TAMER ÇİLİNGİR yazdı: “Türk ve Müslüman ulus devlet kurmak amacıyla bu toprakları Hristiyanlardan temizleme projesinin ikinci ayağı Pontos Rumlarının/Helenlerin soykırıma uğratılmasında en önemli isimdir Topal Osman…”
TAMER ÇİLİNGİR
İstanbul Belediye Başkanlığı seçimleri sürecinde, AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, 3 Haziran 2019 günü Giresun’da yaptığı bir konuşmada “O zaman Topal Osman Ağa hangi amaçla kime karşı bu mücadeleyi vermişse şimdi de aynı hain projeyi hayata geçirmek isteyenlere karşı o projeyi inşallah biz akamete uğratmak için Giresunlular olarak bu çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
CHP adayı Ekrem İmamoğlu da bir gün sonra yine Giresun’da “Bağlı olduğum değerler var. Türkiye'nin o güzelim Misak-ı Milli sınırlarına, komutanlarına, askerlerine, benim dedeme, sizlerin dedelerine, Topal Osman'a, bayrağına, havasına, suyuna, doğasına, bu ülkenin kuruluş değerlerine, Cumhuriyet'e, demokrasiye, çocuklarımızın dünden bugüne gelip, yarınlara ulaşmasının yolunu açan, bu ülkenin tek lideri Mustafa Kemal Atatürk'e bağlıyım” diyerek Topal Osman’a ve tabii Mustafa Kemal’e bağlılığını açıkladı.
Kimdir Topal Osman?
Dünya basınında adı ‘seri katil’ olarak geçen, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin gizli örgütü Teşkilatı Mahsusa’nın (Bugünkü MİT’in öncülü diyebiliriz) tetikçisi olarak Ermeni Soykırımı sürecinde işlediği cinayetlerden ötürü 1919 yılında Osmanlı mahkemelerince suçlu bulunan ve aranan;
1914-1923 yılları arasında Pontos Rum Soykırımı’nda hayatını kaybeden 353 bin insanın kanı elinde olan;
1921’de Koçgiri’de yine Mustafa Kemal’in ve Merkez Ordusu komutanı Nurettin Paşa’nın emriyle Kürtlerin ve Alevilerin katledilmesinde çetesiyle birlikte yer alan;
TKP’li Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının Mustafa Kemal’in emriyle öldürülmesini organize eden, yine Teşkilatı Mahsusa tetikçisi Yahya Kaptan’ın ortadan kaldırılmasında (öldürülmesi) rol alan;
Meclis’te Mustafa Kemal’e muhalefet eden Trabzon Milletvekili Ali Şükrü’yü 1923 yılında öldüren;
ve sonunda yine Mustafa Kemal tarafından öldürtülüp kafası kesik bedeni 1923’te Meclis binasının önünde ayağından asılan;
Türkiye Cumhuriyeti devletinin gizli bütün organizasyonlarında ve cinayetlerinde kullandığı ve daha sonra geride iz bırakmamak için öldürdüğü ilk tetikçilerdendir çeteci Topal Osman.
Topal Osman bütün bunları tabii ki kendi başına yapmaz. Onun önderi, komutanı Mustafa Kemal’dir; onun koruması altında yapar tüm bu işleri. Ve 1923 yılında Giresunlu çetesi ile birlikte Çankaya’da Mustafa Kemal’in korumasını da üstlenecektir. Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey cinayeti emrinin Mustafa Kemal tarafından verildiğinin anlaşılmaması için ve artık Topal Osman’a ihtiyaç kalmadığından öldürülmesine hüküm verilir.
Mustafa Kemal daha sonra Topal Osman’a iade-i itibar için 1925’de Giresun’da anıt mezar yaptıracaktır.
New York Times: Türklerin 700 bin Rum kurbanı
New York Times gazetesinde 10 Temmuz 1921 günü yayınlanan “Türklerin 700 bin Rum kurbanı” adlı makalede şu ifadeler yer alır:
“Seri katil Başkan Osman Ağa bayramın ikinci günü Samsun’a gelir gelmez 10 Rum’u katletti. Ardından Amerikan Tütün İşletmeleri'nde (Amerikan Tobacco Company) çalışan 800 işçiyi tutuklayarak hedefi belli olmayan tehcire tabi tutmuştur. Daha sonra Rum Mahallesi basılmış ve 1500 Rum tutuklanarak iç bölgelere sürülmüştür. Aynı şekilde tehcir uygulanan 30 köyün ahalisi ise yolda katliama uğradı. Tehcir emrine karşı çıkan köyler kundaklanarak yakıldı ve ahali yaş ve cinsiyetine bakılmaksızın öldürüldü. Bölgeye ulaşan Amerikan Komisyonu bu vahşeti kaydetti. Ve daha sonra Türk Mutasarrıfa gösterilen yanmış kemikleri yanına aldı.”
