Mor Çatı, kadına yönelik şiddetin yaygınlığını ortaya koyan ve mücadele mekanizmalarını değerlendiren bir rapor yayınladı. 2017 verilerini içeren rapor, şiddetten kurtulmaya çabalayan kadınların devlet kurumları tarafından nasıl engellendiğini gösteriyor.
Türkiye’de kadına yönelik şiddetin yaygınlığını, etkilerini ve şiddetle mücadele mekanizmalarını kendi deneyimi üzerinden ele alarak durum tespiti yapmayı amaçlayan Mor Çatı, konuyla ilgili bir rapor yayınladı. 2017 yılında 2 bin 115 görüşmeye dayanarak hazırlanan raporla Mor Çatı, kadına yönelik şiddetle mücadele politikalarını ve destek mekanizmalarını tanımlayabilmeyi hedefliyor.
Rapora göre; 2017 yılı Ocak-Aralık ayları arasında Mor Çatı’nın dayanışma merkezinden 1001 kadın ve çocuk destek aldı ve bu kapsamda onlarla dayanışma merkezinde toplam 2115 görüşme yapıldı. İletişime geçenlerin %82’si (824 kişi) kadınların kendisiydi. Güvenlik, iletişim sorunları gibi sebeplerle doğrudan kendisi için başvuramayan kadın ve çocuklar adına ise, 177 kişi başvurdu. Bunlar arasında kadın ve çocukların akrabaları, arkadaşları, avukatları bulunuyor. 2115 görüşmenin 126’sı e-posta yoluyla, 1718’i telefon yoluyla, 266’sı yüz yüze, 5’i ise mektupla gerçekleşti.
En fazla şiddet aile içinde
Mor Çatı’nın raporunda yer alan bilgilere göre; şiddet uygulayanların büyük bir bölümü koca, eski koca, partner, eski partner, nişanlı/sözlü, baba gibi kadın ve çocukların yakından tanıdığı, bildiği ve hatta güven ilişkisi kurulan kişilerden oluşuyor. Sadece yüzde 11’i (84 kişi) şiddet uygulayanı hiç tanımadığını ya da az tanıdığını söylemiş. Kadına yönelik erkek şiddetinin, “Kadınları kontrol etmek, cezalandırmak, güç göstermek, öfke boşaltmak ve erkek egemen sistemin devamlılığını sağlamak için kullanılan bir araç” olduğu ifade edilen raporda ayrıca, “Fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetle birlikte, yeni dönemle ortaya çıkan dijital şiddet, flört şiddeti, ısrarlı takip şiddet türleri” gibi yeni tanımlamalara da yer verilmiş ve bu nedenlerle destek almak isteyen kadınların olduğu da belirtilmiş. Kadınların yüzde 32’si (317 kişi) sığınak desteğinden yararlanmayı talep ederken yüzde 56’sı hukuki destek, yüzde 13’ü hem kendisi hem çocukları için psikolojik destek talep etmiş.
‘Güvensizlik’ güçleri!
Raporda en öne çıkan sorunlardan biri de, kadınların şiddet sonrası başvurdukları kurumlardan gördükleri kötü davranışlar ve destek alamamalarını ifade etmeleri. Kolluk kuvvetlerine başvurduğunu belirten kadınlardan elde edilen bilgilere göre kolluk uygulamalarına ilişkin 92 farklı kayıt oluşturulmuş. Bu 92 farklı deneyimin yüzde 50’sinde (46 kayıt) kadınların kötü uygulamalarla karşılaştığı tespit edilmiş. Şiddete uğrayan kadın ve çocukların erişmeleri daha kolay olduğundan ilk başvurdukları kurumlar çoğunlukla karakol. Yasalara göre, bu birimler gecikmesinde sakınca bulunan hallerde her türlü önleyici ve koruyucu önlemi almakla yükümlü. Ancak 2017 yılı içinde kolluk kuvvetlerinin kötü uygulamalarına bakıldığında gerekli tedbirlerin zamanında alınmadığı, gerekli işlemlerin yapılmadığı ve kadınlara şikâyetçi olmamaları için baskı yapıldığı görülmüş. Kadınların ifadelerine göre, şiddeti rapor etmelerinin veya şikayetçi olmalarının önüne geçmek için kolluk personeli süreci uzatmak, suçlayıcı ve cinsiyetçi ifadeler kullanmak, caydırıcı bilgiler paylaşarak göz korkutmak gibi tutumlar takınmış.
‘Kocana dön!’
AKP iktidarı döneminde kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri de (ŞÖNİM’ler) tıpkı güvenlik güçlerinin yaptığı gibi, mağduriyet yaşayanlara yönelik kadından yana olmayan uygulamalara başvurmuş. ŞÖNİM’lerde karşılaşılan kötü uygulamaların başında, kadınların hakları ve faydalanabilecekleri mekanizmalar konusunda bilgilendirilmemesi; caydırıcı ve yanlış bilgilerin paylaşılması; sığınak ve diğer uzman desteklerine ilişkin taleplerin darp raporu veya 6284 tedbir kararı olmadığı için veya kadının şiddet uygulayana geri dönebileceği gibi gerekçelerle kabul edilmemesi; kadınların eve dönmeye veya şiddet uygulayan kocalarıyla barışmaya zorlanmaları geliyor. Sığınak personelinin ve idarecilerinin kadınları eve dönmeye ikna etmeye çalıştıkları ve şiddet uygulayan koca ile buluşmaya ve barışmaya zorladıkları raporda kadınların ifadeleriyle ayrıntılı bir şekilde yer almış.
Müdür eve yollamış!
Devlet kurumlarından kötü davranış görme ve hizmet alamama durumu, şiddete maruz bırakılan kadınların 2017’de başvurdukları Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri’nde de gerçekleşmiş. Raporda yer alan örneklerden birine göre, şiddet şikayetiyle gittiği kurumda Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü tarafından kocasıyla görüşmeye ve barışmaya zorlandığı tespit edilmiş. Kocası ile yeniden bir araya gelen kadın, sığınağa gittiği için cezalandırıldığını, bir daha gitmemesi için daha fazla şiddete maruz kaldığını paylaşmış. Sığınak desteğinden faydalanamayan kadın kendisini şiddetten koruyacak mekanizmalardan mahrum kalmanın yanı sıra devlet kurumlarına güvenini de yitirmiş.
Kürtaj hakkına engel
Kadınların şiddet yaşadıklarında başvurdukları diğer bir adres de sağlık kurumları. Şiddet sonucu ortaya çıkan bedensel veya ruhsal sağlık sorunları nedeniyle, şiddeti belgelemek, darp raporu almak veya kürtaj olabilmek için sağlık kurumlarına başvuran ve raporda kayıt altına alınan 41 farklı kadın deneyiminden 7’sinde kadınlar kötü uygulamayla karşılaştıklarını paylaşmış. Bu olumsuz paylaşımların tamamında, yasal kürtaj süresi içindeyken ve diğer tüm koşulları sağlamışken taleplerinin keyfi şekilde ya da kürtajın yasak olduğu gerekçesiyle reddedilme ifadeleri yer alıyor.
(Yeni Yaşam)