SEÇTİKLERİMİZ – ŞİVAN KIRMIZIÇİÇEK Evrensel’e yazdı: “Flormar direnişi Türkiye işçi sınıfının mücadelesine hiç şüphesiz damga vurdu. Flormar işçilerinin, çifte sömürülen kadınların, örgütsüzleştirilmeye çalışılan bütün işçilerin ve halkın umudu haline geldi.”
Flormar direnişi 297. gününde direnişçilerin kıdem, ihbar, 12 aylık sendikal tazminat, boşta geçen süreler için 4 aylık maaş tutarında ödeme ve işsizlik maaşından faydalandırılacak şekilde 25/2 maddeden suçlu çıkarılmalarının kaldırılması üzerine işverenin anlaşma teklif etmesi ve direnişçi işçilerin de bu teklifi oy çokluğuyla kabul etmesiyle sonuçlandı.
Flormar direnişi Türkiye işçi sınıfının mücadelesine hiç şüphesiz damga vurdu. Flormar işçilerinin, çifte sömürülen kadınların, örgütsüzleştirilmeye çalışılan bütün işçilerin ve halkın umudu haline geldi. Elbette böylesi görkemli bir direnişin mutlak bir zaferle sonuçlanması hepimizin arzusu ve beklentisidir. Ancak her türlü eylemin, grevin ve direnişin yasak olduğu OHAL sürecinde başlayan Flormar direnişi, kararlı olunması durumunda en zor koşullarda dahi mücadelenin sürdürülebileceğini gösterdi. Patronların ve sermaye düzeninin her türlü marjinalleştirme çabalarını boşa düşürerek kitle desteğinin sağlayarak, yaktığı ateşi Türkiye başta olmak üzere dünya işçi sınıfının elden ele dolaştırdığı bir meşale haline getirmeyi başardı.
Özellikle belirtmek gerekir ki her türlü mücadele ve direnişin daha başlamadan bastırılmaya çalışıldığı bu süreçte Flormar direnişi sadece işçi sınıfının değil hak ve özgürlükler mücadelesi veren herkes için güçlü bir mücadele deneyimi ortaya çıkardı.
Elbette işçilerin sendikalı olarak işlerine geri dönebildiği bir sonuç sadece Flormar işçileri için değil, bütün işçi sınıfı ve emek güçleri açısından çok daha değerli bir zafer anlamını taşıyacaktı. Fakat bu haliyle dahi Flormar direnişi hepimiz için direnerek kazanabileceğinin umudu ve örneği olmuştur.
Flormar direnişini sadece sonuç üzerinden değerlendirmek, eksik yapılmış bir tespit olarak değerlendiriyorum. Bizler her türlü baskının olduğu OHAL sürecinde patronun bu saldırısına karşı direniş seçeneğini ortaya koyarak sürdürdüğümüz 297 günlük şanlı direnişimizde, çok şey kazandık ve kazandırdık elbette.
Türkiye işçi sınıfının tarihine altın harflerle yazılacak bu direnişin içinde barındırdığı özgünlükler açısından baktığımızda bile, nasıl bir değişim ve dönüşümün yaşandığı, aynı zamanda kadınların inandığı ve öğrendiği ölçüde nasıl güçlü bir iradenin ortaya çıkabileceğini ortaya koymuştur.
Böylesi Türkiye koşullarında, her türlü baskının ve sindirilmişliğin yaşandığı ve işçi sınıfımızın büyük bedeller ödeyerek elde ettiği haklarımızın elimizden alınmasına sessiz kalan sendikal bürokrasinin kökleştiği bu dönemde, Petrol-İş Sendikasının öncülüğünde ve sınıf dostlarımızın dayanışması ile yürütülen bu mücadele, bir nebze de olsa üzerimize serpilen ölü toprağın atılmasına vesile olmuştur diye düşünüyorum.
Bu direnişi yaratan başta Flormar’ın kadın ve erkek omuz omuza mücadele veren yiğit direnişçilerine, Petrol-İş Sendikası Gebze Şube Yönetimi, çalışanı, işyeri temsilcilerine ve üyelerine, bu direnişin etrafında dayanışma çemberi oluşturan, sendika, dernek, parti ve bütün sınıf dostlarımıza sonsuz teşekkürler. Direniş sonlandı ancak mücadelemiz Flormar’a sendika girinceye ve işçi sınıfımıza mutlak zaferi armağan edinceye kadar devam edecektir.