SEÇTİKLERİMİZ – Nevra AKDEMİR Avrupa Forum için yazdı: Mültecilerin, Hannah Arendt’in de dediği gibi, fiilen devletsiz ve dolayısıyla vatandaşlık haklarından muaf edilmiş bir toplumsal katman olması, yerleşmek üzere girdikleri devlet karşısında daha da savunmasız kılıyor.
Dünyanın otoriter rejimler, savaş veya iklim değişikliği gibi “olağanüstü” kabul edildiği halde oldukça sık ve yaygın görülen durumlar nedeniyle, pek çok insan yerinden edilmesi, dünya sisteminin olağan halidir. Bir ülkenin ulusal sınırları içinde yer değiştirmek de ülkelerin sınırlarını geçerek göç etmek de aynı sistemin farkı parçaları. Göç etmek, yeni bir hayata başlama arzusu ile ilgili kabul edilir çoğu zaman. Halihazırdaki hayatı sürdürmek ve yeni hayatın potansiyelleri arasında bir seçim. Bir ülkenin sınırından geçtiğinizde, yeni bir yasal çerçeve, yeni bir gündelik hayat, yeni bir kültür, yeni bir dil, yeni bir topoğrafya ve iklim ve hatta yeni bir toplumsal kodlar sistemine gidiyorsunuz. Turist veya geçici görev ile gitmek ile yerleşmek üzere gitmek arasında dağlar kadar fark var.
Anthony Giddens, modernitenin doğası üzerine yazdığı eserlerde yaşanılan zamanın ve mekanın süreksizliğine ve parçalanmışlık hissi verdiğine vurgu yapar. Sözkonusu süreçleri süreksizlikler olarak nitelendirir. Marshall Berman’ın buharlaşan katılık olarak nitelendirdiği değişim ve yaşanılan mekanların kapitalizmin sürekliliğini sağlayacak şekilde iktidar ve yaşayanlar tarafından çatışmalı bir şekilde dönüştürülmesi yine aynı konseptin diğer yansımasıdır. Giddens’ın aktarımıyla zaman ve mekânın yeniden düzenlemesi ve yerinden edici mekanizmaların modernitenin önceki yerleşik kurumsal özelliklerini radikalleştirdiği ve globalleştirdiğini; bu süreçlerin gündelik hayatı ve toplumsal yapıyı da kökten dönüştürdüğünü aktarır. Zira iktidarın içinde karakterize olduğu sistem, varlığını mümkün kılan rejimleri mekansal düzeyde yaratmaktadır ve yaratılan mekansal düzenlemelerin gündelik hayatta karşılaştığı çatışmalar aracılığıyla ile kendi de dönüşmektedir.
…Nevra AKDEMİR'in Avrupa Forum'daki yazının tamamını okumak için TIKLAYIN