Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Gelecek Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve EMEP, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği Can Atalay kararı nedeniyle Meclis’i 16 Ağustos’ta olağanüstü toplanması talebiyle hazırlanan ortak dilekçeyi TBMM Başkanlığı’na sundu. Daha sonra Gökhan Günaydın, Sezai Temelli, Ahmet Şık, Bülent Kaya ve İdris Şahin açıklama yaptı.
Günaydın, Can Atalay’ın hukuksuz yere hapishanede tutulduğunu ve haksız yere milletvekilliğinin düşürüldüğünü hatırlattı, “Anayasa’nın 153. maddesi çok açık bir hükme sahip, ‘AYM’nin kararları, Resmî Gazete’de hemen yayımlanır’ diyor. 22 Şubat’ta verilen AYM kararının Resmî Gazete’de yayımlanması için beş buçuk ay beklendi? Neden TBMM kapandıktan sonra yayımlandı? Bu bile Türkiye’nin adeta planlanmış hukuk kumpası ile karşı karşıya bulunduğunun göstergesidir” dedi.
Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmediğini vurgulayan Günaydın, “16 Ağustos’ta saat 14:00 TBMM’yi çağırın ve bu görüşmeyi yapın. Bu TBMM Başkanı açısından takdir değil, bağlı yetkidir. Çünkü Meclis’i toplantıya çağırma yetkisi üye tam sayısının beşte biri kadar milletvekiline verilmiştir. Biz çok daha fazla milletvekili imzasıyla bu başvuruyu yaptık. TBMM Başkanı en geç yedi gün içinde Meclis’i toplantıya çağırmak zorundadır. Umarız hukuka uygun davranılır. Bu mesele milletvekilliği meselesi olmaktan çıkmıştır, adeta Türkiye’nin demokratik düzeninin ve anayasal çerçevesinin ihlal edildiği bir noktaya getirilmiştir” diye devam etti.
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, imza veren tüm partilere teşekkür etti, “Burada tartıştığımız şey Can Atalay’ın milletvekili olup olmadığı değil. Türkiye’de hukuk ve demokrasi normlarının egemen olup olmayacağını tartışıyoruz. Gezi, Kobani, bir grup avukatların yargılandığı davalar… Yargının mağdur ettiği insanların gerçekten hukuk normuyla özgürlüğüne tekrar kavuşmasını umut ediyoruz” dedi.
DEM Parti Milletvekili Sezai Temelli, hem Can Atalay hem de siyasi tutsaklar için Meclis’i çağırdıklarını aktardı. Anayasa’nın ihlal edilemeyeceğini vurgulayan Temelli, 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin suç işlediğini vurguladı, “Yetmedi, Meclis’te de aynı suç işlendi” diye konuştu.
Bu suçun ortadan kaldırılabileceğini ve hukuk katliamının önüne geçilebileceğini, bunun için 16 Ağustos’ta Meclis’in toplanıp Can Atalay’ın tutukluluğunun görüşülmesinin önemli olduğunu vurgulayan Temelli, iktidarı Anayasa’yı değiştirmek istemesi üzerinden eleştirdi.