Sürgün yolları
Dönemin tanığı ve tarihçi G. Valavanis ise 1925 yılında şöyle yazıyordu:
“Rumlara (sürgünler sırasında) refakat edenler -jandarmalar ve Türk jandarmasının yüzde 90'ını oluşturan hüküm giymiş angaryaya tabi tutulan suçlular, kaçak mahkumlar ve profesyonel katiller- bu zavallıları silahlı Türklerin önceden belirlenen çevre köylerde pusuya yatmış olduğu yerlere sürüyorlardı. Onları burada, daha önce belirlendiği biçimde, her şeyden habersiz Samsun halkına dönük saldırı işareti olan silah seslerinin dört bir yandan duyulmaya başlandığı gece yarısına kadar tuttular”[1]
‘Pontos Rumlarına öyle bir tütsü vereceğim ki…’
Topal Osman katlediyor, tecavüz ediyor ve birçok kurbanı canlı canlı alevlerin içine atıyordu. Her gün hırsızlıklar, tecavüzler ve katliamların eşlik ettiği gruplar halinde tutuklama emirleri veriliyordu. Tutuklananlar daha sonra ateşe verilen okullara ve kiliselere hapsedilerek öldürülüyordu. Mağaralara doldurulan insanlar içeri duman verilerek boğuluyordu.
Hasan İzzettin Dinamo, "Kutsal İsyan" adlı romanının ikinci cildinde “Mangal Yürekli Adamın Hikayesi” başlığıyla olayı anlatıyordu. Buna göre, Topal Osman aleyhindeki şikayetleri soruşturup, yapanı cezalandırmak amacıyla İstanbul'dan Samsun'a gönderilen 9.Ordu Müfettişi Mustafa Kemal, tam tersi bir tutum alır. Namını duyduğu Topal Osman'la bizzat görüşüp, ona, “Bundan sonra el ele çalışacağız” diyerek şöyle devam eder: “Madem ki Türk halkı tamamen seni destekliyor; hiç durma teşkilatını yap. Git, belediye reisliği makamına otur. Sen kaçıp dağa çekileceğine, Pontosçular ve Rumlar kaçsın. Kanunsuz yola adım atar göründüler mi onları temizleriz.” Bunun üzerine Topal Osman, şu cevabı verir: “Sen hiç merak etme Paşam! Bu Pontos Rumlarına öyle bir tütsü vereceğim ki, hepsi mağaralarda eşek arısı gibi boğulup gidecek.”
Tüm ipler onun elindeydi
Topal Osman’ı Giresun’un kurtarıcısı olarak gören Mustafa Hakyemez (Giresun’daki Bağımsızlık Savaşçıları adı altındaki çetenin sekreteriydi. Röportaj yapıldığında 82 yaşındaydı) onun Taşkışla’da Pontos bayrağını nasıl indirip yerine Türk bayrağı astığını şöyle anlatıyordu.
“O, bizi Rum partizanlardan kurtardı. Rumlar arasındaki baş sorumluları, taşlarla ağırlaştırılmış çuvallara koyarak, denize attı.”[2]
Yazar Murat Yüksel ise Topal Osman’ı anlattığı kitabında şöyle diyor:
“Giresun'un talihsiz halkının ricalarını ve yakarışlarını hiç kimse duymadı. Şikayetlerini kimse dikkate almadı. Mahkeme binasındaki arşiv, Topal Osman'a yönelik şikayetlerle dolu. Ancak gizli bir güç, Topal Osman'ı sadece kullanmakla kalmıyor, bilakis her katliam ve şikayet sonrası hiyerarşi basamaklarını tırmanmasını sağlıyordu. Topal Osman Giresun'un en üst rütbeli subayıydı. O her şeydi. Tüm ipler onun elindeydi. Emirler veriyor, yasaklıyor, astırıyor, kesiyordu. Kimse karşı çıkmak için tek kelime bile etmedi.”[3]
Aslında birçok halktan insan ve devlet görevlilerinin Meclis’e ve Mustafa Kemal’e yazdığı şikayet dilekçeleri, mektupları vardır. Cemal Şener’in Topal Osman Olayı adlı kitabında bu belgeler yayınlanır.
Trabzon Valisi: Bizi bu eşkiyadan kurtarın
Topal Osman’ın Giresun Kaymakamı'nı dağa kaldırması üzerine, dönemin Trabzon Valisi Kara Galip’in yazdığı şikayetname bunlardan biridir:
“Giresun'da adam öldüren, yol kesen, haraç alan bir eşkıya türedi. Bu eşkıyadan bizi kurtarın”[4]
Cumhuriyet tarihinin en karanlık sayfalarında adı geçen Ermeni, Rum/Helen ve Kürt halklarına karşı işlemiş olduğu suçlar aynı zamanda 100 yıllık devlet gerçeğidir. Yüz yıldır Türkiye Cumhuriyeti devletinin ezilen uluslara karşı politikaları aynı minvalde devam etmiştir.
Bugün iktidar ve muhalefet parti sözcülerinin Topal Osman’a bağlılıklarını ifade etmesi de bu nedenle şaşırılacak bir durum değildir.
Sonuç olarak Türk ve Müslüman ulus devlet kurmak amacıyla bu toprakları Hristiyanlardan temizleme projesinin ikinci ayağı Pontos Rumlarının/Helenlerin soykırıma uğratılmasında en önemli isimdir Topal Osman…
Karadeniz’de hayatları sönen binlerce Rum/Helen ve vicdanlı Müslüman çok iyi bilir Topal Osman ismini…
[1] G. Valavanis, Pontos Modern Genel Tarih, Atina 1925, 2. Baskı Selanik 1986, sayfa 205
[2] Cemal Şener, Topal Osman Olayı, Ankara 1968, sayfa 61-65
[3] Murat Yüksel, Ali Şükrü Bey ve Topal Osman Ağa, Trabzon 1993'' sayfa 30
[4] Cemal Şener, Topal Osman Olayı 1, Yeni Gün Haber Ajansı Yayınları AŞ, Mart 2001, Sayfa 62