikonik fotoğrafının öyküsü

    1 Şubat 1968’de Lem infaz edildi… ABD emperyalistlerinin önce işbirlikçi Güney’e askeri destek verip sonra işgal ettiği Vietnam’da süren savaşta…

    Seçtiklerimiz

    Kerbela’ya çevirdiler, konteynere tıktılar, şimdi de parselliyorlar

    - Bahadır Özgür

    Tatik ve Papik (Տատիկ և Պապիկ)

    - Siyasi Haber

    Meksika’da sergilenen sahte uzaylıların gerçek hikayesi, uzaylılardan bile ilginç!

    - Çağrı Mert Bakırcı

    Meksika Kongresi’nde gösterilenler ‘uzaylı’ kalıntıları mı? Sunum yapan Jaime Maussan kimdir?

    - Siyasi Haber

    Sezgin Tanrıkulu gündeme getirmişti… Kuşkonar-Koçağılı ve Kulp: 1990’lı yılların delilli cinayetleri

    - Siyasi Haber

    Kürtler, Arap aşiretleri ve karmaşık bir hesaplaşma: Suriye’de neler oluyor?

    - Fehim Taştekin

    Güncel Kalın

    Son felişmelerden haberdar olmak için E-Bültenimize üye olun

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook Twitter YouTube
    Emek

    CHP’li Başevirgen: 8 ayda 71 bin 500 esnaf dükkanını kapattı

    2 Ekim 2023

    İngiltere’de doktorlar bir kez daha grevde: 85 bin sağlıkçı iş bıraktı

    2 Ekim 2023

    TABİB “norm kadro” talebiyle Kartal Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi

    30 Eylül 2023
    Kadın

    İstanbul Sözleşmesi Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girdi

    2 Ekim 2023

    İran’da 9 ayda bin 700 kişi tutuklandı

    30 Eylül 2023

    ‘Feminist Gece Yürüyüşü’ne katıldıkları için yargılanan kadınlar beraat etti

    28 Eylül 2023
    © 2023 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Siyasi Haber / Künye
    • İletişim
    • Gizlilik Politikamız

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.